Turan: Çıplak aramanın, işkencenin ne demek olduğunu biliyorum

HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, Meclis'te devam eden bütçe görüşmelerinde Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine söz alarak şu değerlendirmelerde bulundu.

 

TUran, "Bakanın sunumunda pek çok şey dinledik ama bunların büyük bir kısmı esasen yapısal olan şeyler, binalara ilişkin, çalışan insan sayısına ilişkin şeylerdi. Yani mekanik bir düzenlemeyle adalet üzerine konuşurken mağdur edilen insanlar, adalet mekanizmasının verili durumu sebebiyle problem yaşayan insanlar ne yazık ki pek görünür olamıyor" dedi.

 

ADALETİN SARAY'A BAĞLANMASI VAHİM TABLO

 

Türkiye'deki hukukun, özellikle AKP iktidarı boyunca ve darbe girişiminden bu yana, OHAL'le birlikte siyasetin mücavir alanına dönüşmüş durumda olduğunu ifade eden Turan, "Özellikle, adalet mekanizmasının diğer bütün icracı organlar gibi Saray'a bağlanması bu vahim tabloyu daha da artırıyor" diye kaydetti.

 

Turan, "Bence adalet konuşacaksak gizli tanıkları, gizli bilirkişileri, savunma hakkının suç sayılmasını, suça göre delil yaratmayı, delile göre suç uydurmayı, tahliye kararı yerine getirilmeden yeni tutuklama kararlarının verilmesini, süper savcıları, liyakatsiz atamaları, pazarlıklara konu olan tahliyeleri, yargılamadan çok infazlara sahne olan durumları, siyaset ve bürokrasinin güdümünde olan mahkemeleri, geçen yıllar süresince iddianame olmaksızın tutuklulukları, siyasi beyanatlardan talimat çıkaran yargıçları, avukatlardan kaçırılan duruşmaları ve örneğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararına rağmen Cumhurbaşkanının 'bu karar bizi bağlamaz' diyebilmesini konuşabilmek lazım" diye belirtti.

 

FETÖ, YARGIYI ARAÇSALLAŞTIRNDI, SİZ DE SUÇ ORTAĞISINIZ

 

FETÖ ile mücadelede yargının araçsallaştırıldığından bahsedildiğini söyleyen Turan, "Vallahi, FETÖ, yargıyı araçsallaştırdı, siz de suç ortağıydınız o dönemde. Bunu dışarıdan, hariçten gazel okuyan biri olarak söylemiyorum; FETÖ ve AKP kumpasıyla cezaevine girmiş ve cezaevinde kalmış biri olarak bunları ifade ediyorum. Polis şefi 'Fetullah Hoca Efendi hakkında ne düşünüyorsunuz' diye bana sorarken dönemin Başbakanı Erdoğan da bu Meclisin çatısı altında 'Sokaktan geçen hiç kimseyi gözaltına almıyorlar, tutuklamıyorlar' demişti bizim tutuklanmamıza ilişkin olarak. Dolayısıyla ortada adaletin iğdiş edilmesi meselesi varsa bunun her şeyden çok müsebbibi bu ikili" dedi.

 

Turan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçenlerde bir belge geldi bize dediler ki: 'Ya, bu FETÖ çok alçakmış, o zaman da siz 'Burada bir örgüt var.' demiştiniz -evet cezaevinden böyle bir başvuruda bulunmuştuk- siz gelin, bunlar hakkında ifade verin, biz bunların cezasını keselim.' FETÖ alçak anladık da mesela sizin durumunuz bütün bu ihlaller içerisinde nerede? Dolayısıyla FETÖ örgütüne bu kadar şey atfederken bunun içerisinde kendi sorumluluğunu görmeyen, elin gözündeki mertekle uğraşırken kendi gözündeki kıymığı görmeyen iktidarın adalet mekanizmasını ne hâle getireceğini merak ediyoruz."

 

CEZAEVLERİNDEN YÜKSELEN FERYADIN ÖNEMİNİ HERKES GÖRMELİ

 

Çukurovadaki hapishanelerde onur kırıcı çıplak arama dayatmalarırın dayatıldığını söyleyen Turan, "Tecrit uygulamasına insanlar maruz bırakılıyor, infaz koruma memurlarının baskıcı tutumları devam ediyor. 80 yaşındaki Sîsê Bingöl'ün cezaevinde yatamaz olduğu tıbbi kayıtlarla belgelenmiş olduğu hâlde cezaevinde. Kitap sınırlaması getiriliyor, cezaevleri ağızına kadar dolmuş durumda. Dedim ya, ben cezaevlerini gördüm, hariçten gazel okumuyorum yani bugün cezaevlerinden yükselen feryadın önemini herkes görmeli" diye konuştu.

 

Turan, "Ben bizzat cezaevinde çıplak aramanın ne demek olduğunu, süngerli odada gardiyan işkencesinin ne demek olduğunu, yediğiniz yemekten çıkan fare kuyruğunun ne demek olduğunu biliyorum. Adalet konusunda konuşurken lütfen binalardan, ek yapılardan, şundan bundan, personelden bahsederken bu insan hakları ihlallerinden de bahsedin, bahsedin ki biz sizin bu konuda adil bir bakanlık yerine getireceğinizi düşünelim ve bu konuda bir güven tesis edelim karşılıklı olarak. Her şeyden çok, adaleti sarayın mücavir alanı olmaktan çıkartacak, hukuku yeniden tesis edecek yeni bir perspektife ihtiyaç var.