3 Ekim 2024 Perşembe

TTB Yüksek Onur Kurulu: Dr. Şeyhmus Gökalp İtibarsızlaştırılamaz

TTB Yüksek Onur Kurulu, Dr. Şeyhmus Gökalp'in tutuklanmasına ilişkin çevrimiçi basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Taner Gören, "Dr. Şeyhmus Gökalp itibarsızlaştırılamaz" diye belirtti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu, TTB'nin önceki dönem Merkez Konseyi üyesi ve Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp'in tutuklanmasına ilişkin çevrimiçi basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, TTB Merkez Konseyi üyesi Doç. Dr. Deniz Erdoğdu ile TTB Yüksek Onur Kurulu üyeleri Prof. Dr. Taner Gören, Dr. Hafize Öztürk Türkmen, Dr. Irmak Saraç, Dr. Lale Tırtıl, Dr. Yıldıray Orhon ve Dr. Ömer Özkan Özdemir katıldı.

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Fincancı, avukatlarının sunduğu somut delillere karşın yalancı tanık ifadeleriyle tutuklanan Dr. Şeyhmus Gökalp'in hekimlik değerlerinin korunması konusunda çok değerli çalışmalara imza attığını, Gökalp'in tutukluluğunun TTB'ye ve iyi hekimlik değerlerine dönük karalama kampanyalarının bir parçası olduğunu ifade etti.

TTB Yüksek Onur Kurulu adına basın açıklamasını Prof. Dr. Taner Gören yaptı. Gören, "Dr. Şeyhmus Gökalp'in, hiç tanımadığı bir itirafçının, ilk ifadelerinde yer almadığı halde üç yıl sonra hakkında ileri sürdüğü iftira niteliğindeki asılsız, hiçbir somut delille kanıtlanmamış yalan beyanları esas alınarak (bu kişiyi hiç tanımadığını, onunla hiç çalışmadığını, beyanlarının gerçekle ilgisinin bulunmadığını resmi kurum belgelerine dayalı olarak kanıtladığı halde) tutuklandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bu tür itirafçı ifadelerinin kanıt değeri taşımadığı tutuklama sürecinde ısrarla belirtilmesine karşın, hukuk dışı bir şekilde soyut iftiralar kanıt sayılmıştır" dedi.

'DR. ŞEYHMUS GÖKALP MESLEKİ ETİK DEĞERLERİN TAŞIYICISI'
Dr. Şeyhmus Gökalp mesleki etik değerlerin taşıyıcısı, insan haklarına saygılı, onurlu bir hekim olarak, yalancı tanık iftiraları ve kanıtsız iddialar ile lekelenemeyecek bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayan Gören, "Değerli meslektaşımız, mezun olduğu ilk günden itibaren 18 yıllık meslek yaşamının tamamında, meslek örgütümüzün çatısı altında toplumun sağlık hakkının ve iyi hekimlik değerlerinin yaşama geçirilmesi için çaba göstermiş, işçi sağlığından basın yayın çalışmalarına, Türk Tabipleri Birliği Büyük Kongresi delegeliğinden Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeliğine kadar değişik alanlarda görev almış, bu çalışmaları sırasında sergilediği insancıl, dayanışmacı, sorun çözücü tutumuyla örnek olmuş bir hekimdir. Bu dönemde de Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi olarak meslek örgütü çalışmalarına katkılarını sunmaktadır" ifadelerini kullandı.

Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyelerinin, herhangi bir disiplin cezası almamış ve en az 15 yıllık kıdemi olan hekimlerden oluştuğuna dikkat çeken Gören, "Mesleki saygınlığı, mesleğe duyulan güveni, hasta ve hekim haklarını, mesleki deontolojiyi ve etik değerleri koruma yükümlülüğünü, tabip odalarınca belirli ulusal yasal düzenlemeler ve yaygın kabul gören evrensel etik metinler çerçevesinde yürütülen disiplin soruşturma ve kovuşturma süreçlerine itirazları yine bu metinler dairesinde inceleyerek yerine getiren, mesleki denetimin en yüksek karar organıdır. Türk Tabipleri Birliği Kanunu, Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, Hekimlik Meslek Etiği Kuralları, Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği, Biyotıp Sözleşmesi, Türk Tabipleri Birliği Etik Bildirgeleri en temel çalışma metinleri arasında yer alan Yüksek Onur Kurulu'nun değerli üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp, tüm mesleki yaşantısında bu metinlere sıkı sıkıya bağlı kalmıştır" diye belirtti.

'HAK İHLALLERİNİN SORUMLUSU SİYASİ İKTİDARA AİTTİR'
Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp'in tutuklanması, çalışma alanı ve tüm çabası hukuk ve meslek etiğinin yaşama geçirilmesi olan bir hekime yönelik hak, hukuk ve adalete sığmayan bir işlem olarak gördüğünün altını çizen Prof. Dr. Taner Gören, "Bu adaletsiz uygulama, meslektaşımızın bir hekim olarak görevlerini yapmasının, itirafçı yalancı tanık ifadeleriyle, iftiralarla, asılsız suçlamalarla, hukuka aykırı delillerle ve hukuk dışı yollarla engellenmesi sonucunu da doğurmuştur. Çalışma hakkından sağlık hakkına, lekelenmeme hakkından onurlu yaşama hakkına, çok katmanlı insan hakları ihlaline işaret eden bu tür uygulamalar, kişi hakları yanı sıra mesleğin itibarsızlaştırılması, mesleki bağımsızlığın zedelenmesi ve meslek örgütü özerkliğine yönelik olumsuz etkileri açısından ciddi tehlikeler taşımaktadır. Bu tür hak ihlallerinin yaşanmaması konusunda temel sorumluluk, siyasal iktidara aittir" dedi.

'ADALET TOPLUMSAL YAŞAMIN CAN SUYUDUR'
"Adalet, bir değer yargısı olarak toplumsal yaşamın can suyudur" diyen Gören, şunları söyledi: "Hukukun nihai amacı adalet ise hukuk uygulayıcılarının nihai amacı da adil kararlara ulaşmak olmalıdır. Bir toplumda adalete olan güvenin azalması, toplum vicdanında derin yaralar açar. Hukuk devleti olabilmek, ancak hukuk kurallarına bağlı kalınması ile mümkün olabilir. Tutukluluk için Yasanın öngördüğü hiçbir neden bulunmadığı halde Dr. Şeyhmus Gökalp'in tutuklanmış olması, kanunsuz ve keyfi bir uygulama örneğidir.

"Meslek etik ilkelerini ve iyi hekimlik değerlerini ödünsüz savunan meslektaşımız ve çalışma arkadaşımız Dr. Şeyhmus Gökalp'in suçsuz olduğunu biliyor, bir an önce salıverilmesi ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı alınması umudumuzu koruduğumuzu ve yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz."