3 Ekim 2024 Perşembe

'Susma yaşamı savun'

Bursa Su Kolektifi bu haftada yaptığı açıklamayla, sulak alanların korunması için mücadele çağrısı yaptı. 

Bursa Su Kolektifi, suyun bütün canlıların hakkı olduuğnu, derelerinden su içilebilecek, göllerinde ve denizlerinde yüzülecek, bütün canlıların yaşayabildiği temizsuları istemek için bir araya geldi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde, "Susma yaşamı savun" yazılı pankart açıldı; "İklimi değil sistemi değiştir", "İklimi bozdunuz tedbirleri alın", "Su yaşamdır kirletilemez" sloganlarının öne çıktığı dövizler taşındı. 

Sulak alanların ekolojik oluuşmları açısından  sahip olduğu fonksiyonlara dikkat çekilen açıklamada, suyan çevrelerinde yaşayan çanlılar için çeşitli değerler taşıdığının altı çizildi.Önemli bir sulak alan durumundaki İznik gölü ve çevresinde başta su kirliliği olmak üzere, hava kirliliği, aşırı tarım ilacı ve gübre kullanımına bağlı toprak kirliliği ve katı atık kirliliği yaşandığı ve her geçen yıl hissedilir derecede arttığına dikkat çekilen açıklamada, "Orhangazi ovası ve İznik gölü etrafında bulunan endüstri tesisleri ihtiyaçları olan suyu göl havzasından alıp kullanarak, atık sularını  çevre akarsulara deşarj etmektedirler. Gemlik Gübre fabrikasının yıllık 18 milyon metreküp suyu İznik gölünden alarak kullanma hakkı olduğu hepimizin malumudur" denildi. 

İznik gölünün ayağı durumundaki Karsak çayı dışında diğer tüm akarsuların sularını depresyon tabanına ve İznik gölüne akıttığı dile getirilen açıklamada, "Bir adı da Gölayağı deresi olan Karsak çayı İznik gölünün sularını bir regülatör aracılığıyla müsilajın ilk etkilerinin görüldüğü Gemlik körfezine akıtır.  Gübre ve ilaç kalıntıları, yağışların sebep olduğu yüzeysel yıkanma ve akışla göle ulaşmaktadır. Buna ek olarak zeytinliklerin ve diğer tarım arazilerinin ilaçlanmasında kullanılan alet ve ekipman göl sularıyla yıkanarak, yıkama suları da göle akıtılmaktadır. Göle yakın tüm yerleşmelerin kanalizasyon ve atık suları da göle verilmekte ve göl sularında giderek artan bir kirlilik oluşmaktadır. Gölde kirlenme İznik ve Orhangazi ile Sölöz deltası kıyılarında oldukça yüksek bir düzeye ulaşmış ve belirgin bir hale gelmiştir. İznik'te bulunan Marmara Birlik Zeytin İşleme tesisleri, Orhangazi'deki İspak endüstri tesisleri ile Orhangazi mezbahası bu kirlenmede önemli rol oynamaktadır" ifadeleri  kullanıldı.

Uluabat gölünün de sucul ekosistem yönünden Türkiye'nin en zengin göllerinden biri olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Türkiye'den Uluslararası Yaşayan Göller Ağı'na üye olan  Uluabat Gölü  kentleşme, sanayileşme, kirlilik, rüzgâr tribünleri, taş-maden ocakları nedeniyle tehlike altında bulunmaktadır. Yetkililerden gölün korunması için acil önlemler almalarını talep etmekteyiz"diye belirtildi.

"Sermaye, ortak varlıklarımız olan bütün değerlerimizi kendisi için sınırsız rant alanı olarak görmekte, bu emellerine yasal kılıf uydurmak için de siyasi iktidarın gücünü sonuna kadar kullanmaktadır" denilen açıklamada, şöyle devam edildi: "Bursa Su Kolektifi olarak, Her ortamda gerçekleri duyurmaya, denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, özgür sularımızı yağmalayanlara, kirletenlere, meta gibi alıp satanlara da hesap sormaya, suyun sesi olmaya her geçen gün daha da güçlü haykırarak ve mücadele ederek devam edeceğiz."