GÜNCEL
Temelli: Kürt meselesi artık küresel bir meseledir
Kürt meselesinin artık bu ülkenin meselesi olmadığını küresel bir mesele olduğunu ifade eden HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Kürt meselesinin çözümü demokrasi meselesinin çözümüdür" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Ankara'da düzenlenen İnsan Hakları Derneği Genel Kuruluna katıldı. Burada konuşan Temelli, Kürt meselesinin artık küresel bir mesele olduğunu söyledi.
Temelli, "İnsan Hakları Derneği'nin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bu kararlı yürüyüşü, bu genel kurulda da bize güç katacak, bize öncülük edecek" dedi. Temelli, "Geride bıraktığımız 32 yıla baktığımızda, İHD büyük bir umut, büyük bir yol göstericiydi. Öyle de kalacak. Bu süreçte onlarca arkadaşımızı yitirdik. Vedat Aydın, Tahir Elçi, Mehmet Sincar ve daha onlarcasını yitirdik. Onlarca arkadaşımız çok ağır bedeller ödedi. Ciddi insan hakları ihlalleri ile karşılaştılar. Onların önünde saygı ile eğiliyorum" diye konuştu.
AKP İNSAN HAKLARI İHLALLERİNDE LİDERLİĞİ BIRAKMIYOR
12 Eylül rejiminin her iktidarla birlikte kendisini yeniden var ettiğini söyleyen Temelli, "12 Eylül açık faşizmine karşı mücadele ederken, 12 Eylül rejiminden kurtulmaya çalışırken bu rejimin nasıl kendisini yeniden ürettiğine tanıklık ettik. Ta ki AKP'ye kadar. 15 Temmuz darbe kalkışması 'Allah'ın lütfu' olarak görüldü ve 20 Temmuz darbesiyle bu örtü kalktı ve faşizmin gerçek yüzüyle karşılaştık. 12 Eylül rejimi devam ediyor. AKP, otoriter rejimini inşa ederken insan hak ihlallerinde dünyada liderliği kimseye terk etmiyor. Bu otoriter rejim hak ihlalleriyle kendisini var ediyor. Demokratikleşme meselelerini tartışamaz hale geldik. En temel insan hakları üzerinden bir mücadele sürdürüyoruz" diye belirtti.
Demokrasinin esas itibariyle ifade özgürlüğünün kurumsallaşması olduğunun altını çizen Temelli, "Bugün ifade özgürlüğü tümden ortadan kaldırıldı. Öyle ironik sahnelerle karşı karşıyayız ki; bugün en fazla dava konusu yapılan mesele Cumhurbaşkanına hakaret etme meselesidir. Cumhurbaşkanın ceketini beğenmemek bile dava konusu olabilir. Bundan dolayı bile gözaltına alınabilirsiniz. Buna karşı mücadele ettiğinizde bu ceberut iktidarın şiddetiyle karşılaşıyoruz" diye kaydetti.
GALATASARAY MEYDANI BİR HAKİKAT VE HAFIZA MEYDANIDIR
Temelli, "Bu şiddete, bu zulme karşı sinecek miyiz, başımızı öne mi eğeceğiz? Hayır. Biraz önce olduğu gibi, Barış Annelerinin, Cumartesi Annelerinin yaptığı gibi buna karşı mücadele edeceğiz. Galatasaray Meydanı bir hakikat, yüzleşme ve canlı hafıza meydanıdır. Ne o meydandan ne de bu mücadeleden vazgeçeceğiz" dedi.
ARTIK BİRBİRİMİZE MUHALEFET EDECEK ZAMAN DEĞİLDİR
Bugün yaşananların açık bir faşizm olduğunu söyleyen Temelli, "24 Haziran'da hayali kurulan açık faşizmin, açık anayasal diktatörlüğe dönüşmesiydi. Buna hep birlikte engel olduk. Bu süreçte yan yana gelmek, asgari müşterekleri yitirecek noktaya geldiğimiz bu durumda buluşmak bir zarurettir. Artık birbirimize karşı muhalefet edecek zaman değildir. Tüm muhalefet güçlerinin bu iktidara karşı yan yana gelme zamanıdır. Şimdi bu büyük buluşmayı gerçekleştirme zamanıdır" diye konuştu.
4 KASIN SİYASİ DARBESİNİN YILDÖNÜMÜ
Yarın 4 Kasım darbesinin yıldönümü olduğunu söyleyen Temelli, "4 Kasım darbesi, siyasete yönelik en büyük darbeydi. 4 Kasım günü Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, milletvekillerimiz gözaltına alındığında aslında siyasete çok büyük bir darbe vuruldu. Öncesinde parlamenterlerin eliyle bir Anayasa suçu işlendi; kürsü dokunulmazlığı, Anayasa'ya rağmen toptancı bir anlayışla ortadan kaldırıldı ve arkadaşlarımız cezaevine konuldu. Bugün karşı karşıya olduğumuz bir hukuk ihlalinin ötesinde tıpkı arkadaşlarımıza uygulanan muamelede olduğu gibi intikamcı bir anlayış, bir rehine hukukudur" diye belirtti.
Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Arkadaşlarımız iki yıldır ne ile suçlandıkları bile belli olmadan rehin tutuluyor Sadece vekil arkadaşlarımız mı? Tam 96 belediyemize kayyum atandı, yüzlerce belediye eşbaşkanımız ve belediye meclis üyemiz tutsak. Demokratik siyaset içinde olan 6 binden fazla parti üyemiz, yoldaşımız cezaevindedir. Ama onların dik duruşları, mücadele azim ve kararlılıkları bize güç katıyor ve bu güçle insan hakları, özgürlük ve demokrasi mücadelemizi sürdürüyoruz.
"Bu arkadaşlarımızın tutuklanma nedenlerinin başında sosyal medya paylaşımları geliyor. İfade özgürlüğünün nasıl gasp edildiğini bu davalardan görmemiz lazım. Otoriter rejim, anayasal diktatörlüğe ulaşmak adına bütün özgürlük alanlarını ortadan kaldırıyor. Bunu yaparken en önemli fay hattını sürekli canlı tutuyor. Savaş ve şiddet ortamında bütün bu hak gasplarını meşru kılmaya çalışıyor. Bu meselenin adı Kürt meselesidir.
"Kürt meselesi bugün Türkiye'deki bütün meselelerin ortak temelidir. Bugün Türkiye'de kadına yönelik şiddet, emekçi haklarının gaspı, demokrasi meselesi mi var? Evet, hepsi var. Bütün bu saldırıları yaparken herkesin önüne Kürt savaşını, Kürt düşmanlığını dayatarak yol alan bir iktidar var. O yüzden bütün meselelerimiz ortaktır, çözümü de ortaktır. O yüzden yan yana gelmeliyiz. Kürt meselesinin çözümü demokrasi meselesinin çözümüdür."
KÜRT MESELESİ ARTIK KÜRESEL BİR MESELEDİR
Kürt meselesinin artık bu ülkenin meselesi olmadığını küresel bir mesele olduğunu ifade eden Temelli, "Ortadoğu'daki sorunların çözümü Kürt meselesinin çözümünden geçer. Halkların özgür iradesinden geçer. O yüzden bu sorunların merkezinde Kürtleri görmek tesadüfi değildir. Çünkü Kürt halkının özgürlük, demokrasi mücadelesi Ortadoğu'daki tüm sorunların çözümü için, küresel sorunların çözümü için belirleyicidir. O yüzden bugün barışa tecrit uygulanmaktadır. O yüzden bu ağırlaştırılmış tecrit ile çözümsüzlük dayatılmaktadır" diye konuştu.
Temelli, "Bu iktidar Kürt referandumuna karşı çıkarken, Afrin'e saldırırken, bugün Fırat'ın doğusundan bahsederken ve HDP'ye saldırırken yegane amacı çözümsüzlükten beslenmektir. Bununla mücadele etmek istiyorsak kendi alanlarımıza çekilerek değil, topyekün bir arada mücadele etmeliyiz, cesaretli olmalıyız. Bunu başaracağız. Resmi ideolojinin ırkçılık anlayışının peşine takılanlara inat bunu başaracağız. Bu İttihatçı ve tekçi zihniyete karşı hangi kökenden olursa kadim halkların yan yana duruşu, demokratik siyaset iradesi yol göstericidir" dedi.
'SURİYE HAKLARI KARARI VERECEK'
Avrupa ülkelerini, Türkiye ile sadece iktisadi temelde ilişki kurması ve göçmen politikasında yetersiz kalınması konusunda eleştiren Temelli, "Öncelik insan haklarında, hukuk devletinde, kuvvetler ayrılığında olmalıdır" dedi. İstanbul’daki Dörtlü Zirve’ye de tepkisini dile getiren Temelli, "Halklarla alay etmektir, fıkra anlatmaktır. Suriye halklarının olmadığı bir masada çözüm aramak. Suriye halkları Suriye’nin geleceğine karar verecek. Tıpkı Türkiye halklarının Türkiye’nin geleceğine karar vereceği gibi" dedi.
Temelli, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Şimdi yine seçim yaklaşıyor. Her seçimde olduğu gibi kendi siyasi ikbali uğruna insanları düşmanlaştırmak için her türlü yöntemi deneyen bir iktidar var karşımızda. Yine saldırılara başladı. Her türlü hak ihlalini meşru görerek saldırıyor. Kürt sorununu çözümsüzlük girdabına hapsederek siyasi iktidarını uzatmaya çalışıyor. Tabi ki seçimler bizim için önemli uğraklar ama önemli olan, asıl olan demokrasi mücadelemiz. Tıpkı 32 yıldır İHD’nin yaptığı gibi 40 yıldır sürdürdüğümüz mücadelemizde olduğu gibi hep birlikte yan yana omuz omuza bu ceberut iktidara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."