2 Ekim 2024 Çarşamba

'Talat Türkoğlu nerede'

Dosyası zaman aşımına uğratılarak failleri cezasızlık politikasıyla ödüllendirelen Talat Türkoğlu için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini kaydeden Cumartesi Anneleri, 888. hafta eyleminde "Talat Türkoğlu nerede" sorusunu yineledi.

Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini soran ve faillerin yargılanması için yıllardır mücadele yürüten Cumartesi Anneleri eylemi 888. haftasında. Covid-19 salgını nedeniyle bu hafta da online açıklama yapan kayıp yakınları Talat Türkoğlu'nun dosyasını kamuoyuyla paylaştı. 

Söz alan Türkoğlu ailesi Talat Türkoğlu'nun gözaltında kaybedilen ne ilk ne de son isim olduğunu kaydetti. Talat Türkoğlu'nu aramaktan vazgeçmeyeceklerinin altını çizen aile, "İnsanlık suçu unutulur gibi değil" dedi. Galatasaray meydanından ve kayıpların akıbetini sormaktan asla vazgeçmeyeceklerini belirten aile, "İnsanlık onurunun yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Talat Türkoğlu'nu unutmadık unutmayacağız" ifadelerini kullandı.

Türkoğlu ailesinin avukatı Gülizar Tuncer de Talat Türkoğlu dosyasını hatırlattı. Zaman aşımı nedeniyle dosyanın kapatıldığını belirten Tuncer, "Başvurulardan, bu zamana kadar bir sonuç elde etmek mümkün olmadı. Bu olayda fail konumunda bulunanların ve onlara emir ve talimat verenlerin açığa çıkarılması mümkün olmadı hiçbir zaman da olmayacaktır" diye konuştu. 

Faillerin cezalandırılması demenin devletin sorumluluğunun açığa çıkarılması anlamına geldiğini belirten Tuncer, bu dosyada da cezasızlık politikası uygulandığını kaydetti. 

Bu haftanın basın metnini okuyan Zeynep Yıldız, "27 yıldır soruyoruz, Talat Türkoğlu nerede?" dedi. Yıldız, zaman aşımı nedeniyle cezasız bırakılan Talat Türkoğlu dosyasında adalet istediklerinin altını çizdi. 

NE OLMUŞTU?
Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar'da yaşıyordu. Daha önce 4 kez gözaltına alınan Talat; yoğun işkence gördü ve yıllarca hapishanede kaldı. Son olarak  5 Ekim 1994 tarihinde tutuklandı ve yargılanması sürerken tahliye edildi.

29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne'ye gitti. İstanbul'dan Edirne'deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. Ailesinin yanında kaldığı sürede onlar da bu duruma tanıklık etti.1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul'daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Türkoğlu Ailesi, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü, devletin ilgili tüm kurumlarına başvurularda bulundu, kampanyalar yürüttü. Soru önergeleriyle konu Meclis'e taşındı. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar  Talat Türkoğlu'nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunu bilinmediklerini söyledi. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdığı Galatasaray'da artık onun fotoğrafları taşınmaya başladı.

1997  yılında JİTEM mensubu Kasım Açık'ın yaptığı itiraflar basına yansıdı. Talat Türkoğlu'nun eşkâl, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini ayrıntıları ile veren  Kasım Açık; Onun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent'te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını açıkladı. Talat Türkoğlu'nun işkence ile öldürülen bedeninin Meriç Nehri'ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti.

Bu beyanlar üzerine Türkoğlu Ailesi ek bir soruşturma yapılması için savcılığa başvurdu. Savcılık, etkin bir soruşturma yürütmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.

AİHM'e taşınan davada ise Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu'nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu.

AİHM'in Türkiye'yi mahkûm etmesinin ardından İHD avukatı Gülizar Tuncer, Edirne Savcılığı'na dilekçe ile başvurarak AİHM'in verdiği mahkûmiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulundu. Edirne Savcılığı, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu reddedildi. Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Anayasa Mahkemesi de 2020 yılında başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile tekrar AİHM'e başvurdu.

Kısacası Talat Türkoğlu'nun gözaltında kaybedilmesi ile ilgili suça karışan JİTEM mensubunun itiraflarına, AİHM' in Türkiye'yi mahkum etmesine  ve tüm başvuru yolları denenmesine rağmen hukuk işletilmedi zamanaşımı devreye sokularak  dosya kapatıldı.

Ziyneti Türkoğlu son nefesine kadar gözü yolda, kulağı seste oğlunu bekledi. Talat'ın akıbetini çocuklarına emanet ederek aramızdan ayrıldı.