20 Eylül 2024 Cuma

SYPG Temsilcisi Bahadır: Rojava devrimi bir başkaldırıdır

Rojava devriminin 12'inci yılı ve Suruç katliamının 9'uncu yılında Özgür TV programına katılan SYPG Temsilcisi Haydar Bahadır, devrimin Kürt halkının, kendi iradesiyle, kendi geleceğini tayin edebileceğini gösterdiğini söyledi, sömürgeciliğe güçlü bir yanıt olduğunu vurguladı. Sosyalist, anarşist, devrimci, yurtsever gençlere yönelik Suruç katliamının sömürgeci Türk devleti ve DAİŞ ortaklığıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Bahadır, Suruç katliamıyla birleşik devrimin hedeflendiğini söyledi.

Halkların Birlik ve Dayanışma Kurumu (SYPG) Temsilcilerinden Haydar Bahadır Özgür TV'de Özgür Rojava programında Suruç katliamı ve Rojava devrimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sözlerine, Suruç'ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusunu ve Rojava devrim şehitlerini anarak başlayan Bahadır, "Onların ideallerine, ütopyalarına bağlı kalacağımızı ve ne pahasına olursa olsun gerçekleştireceğimizi yinelemek istiyorum" dedi.

2014 yılının son MGK toplantısında hazırlanan çöktürme planını hatırlatan Bahadır, "Bu planın merkezinde Kürt halkının imhası, soykırıma tabi tutulması, başta PKK olmak üzere Kürt özgürlük hareketinin, Türkiye'de devrimci komünist hareketlerin, işçi sınıfı hareketinin, kadın özgürlük mücadelesinin ve direnen bütün kesimlerin ezilmesi vardı" diyerek, MGK'daki çöktürme planının Suruç katliamı ile başladığını söyledi.

'KOBANÊ'Yİ İNŞA KAMPANYASI BİRLEŞTİRİCİ BİR MAYA OLDU'
SGDF'nin "Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz" kampanyasına yanıt veren sosyalist, komünist, devrimci, anarşist gençlerin Karadeniz'den, Ege'den, Trakya'dan, Kürdistan'ın pek çok kentinden Kobanê'ye doğru yola çıktığını kaydeden Bahadır, Kürdistan devrimiyle bağ kurma, Rojava devrimini inşa etmek için yola çıkıldığını anımsattı. Bahadır, "Bu birleşik bir devrimin motifiydi. Onun renkleriyle büründü. Bakur ve Türkiye devrimci hareketini ve birçok rengi bu anlamıyla birleştirdi. Gerçek anlamda birleşik devrimin ruhuna, mantığına uygun bir devrimci gelenek yarattı. Tam bir birleştirici maya oldu. Anadolu Mezopotamya'sının, Kürdistan coğrafyasının mayasını oluşturdu. İşte Türk devletinin kabul etmediği gerçeklikte bu. Halkları, halkların gençlerini bir araya getirdi. Kürdistan devrimini inşa etme ve savunma anlamında birleşik cephe barikatı oluşturdu. Böyle de değerli, tarihsel bir rol oynadı" diye ekledi.

Sosyalist gençlerin çağrısıyla Kobanê'ye doğru yola çıkışın sömürgeci Türk devletinin planlarını bozduğunu kaydeden Bahadır, bu nedenle Rojava devrimi, halkların birleşik devrimi için savaşmaya, inşaya giderek tutarlı bir devrimci pratik ortaya çıkaran devrimcilerin, marksist leninist komünistlerin Suruç katliamıyla hedef alındığını vurguladı. Kobanê özgürleştirildiğinde sömürgeci Türk devletinin stratejik hedeflerinin bozulacağını kaydeden Bahadır, bu engelin ortadan kaldırılması için Türk devleti ile DAİŞ işbirliğinde Suruç katliamının gerçekleştirildiğini anlattı. Türk devleti ile DAİŞ ortaklığının ayrıntılarının dava dosyasında yer aldığını söyleyen Bahadır, "Saldırının merkezinde sömürgeci, faşist Türk devleti duruyor" dedi.

'ROJAVA DEVRİMİ ÖZGÜN TARİHSEL BİR SÜREÇTE GERÇEKLEŞTİ'
SGDF'nin çağrısıyla yola çıkışın Rojava devrimini büyütme amacı taşıdığını vurgulayan Bahadır, devrimin 12'inci yılında olduğunu hatırlattı. Rojava devriminin özgün bir tarihsel dönemde gerçekleştiğini söyleyen Bahadır, bu özgün tarihsel süreci şu sözlerle tanımladı: "Nedir bu özgünlük? Devrimlerin, ayaklanmaların bittiği, tarihin sonunun ilan edildiği, kapitalizmin ebedi ilan edildiği, direnmenin, mücadele etmenin, silahlı mücadele yürütmenin, ezilenler, özgürlükler, kadın devrimi için mücadele etmenin lüzumsuz olduğu son 10-20 yıldır bolca propagandası yapılıyor. Rojava devrimi tam da böylesi tarihsel bir süreçte; emperyalizme, emperyalist bölgesel savaşlara, faşist sömürgeci Türk devletinin işgalci, sömürgeci politikalarına, Suriye BAAS faşist diktatörlüğünün politikalarına; politik islamcı, faşist çetelerin örgütlenmeleri ve bunların arkasında olan bütün devletlerin politikalarına, ittifaklarına karşı ideolojik, politik bir duruş olarak gerçekleşti."

Rojava devriminin bir meydan okuma olduğunu vurgulayan Bahadır, "Kendi iradesini, inancını, özgürlüğünü, tutkusunu, planlarını somutlaştırarak, ezilenlerin; kapitalist emperyalistlerin, burjuva ideologların iddia ettikleri gibi teslim alınamayacağını, Ortadoğu'da ezilenlerin ezileni olan Kürt halkının, kendi iradesiyle; kaderini, kendi geleceğini tayin edebileceğini gösterdi. Bu tarihsel bakımdan çok anlamlı, çok değerli" diye ekledi.

'ROJAVA DEVRİMİ ENTERNASYONALİST BİR KARAKTERE SAHİP'
Devrimin bir Kürt devrimi olmakla birlikte, enternasyonal bir karaktere sahip olduğuna işaret eden Bahadır şöyle konuştu: "Bütün dünyadaki ezilenler, direnenler için umut oldu. Onlara moral, motivasyon aşıladı. Bu anlamıyla tarihsel, ideolojik, politik olarak çok değerli bir kazanım. Daha özgün anlamı bakımından ise Kürt halkı 150 yıldır işgalcilere, sömürgecilere, emperyalistlere karşı muazzam bir direniş sergiliyor. İşte Bakurê, Rojava, Başûrê Kürdistan'daki durumu biliyorsunuz. Başta İngiliz emperyalizmi olmak üzere, Osmanlı ve devamında sömürgeci faşist soykırımcı Türk devletinin Kürt soykırım politikası; Dersim, Zîlan, Koçgîrî… Katliamlar dayatılmış bir halk."

'ROJAVA DEVRİMİ TARİHSEL BİR ZAFERDİR'
Emperyalistler ve sömürgeci güçlerin kuşatmasındaki halkın kendi kaderini eline aldığını, örgütlenerek, zafere inanarak bir devrim gerçekleştirdiğini vurgulayan Bahadır, "Doğal olarak bir Kürt devrimi oldu. Bu anlamıyla Kürtlerin 21'inci yüzyılda Ortadoğu'da zaferi, başarısı oldu. Tarihsel anlamda bir zafer, bir başarı oldu" diye konuştu.

Rojava devriminin emperyalist, sömürgeci bölge devletlerin bütün planlarını bozduğunu, Kürt devrimi olarak başlayarak bölgede yaşayan tüm ezilenleri içerdiğini kaydeden Bahadır, "Asuriler, Süryaniler, Ermeniler, inanç toplulukları, farklı dinlerin hepsini özgürleştiren, birleştiren, kader birliğini demokratik zeminde oluşturan, ulusal talepleri aşan, demokratik, halkçı, ilerici bir devrim karakterine büründü. Bu anlamıyla da çok önemli, toplumsal devrim oldu" değerlendirmesinde bulundu.

'KADINLARIN ÖNCÜLÜK ETTİĞİ BİR DEVRİM OLDU'
Rojava devrimine kadınların öncülük ettiğini devrimin aynı zamanda bir kadın devrimi olduğunu söyleyen Bahadır, "Kapitalizmin, özellikle Ortadoğu'daki gerici, sömürgeci, faşist diktatörlüklerin, otokrasilerin, despotik diktatörlüklerin başta kadına biçtiği rolü biliyoruz. İradesinin, teslim alındığı, köleleştirildiği bir coğrafyada Kürt ulusal devrimi ile başlayan, onun içerisinde örgütlenen, bunun sınırlarını aşan bir kadın özgürlük devrimi inşa etti, geliştirdi. Bu aynı zamanda Kürt kadınının güçlü profilini ortaya çıkarttı. Özgür, iradeli, ulusal ve cinsel kimliğini temsil eden, kendi kaderini kendi eline alan, kendiyle ilgili söz sahibi olan, yönetimde, orduda kendi yapısını, işleyişini kuran bir karakter ortaya çıkarttı. Bu da yine Kürt devriminin sınırlarını açtı. Gerçekten Sovyet ve sosyalist deneyimlerinin belirli özgün yanlarını dışta tutacak olursak -bazı benzerlikler olmakla birlikte- onu belirli boyutlarıyla aşan, özgünlükler ortaya çıkardı. Askeri, toplumsal, kurumsallaşma ve örgütlülük düzeyini kazanma anlamında da bir kadın devrimi bu. Bu aynı zamanda evrensel bir nitelikte oldu. Enternasyonal bir karaktere büründü. Dünyanın her tarafında, hem devrime katılım anlamında güçlü bir kadın karakteri kazandı hem de Rojava kadın devrimini, dünyadaki ilerici, ezilen kadınlar kendilerine örnek aldı, tartıştı, inceledi. Bu anlamıyla dünyanın her tarafına güçlü bir kadın devrimi mesajı verdi" dedi.

'KAZANIMLARIYLA, ÖRGÜTLÜKLERİYLE KADIN İRADESİ GÜÇLENDİ'
Dünyada pek çok kapitalist ülkede kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılar yaşandığını, kürtaj yasağından faşist gerici partilerin iktidara gelmesiyle kapitalizmin kadınları iyice köleleştirdiğine işaret eden Bahadır, "Dünyanın her tarafında ucuz emek gücü ve kadın bedeninin pazarlanması oldukça yaygın ve güçlü. Ama Rojava devrimi, son toplumsal sözleşmede, hukukta, askeri olarak YPJ içerisinde kendi bağımsız örgütlenme ve komuta kademesiyle devrimini inşa etti. Kendi özgünlüğüyle ayakları üstünde durarak, kendi iradesini ellerine alarak güçlü bir devrim inşa etti" diye konuştu.

'ROJAVA DEVRİMİ SÖMÜRGECİLİĞE KARŞI MEYDAN OKUMA OLDU'
Rojava devriminin Kürt halkına uygulanan sömürgeciliğe karşı çok büyük bir meydan okuma anlamına da geldiğini kaydeden Bahadır, son dönemde artarak devam eden Rojava'ya dönük işgalci Türk devletinin saldırılarının bölgeyi Misak-ı Milli sınırları içerisinde görmesinden kaynaklandığını belirtti.

Rojava devriminin emperyalistler ve bölge sömürgeci diktatörlüklerin yüz sene önce Sevr Anlaşması ile çizdiği sınırları da parçaladığını vurgulayan Bahadır, "Emperyalistler bu bölgeleri cetvelle çizdiler, çeşitli aşiretleri atayıp -Şam, Irak- devlet kurdular. Şimdi birileri kalkıyor kendi silahını, kendi örgütlülüğü ile bağımsızlığını, özgürlüğünü ve kendi kaderini tayin ettiğini ilan ediyor. Ve senin sınırlarını tanımıyorum diyor. Bu çok büyük bir meydan okuma. Devrimler bakımından, Kürt halkının kendi kaderini eline alması, kadın devrimi, halkların eşitliği ve özgürlüğünün sağlanması ve bu temelde demokratik halkçı devrimin ortaya çıkarması bakımından tarihsel, güncel, ideolojik, politik, örgütsel sayısız kazanımları var" diye ekledi.

'İSYANLARI DEVRİMCİ, DEMOKRATİK ORTADOĞU FEDERASYONUNDA BİRLEŞTİRMELİYİZ'
Bu kazanımların geliştirilmesi gerektiğini belirterek, bölgedeki diğer devrimlerle, ezilen halklar, Arap halk isyanlarıyla devamının geleceğini söyleyen Bahadır, "Bunları devrimci, demokratik Ortadoğu federasyonunda birleştirmek gerekiyor. Çünkü, halklara dayatılan köleleştirme zinciri parçalandı. Buna emin olalım ki yakın tarihte halklar, ezilen işçi sınıfı ve kadınlar, bu halkayı tamamlayacak. Biz de bunun geliştirici mevzisinde durmalıyız" dedi.