3 Ekim 2024 Perşembe

Suruç katliamı 65. ayında: Tüm engellere rağmen adalet için mücadele edeceğiz

Suruç Aileleri İnisiyatifi, katliamın 65. ayı sokağa çıkma yasağına denk geldiği için basın açıklamasını online düzenledi. En önemli delillerden olan katliam yerine ait kamera kayıtlarının hala tam olarak dosyaya konmadığı kaydedilen açıklamada, IŞİD'in gerçekleştirdiği tüm katliam davalarında adalet istediklerini kaydetti.

20 Temmuz 2015 yılında Urfa'nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi'nde gerçekleşen ve 33 düş yolcusunu aramızdan alan katliam 65. ayında. Savaştan yeni çıkmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola çıkan Suruç şehitlerinin ardından, Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin adalet mücadelesi sürüyor.

Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin her ayın 20'sinde düzenlediği oturum, hafta sonu yasakları nedeniyle 65. ayında online gerçekleşti. Basın metnini Suruç şehidi Uğur Özkan'ın ağabeyi Süleyman Özkan ve Suruç gazileri Güneş Erzurumluoğlu ile Koray Türkay okudu.

ÖZKAN: SURUÇ İÇİN ADALET HERKES İÇİN ADALET
Özkan, yürüttükleri adalet mücadelesini hatırlattı. Bu ay pandemiden dolayı açıklamayı online yaptıklarını dile getiren Özkan, "Kadıköy Halitağa Caddesi'nde oturma eylemimize devam edeceğiz. Suruç için adalet herkes için adalet" dedi.

TÜRKAY: EN ÖNEMLİ DELİLLERDEN OLAN KAMERA KAYITLARI DAVA DOSYASINA EKLENMEDİ
Suruç gazisi Koray Türkay da katliamın yaşandığı yeri gören kamera kayıtlarının dava dosyasına tam olarak konulmadığına dikkat çekti. Katliam davasında en önemli delillerden biri olan görüntülerin tamamının dosyaya konmasını istediklerinin altını çizen Türkay, "Olay yerinin fotoğraflarını çekerken yakalanıp polise teslim edilen Abdullah Ömer Arslan hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Ailelerimiz ve avukatlarımız Abdullah Ömer Arslan hakkında defalarca suç duyurusunda bulunmasına rağmen şüpheli olarak bir kez dahi ifadesi alınmadı. Biz bu kişinin yargılanarak katliamda parmağı olup olmadığının anlaşılmasını istiyoruz" dedi.

Hakkında kırmızı bültenle arama kararı olan İlhami Balı hakkında arama kararı olduğu dönemde Ankara'da 5 yıldızlı bir otelde MİT görevlileriyle görüştüğüne yönelik iddialara işaret eden Türkay, İhlami Balı'nın Suruç katliamının planlayıcı olduğu gerekçesiyle dosyada yakalama kararı bulunmasına rağmen yakalanmasına dönük hiçbir işlem yapılmadığını da vurguladı. Türkay, "Suruç katliamı davası Urfa'nın Hilvan ilçesinde bulunan hapishane kampüsünde görülüyor. Duruşmayı izlemeye gidenler duruşma salonuna girerken büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Duruşmaların kamuoyu tarafından daha rahat takip edilmesi için duruşma salonunun daha merkezi bir duruşma salonuna taşınmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

ERZURUMLUOĞLU: BU TOPRAKLARDA YAŞANAN BÜTÜN KATLİAM DAVALARI İÇİN ADALET İSTİYORUZ
"Biz adalet talebimizi sadece Suruç katliamı için değil bu topraklarda yaşanan bütün katliam davaları için istiyoruz" diyen Suruç gazisi Güneş Erzurumoğlu ise özellikle eli kanlı IŞİD çeteleri eliyle gerçekleşen katliamların aynı merkezden planlanıp hayata geçirildiğini bildiklerini ve bu nedenle sürekli dile getirdiklerini söyledi.

Erzurumloğlu, şöyle devam etti: "Bu katliam davalarının en önemlilerinden biri olan 10 Ekim Ankara katliamı davasında da süreç aynı işletiliyor, yargılamalar sonuç almaktan uzak bir şekilde görülüyor. Ankara katliamının son duruşmasında ailelerin ve avukatların tüm talepleri ret edilmiş, duruşma çıkışında açıklama yapmak isteyen ailelere ve avukatlara polis saldırmıştı. Yapılan saldırıya rağmen Ankara Adliyesi önünde açıklama yapılmış adalet mücadelesinin nasıl yürütülmesi gerektiğini bir kez daha göstermişlerdir. Adalet mücadelemizin önüne çıkarılan engellere rağmen adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz."