24 Kasım 2024 Pazar

Suruç şehitleri Gazi'de anıldı: Öfkemizi mücadeleye çevireceğiz

33 kişinin hayatını kaybettiği Suruç katliamı şehitlerini anmak amacıyla bir çok yerde anmalar düzenleniyor. İstanbul Gazi Mahallesi'ndeki anmada İsmet Şeker, Cemil Yıldız ve Duygu Tuna'nın mezarları başında, Suruç için adalet talebi dile getirildi.

Suruç katliamının yıl dönümü dolayısıyla Gazi Mezarlığı'nda bulunan Cemil Yıldız, Duygu Tuna ve İsmet Şeker'in mezarları başında anma gerçekleştirildi. HDP Milletvekili Erkan Baş ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun katıldığı anmada, 33 Düş Yolcusu'na devrim sözü verildi.

Suruç aileleri, ESP ve SGDF üyeleri, 11.45'te Gazi Mezarlığı'nda toplandı. Suruç şehitleri İsmet Şeker, Cemil Yıldız ve Duygu Tuna'nın mezarı başında yapılan saygı duruşunun ardından Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız bir konuşma yaptı. “Bugün Temmuz 20, bizim için yaralarımızın tekrar kanadığı bir gün. O bombayı bizim canevimize vurdular. 33 canımızı toprağa verdik. Kimimizin annesini, kimimizin kızını, oğlunu, kimimizin de eşini götürdüler” diyen Yıldız, konuşmasını “Bu ülkede demokrasinin kırıntısı kalmamıştır. Biz her şeye rağmen adalet isteyeceğiz ve bunun için mücadele edeceğiz, onların hiç bir şekilde kanları yerde kalmayacak. Bunun hesabı bir gün sorulacaktır, ben buna inanıyorum ve umudumu da hiç bir zaman kaybetmeyeceğim. Mahkemelerimiz devam ediyor. Mahkemede resmen bir tiyatro oynanıyor. Mahkeme heyeti suçlulara emir veriyor, onlar da ona göre hareket ediyor. Biz mahkemelerimizi, askerlerin dipçiği altında yapıyoruz. Biz şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız. Bunu böyle bilsinler. Kaç iktidar gelirse gelsin. Biz öfkemizi mücadeleye çevireceğiz” şeklinde sürdürdü.

MUTLAKA DEVRİM VE SOSYALİZM KAZANACAK

Ezilenlerin Sosyalist Partisi adına konuşan Şahin Tümüklü “Her Suruç anmasında aslında aynı acıyı ve aynı öfkeyi kuşanıyoruz. Her seferinde kendimize bir kez daha söz veriyoruz. Suruç şehitlerimizin, 33 düş yolcusunun taşıdığı umudu bir bayrak haline getirip, özgürlük, barış ve başka bir dünya kurma mücadelesi verenlerin bayrakları haline getirmek, onların mücadelesinde, sofrasında yer etmek için söz veriyoruz. İşte bu sözün bir karşılığı var, bu sözün bir bedeli var. Üç yıldır AKP Saray faşist diktatörlüğü Suruç'u savunanları, Suruç'un düş yolcularının yoldaşlarını tutuklayarak, gözaltında işkence ederek, etkinliklerini yasaklayarak bu düşleri, umutları engellemeye çalışıyor. Sadece onların da değil bu ülkede barışı isteyen, demokrasiyi isteyen, özgürlüğü, sosyalizmi isteyenlere karşı düşmanca, kutuplaştırıcı ve katliamcı politikalara devam ediyorlar” dedi.

Tümüklü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler 33 düş yolcusunun heybesinde taşıdığı umudun bayrak yapıcıları olarak Ortadoğu karanlığında, kan gölünde barışı savunmaya devam edeceğiz. Başka bir dünyayı ifade eden sosyalizm mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bizler, heybesinde oyuncaklarıyla çocuk gülüşlerini büyütmek için giden 33 düş yolcusunun hayali olan halkların eşitliği mücadelesine su taşımaya, bayrak inşa etmeye devam edeceğiz. Buradan bir kez daha söz veriyoruz, sizin bayrağınız direnenlerin bayrağı, sizin bayrağınız devrimin ve sosyalizmin bayrağı, sizin bayrağınız halkların eşitliği bayrağı. Ant olsun ki bu bayrağı en son kişimize kadar taşımaya devam edeceğiz. Mutlaka zaferle taçlandıracağız. Mutlaka biz kazanacağız, mutlaka direnen halklar kazanacak, Rojava devrimi kazanacak, devrim ve sosyalizm kazanacak.”

ERKAN BAŞ: SURUÇ İÇİN ADALETİ BİZ KAZANACAĞIZ

Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Erkan Baş, “Bugün burada bir yanımız büyük bir acıyı yaşıyor. Sadece yoldaşlarımızı kaybetmiş olmanın, onları toprağa vermiş olmanın acısı değil bu. Onların her birisi bizim mücadelemizde bayrak oldu. Bu acı mücadele içerisinde yaşanabilir bir acı ama yaşadığımız daha büyük bir acı var. O da üç yıldır yoldaşlarımızın hesabını soramamış olmanın acısı. Üç yıldır yoldaşlarımızın yükselttiği mücadeleyi daha da ileriye taşıyamamış olmamız. Bu yüzden buradaki varlığımız kuşkusuz onlara saygının onlara dönük bir anmanın bir ifadesi. Ama en az bunun kadar önemli olan onların başlattığı büyük yürüyüşü devam ettirme iradesini tekrar paylaşmak için bir aradayız” diye belirtti.

“Onları bilerek, isteyerek, planlayarak, Türkiye'yi bugün ki karanlığa sürüklemek için katleden iktidardan hesap soracağımızı bir kez daha ifade etmek için buradayız. Geride kalan üç yılda iktidara hizmet edenler, bu katliamı planlayanlar, uygulayanlar, nasılsa bir yolunu bulup kurtuluruz diye düşünüyorlarsa yanılıyorsunuz demek için buradayız. Yanılıyorlar çünkü bu ülke topraklarında çok uzun yıllardır her hal ve şartta mücadelede, ısrar, inat ve kararlılık gösteren devrimciler olmuştur. Bunlar toprağa düştüğünde o bayrağı daha da yukarı çıkartacak yeni yoldaşlar bu kavgayı devam ettirmiştir” diyen Baş, şöyle konuştu: “Suruç Türkiye'nin yakın tarihi açısından bir milattır. Bu iktidara dönük halkın birleşik mücadelesinin elde ettiği bir kazanım olan 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını ortadan kaldırmak üzere ve doğrudan Türkiye'yi yönetenler tarafından planlandı. Uzun ve kanlı bir sürecin ilk adımıydı Suruç. O yüzden bizim için de iktidara karşı mücadelenin en önemli başlıklarından biri olmaya devam ediyor. Bu dava sonuçlanana kadar, yoldaşlarımız mücadelesi zafere ulaşana kadar, bizim için bu dava mihenk taşı olmaya devam edecek. Yoldaşlarımıza bir kez daha söz veriyoruz, başlattıkları yürüyüş, yükselttikleri bayrak mutlaka daha yukarılara çıkacak. Suruç için adaleti biz kazanacağız, herkes için adaleti biz kazanacağız, bu kavgayı biz kazanacağız.”

TANRIKULU: 20 TEMMUZ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR

Anmaya katılan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “İnsanın yaşamında unutamadığı anlar vardır. Onlardan biri de Suruç katliamı benim için. Bu saatlerde öğrendiğim zaman hemen Suruç'a yetişmeye çalıştım, havada ölüm kokusu vardı ve benim hafızama kaydedildi. Katilleri biliyoruz, neredeyse devlet gözetiminde gerçekleşen bir katliam bu. Cellatlar herkesin gözü önünde gitti ve o bombayı bıraktı. Adeta izin verilerek oraya kadar götürüldü. 20 Temmuz kendi tarihimiz bakımından bir dönüm noktasıdır ama Türkiye tarihinde de bir dönüm noktasıdır. 20 Temmuz, Türkiye'de otoriter bir rejimin inşasında için milat oldu aynı zamanda. Çünkü 7 Haziran'dan hemen sonraydı. 20 Temmuz'dan sonra başlayan süreç Türkiye'yi 1 Kasım'a götürdü. Savaşa ve çatışmaya götürdü. Mücadele edeceğiz, unutmayacağız, umudumuzu da kaybetmeyeceğiz. Beraber dayanışma içerisinde demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı inşa etmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.

ADALET ARAYIŞIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu adına yapılan konuşmada ise “Bundan üç yıl önce yoldaşlarımız, yanı başımızda harap edilen bir kente dayanışma eli uzatmak için 'beraber savunduk beraber inşa edeceğiz' şiarıyla yola çıkmıştı. Yoldaşlarımız yine o kenti harap eden saray işbirlikçisi barbar IŞİD çeteleri tarafından katledildi. O gün orada 33 yoldaşımızı ölümsüzlüğe uğurladık. Biz katilleri tanıyoruz. Katiller sokaklarda ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Ama bilsinler ki hiç bir suç cezasız kalmayacak. Biz adalet arayışımızı sürdüreceğiz. Bu adalet arayışını sadece adalet saraylarında ya da bir cezaevi kampüsünün yanında kurulmuş iki yüz metrekarelik bir duruşma salonunda sürdürmeyeceğiz. Biz bu adalet arayışını sokaklarda, sıralarda, kampüslerde, barikatlarda, cephelerde sürdüreceğiz” denildi.