22 Kasım 2024 Cuma

Tek yol birleşik devrim

Birleşik Mücadele Güçleri olarak bizler emekçi insanlığın kurtuluşunun tek yolunun devrim olduğu bilinciyle yoldaşlığı geliştiriyor ve mücadeleyi büyütüyoruz. Faaliyetlerimize "Tek yol birleşik devrim" perspektifi yol gösteriyor. Devrimin aciliyetini ve zorunluluğunu haykıran içinde yaşadığımız dünya, bölge ve Türkiye gerçekliğinin tarihsel çağrısına yanıt olmak iddiasıyla birleşik yürüyüşümüzü sürdürüyoruz.

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) olarak kasım ayıyla birlikte birleşik mücadelemizde yeni bir sayfa açıyoruz.

Faşizme ve sömürü düzenine karşı Tek Yol Birleşik Devrim! Bu aslında kuruluşumuzun ilanıyla başlayan "Faşizmi yıkacağız, özgürlüğü kazanacağız" yürüyüşümüzün yeni bir etabı olacak. Kürdüyle Türküyle, Alevisi-Sünnisiyle, kadını-erkeğiyle, yaşlısı-genciyle işçilerin, emekçilerin, bütün ötekileştirilenler ve ezilenlerin yaşamlarının her alanına dokunmayı, faşizmin ve kapitalizmin baskısı, sömürüsü, zorbalığı altında acı çeken milyonların mücadele dinamikleriyle daha ileri düzeylerde buluşmayı hedefliyoruz.

İşçi ve emekçiler Türkiye ve Kürdistan'da bugün düpedüz açlıkla boğuşuyorlar. Hayat pahalılığı, zamlar, işsizlik başını almış gitmiş durumda. Kadın cinayetleri ve doğanın yıkımı aynı şekilde. Kan emici çok küçük bir azınlık dışında toplumun ezici bir çoğunluğu "Yarın ne olacağız" korkusu yaşıyor. Gelecek endişesi ve umutsuzluk gençler içinde daha yaygın.

Hayatın değişik alanlarında karşımıza çıkan yıkım ve çürüme kuşkusuz salt andığımız bu üç-beş boyutla sınırlı değil. Sadece ekonomi, sadece siyaset/rejim krizi, sadece iç ve dış politika ya da sadece kültürel ve ideolojik hegemonya ile sınırlı olmayan çok yönlü ve katmanlı yapısal bir kriz yaşamaktayız. Başka bir anlatımla dünya çapında iflas etmiş bir sistem gerçeği var karşımızda.

İşin ilginci, egemen burjuvazi, kendisini "sistem karşıtı muhalif" olarak tanımlayan birçok güçten daha fazla farkında bu gerçeğin. Bu yüzden zaten hem büyük bir korku içinde hem de bu korkunun büyüklüğüyle orantılı bir saldırganlıkla hareket ediyor. Topluma verecek bir şeyi kalmadığı için daha fazla baskı ve zorbalığa yöneliyor, faşist devlet terörü ve savaş politikalarına sarılıyor. Muhalif sesleri boğabilmek için ölçüsüz bir polis şiddeti ve keyfi yasaklara başvurması ya da özel sansür yasaları çıkarması bir yana hasta tutsakların serbest bırakılması için çırpınan yaşlı-başlı anaları dahi yerlerde sürüklemekten, tecridi daha da ağırlaştırmaktan sahip olduğu teknolojik üstünlüğe ve Barzani klanının ihanetine rağmen Zap'ta, Avaşin'de, Metina'da kendisine kök söktüren gerillaya karşı kimyasal ve taktik nükleer silah kullanmaya kadar bariz insanlık suçları işlemekte tereddüt etmiyor.

Bazıları bu hal ve gidişe "dur" diyebilmenin yolunu seçimlerde görüyor ve sandıkta elde edilebilecek etkileyici bir sonucun her şeyi değiştirebileceği hayalini yayıyor. 7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya çıkan sonucun nasıl yok sayılıp çöpe atıldığını, faşist şeflik rejimine resmiyet kazandıran 2017'deki anayasa referandumu ya da 2019'daki İstanbul belediye başkanlığı seçimlerinde çevrilen dolapları kendileri unuttukları gibi bizden de unutmamızı bekliyorlar. Öyle bir akıl tutulması ve tek yanlılık içindeler ki, sandığa bir "halel gelir" korkusuyla devrimci politika ve yöntemlere düşmanlıkta düzen sözcüleriyle yarışıyorlar.

Birleşik Mücadele Güçleri olarak bizler emekçi insanlığın kurtuluşunun tek yolunun devrim olduğu bilinciyle yoldaşlığı geliştiriyor ve mücadeleyi büyütüyoruz. Faaliyetlerimize "Tek yol birleşik devrim" perspektifi yol gösteriyor. Devrimin aciliyetini ve zorunluluğunu haykıran içinde yaşadığımız dünya, bölge ve Türkiye gerçekliğinin tarihsel çağrısına yanıt olmak iddiasıyla birleşik yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Kendisiyle birlikte insanlığı da çürütüp dünyamızı yaşanamaz hale getiren kapitalist-emperyalist sistem gerçekliği dayatıyor bu zorunluluğu. Şurasını ya da burasını yamayıp düzeltmekle ortadan kaldırılamayacak kadar derin ve kapsamlı kriz gerçeği gözümüze sokuyor. Ve elbette insanlığın çektiği acıların büyüklüğü, işçinin, emekçinin, ezilenin, ötekileştirilenlerin umut ve özlemlerine cevap verebilmenin başka yolu olmadığının bilinciyle hareket ediyoruz.

Bu nedenle diyoruz ki;
Sömürüye, açlığa, işsizliğe, yoksulluğa ve geleceksizliğe karşı tek yol birleşik devrim!
Erkek egemenliğine karşı tek yol birleşik devrim!
Faşizme ve kirli savaşa karşı tek yol birleşik devrim!
Doğanın talanına dur demek, çevre ve iklim felaketlerinin önünü alabilmek için tek yol birleşik devrim!
Irkçılığa ve şovenizme karşı tek yol birleşik devrim!
İnanç özgürlüğü için tek yol birleşik devrim!
Emekçilerin kardeşliği ve insanlığın kurtuluşu için tek yol birleşik devrim!

Birleşik Mücadele Güçleri'nin sitesinde yayınlanan yazıya buradan ulaşabilirsiniz