2 Ekim 2024 Çarşamba

Tahir Elçi davası: Suçlunun yargılanması için yargının olması lazım

Tahir Elçi davasında mahkemenin hep "mış" gibi hareket ettiğini ifade eden avukatları, "Bizden de 'mış' gibi hareket etmemizi istiyorlar" dedi. Elçi'nin eşi Türkan Elçi ise, engizisyon mahkemesiyle karşı karşıya olduklarını söyledi, davanın tarihin kara sayfalarına gönderilmek istendiğini belirtti.

Tahir Elçi Vakfı yöneticileri ve Elçi ailesinin avukatları, dava sürecine ilişkin Beyoğlu'nda bulunan bir restoranda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Elçi'nin eşi Türkan Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ve davanın avukatları katıldı.

ELÇİ: HAK ARAYIŞI YOLCULUĞU
Türkan Elçi, adalet arayışını bir yolculuğa benzetti, bunun hak arayışı yolculuğu olduğunu söyledi. Elçi, "Bu yolculukta mağdurun isteklerinin mahkeme tarafından karşılanmadığını en iyi bilenlerdenim. Bizler suçlunun yargılanmasını istediğimizi ısrarlı bir şekilde dile getirsek de bu çabanın avukat ve ailenin isteği ve talebi tek yeterli değil. Suçlunun yargılanması için yargının olması lazım. Çıktığımız bu yolda yarı yolda bırakıldık. 'Bu yolculuğa çıkarken bunu bilmiyor muydunuz? diye sorabilirsiniz. Biliyorduk ama umutlu olmayı istedik" dedi.

TALEPLERİMİZ KARŞILANMADI
Çıktıkları yolda nizami kırık bir duruşma gördüklerini ifade eden Elçi, duruşmalarda hiçbir taleplerinin karşılanmadığını ve salondan atılmakla tehdit edildiklerini hatırlattı. Elçi, buna rağmen umutlu olarak yollarına devam etmek istediklerini ifade etti. Bir buçuk yıldır görülen duruşmalarda zırhlarla etraflarının sarıldığını belirten Elçi, "Her duruşmada bunu hissettik. Dava başlarken bu gibi şeylerle karşılaşacağımızı biliyorduk. Ama bir hukukçu ön yargılarla hareket etmemesi gerekir. Bunun için ön yargılarımız bir kenara koyarak hareket etmeye çalıştık. Ama bir buçuk yılın ardından şunu ifade edebiliriz ki şimdiye kadar dile getirdiğimiz hiçbir talebimiz kabul edilmedi" diye belirtti.

ENGİZİSYON MAHKEMESİ
Bir engizisyon mahkemesiyle karşılaştıklarını vurgulayan Elçi, "İngiltere'de hazırlanan raporlar olmasaydı belki dava bile başlamayabilirdi. Ama bu raporlar doğrultusunda 4 buçuk yıl sonra dava açıldı. Mahkeme dışında da ben daha önceki süreçlerde fikrimi beyan ettiğimde adalet talep ettiğimi ve kısmen de olsa adaletin geleceğine güvendiğimi ifade ettim. Ama geldiğimiz aşamada böyle yürümeyeceğini ifade edebilirim. Gönül isterdi ki mahkeme heyeti de bizim kadar bu davayı önemseseydi. Avrupa, engizisyon mahkemelerinden dersler çıkararak ona göre hareket ediyor. Ama Türkiye'de ne yapılıyor? Engizisyon mahkemeleri gibi davranılarak davanın tarihin kara sayfalarına gireceğini düşünüyorum" diye konuştu.

CENGİZ: 'MIŞ' GİBİ HAREKET EDİLİYOR
Dava avukatlarından Orhan Kemal Cengiz de mahkemenin Tahir Elçi davasıyla ilgili her şeyi kerhen yaptığını söyledi. Mahkemenin hep "mış" gibi hareket ettiğini belirten Cengiz, "Bizden de bu oyunda bir tür aktör gibi hareket etmemizi istiyorlar. Bizden de 'mış' gibi hareket etmemizi istiyorlar" dedi.

HAKİKATİN ORTAYA ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ
Tahir Elçi katliamında Hrant Dink katliamındaki benzer ağlar olduğunu vurgulayan Cengiz, "Tahir Elçi olsa davasında hakikatin ortaya çıkmasını isterdi. Bizim istediğimiz de budur. Hakikatin ortaya çıkarılmasını istiyoruz" diye konuştu.

9 GÜNDE SORUŞTURMA AÇILDI
Tahir Elçi'nin katıldığı bir televizyon programında ifade ettiği bir kelime üzerinden hedef haline getirildiğini hatırlatan Cengiz, "Tahir sadece sosyal medyada hedef gösterilmedi. Ana akım medya da Tahir Elçi'yi şeytanlaştırarak hedef haline getirdi. Bugün yargı Tahir'in karşı karşıya kaldığı tehdidi hala bilmediğini söylüyor. Bu tehditlerden sonra 9 gün içerisinde Tahir Elçi hakkında bir soruşturma açıldı. Tahir bunu bildiği için savcıya telefon açarak 'gelip ifade vermek istiyorum' dedi. Ama Tahir Elçi aramamış gibi hareket ettiler ve Tahir'i barodan gözaltına aldılar" hatırlatmasında bulundu.

15 DAKİKA BOYUNCA HİÇBİR ŞEY YAPILMIYOR
İhbar olmasına rağmen şüpheli bir aracın 13 kilometre boyunca durdurulmadığına ve Tahir Elçi'nin vurulmadan önce yaşananlara da değinen Cengiz, "Tahir vurulduktan sonra 15 dakika boyunca hiçbir şey yapmıyorlar. Polisler burada da 'mış' gibi yapıyor. Yine bundan sonra aylarca vurulmasına ilişkin delilleri toplanmıyor. 3 buçuk ay sonra vurulduğu yerde inceleme yapıldı. Vurulduğu yeri gören 4 kamera var. 3 kamera çalışıyor ama Tahir Elçi'nin tam olarak göründüğü kamera her ne hikmetse çalışmıyor. Yine polisin çektiği kameradaki olay anının 13 saniyelik görüntüsü yok" dedi.

'DAVA YARGISIZ İNFAZA BIRAKILMAK İSTENİYOR'
Tahir Elçi'nin yargılanması için 9 günde iddianame hazırlayan yargının öldürülmesine ilişkin iddianameyi 4 buçuk yıl boyunca hazırlanmadığına dikkati çeken Cengiz, açılan davada polis zırhıyla karşılaştıklarını, duruşma salonundan atıldıklarını, polisin işkenceyle yalancı tanık ifadesi aldığının ortaya çıktığını aktardı. Mahkeme heyetinin bunları görmediğini, duymadığını aktaran Cengiz, "Yargısız infazların davası avukatının davası yargısız infaza bırakılmak isteniyor" diye vurguladı.

EREN: ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren de, savcıların ilk günden itibaren soruşturmanın açılmaması için hareket ettiklerini söyledi. Bir baro başkanının her sokağın başında polisin olduğu ve her tarafta kameraların olduğu bir yerde vurulduğunu hatırlatan Eren, "Ama 4 buçuk yıl boyunca soruşturma açmadılar. Aslında bu süreçte ne yapmak istediklerini açıkça gösterdiler" dedi.

GÜVENLİK TOPLANTISI
Tahir Elçi öldürüldükten sonra Diyarbakır'da bir güvenlik toplantısı yapıldığını hatırlatan Eren, "Aslında bu cinayetin aydınlatılmaması kararının bu toplantıda alındığını düşünüyoruz" dedi. Soruşturmanın başladığı andan itibaren örgüt üyelerinin üzerine yıkmak olduğuna dikkat çeken Eren, "Bu dava kapsamında tanıklarda vardı. Ama bu kişiler nasıl işkence gördüklerini, savcıların kendilerini hangi vaatlerle kandırdıklarını duruşmalarda dile getirdiler" sözleriyle devletin ürettiği yalancı tanıklara işaret etti.

BU MAHKEMEYLE MADDİ GERÇEK ORTAYA ÇIKMAZ
Tanıkların ifade ettiği savcılar hakkında dava açılmasını beklediklerini ama bunun yapılmadığının altını çizen Eren, "Bu tanıklardan biri bana mektup gönderdi. Bu mektupta savcıların nasıl vaatte bulunduğunu duruşma salonunda anlattığından daha ayrıntılı bir şekilde açıklamıştı. Bizler son duruşmada bu yönlü şikayetimizi dile getirdik. Ama işkence iddiasını bile dikkate almadılar. Biz o celseden sonra bu savcılar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Yine son davada dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun yargılanmasını istedik. Ama bu talebimiz de reddedildi. Bir buçuk yılda mahkemenin bu davayı götürmeyeceğini ve götürecek o cesareti göstermeyeceğini gördük. Maddi gerçeğin ortaya çıkması için siyasi bir iradenin ortaya çıkması lazım. Aksi durumda bu mahkemeyle maddi gerçeğin ortaya çıkacağına inanmıyoruz" şekliden konuştu.

Daha sonra söz alan diğer avukatlarda fotoğraflar üzerinde Tahir Elçi cinayetini öncesi ve cinayetten sonra yaşananları anlattı. Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan avukatlar, bir sonraki duruşma için duyarlılık çağrısında bulundu.