2 Ekim 2024 Çarşamba

'Su kaynakları rant ve talan politikalarıyla saldırı altında'

22 Mart Dünya Su Günü'ne ilişkin açıklama yapan HDP Ekoloji Komisyonu, TTB ve TMMOB, su varlıkları ve ekolojik yaşamın iktidarın sermaye yanlısı politikaları sonucu saldırı altında olduğunu belirterek, suyun her canlı için erişilebilir, nitelikli ve yeterli olması için iktidara çağrı yaptı.

HDP Ekoloji Komisyonu, TTB ve TMMOB, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle yayınladıkları açıklamalarda, Türkiye'de yaşanan su krizine dikkat çekerek, suyun ticari bir meta değil temel bir hak olduğunu vurguladı. Yapılan açıklamalarda, su ve doğa varlıkları üzerindeki rant politikaları sonucu yaşanan kuraklık, kirlilik ve doğal afetlere işaret edilerek, suyun ve doğal varlıkların korunumu için mevcut iktidarın gönderilmesi gerektiği dile getirildi.

HDP: SU KRİZİNE KARŞI EN İYİ ÖNLEM İKTİDARIN GİTMESİDİR
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu, 22 Mart Dünya Su Günü'ne ilişkin yaptığı açıklamayla, su hakkının insanların temiz, içilebilir suya erişimi ve ekolojik varlıkların devamlılığının sağlanması için korunması gereken bir hak olduğunu belirtti. Suyun ticari bir meta olarak görülmesinin ciddi bir hak ihlali olduğu kaydedilen açıklamada, "2022 yılında ekolojik varlıkların var olma hakkı sistemlerin devamlılığı gözetilmeden sadece rant, büyüme ve gelişme odaklı devlet politikaları ile kendini devam ettiremeyecek durumdadır. Maalesef günümüzde hala su dünya devletleri tarafından bir varlık değil kaynak olarak görülmektedir" ifadeleri kullanıldı.

Yapılan açıklamada Türkiye'de ciddi seviyelere ulaşan su krizine dikkat çekilerek, iktidarın yürüttüğü sermaye odaklı politikaların su varlıklarını tehdit ettiği dile getirildi.

"Kürdistan, Marmara ve Ege illeri başta olmak üzere neredeyse ülkedeki her akarsu sermaye tarafından ya kirletilmiş ya da tutsak edilmiştir. 2022 Türkiye'sinde su varlıkları sermaye ve iktidarın tecridinde yok edilmektedir" denilen açıklamada, Türkiye çapına yayılan kuraklığa işaret edildi. Kuraklığın orman yangınları için de ciddi bir zemin oluşturduğu ifade edilen açıklamada, 2021'de yaşanan orman yangınları sonrası verilen sözlerin tutulmadığı, gerekli önlemlerin alınmadığı kaydedildi.

Kuraklığın çok daha büyük bir sorun olarak halkın karşısına geleceğine işaret edilen açıklamada, kuraklığın tarım ve gıda alanlarını etkileyerek ekonomik krizi derinleştireceği vurgulandı.

Açıklama, şöyle devam etti: "Su varlıkları korunmadığı müddetçe bu çoklu kriz hali devam edecektir. Bu çoklu kriz halinde ve su krizinde de artık mevcut iktidarın düzelteceği, iyileştireceği hiçbir şey kalmamıştır. Mevcut iktidar, su varlıklarından hatta tüm ülkeden bir an evvel elini çekmelidir. İklim krizine, su krizine ve kuraklığa karşı alınacak en iyi önlem mevcut iktidarın bir an evvel gitmesidir."

TTB: SU KAYNAKLARI RANT UĞRUNA SALDIRI ALTINDA
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ise Dünya Su Günü'nde bir kez daha "Temiz ve güvenli suya erişim hakkı ranta kurban edilemez" diye vurguladı. Dünya Su Günü'nün tarihçesi hatırlatılan açıklamada, 2022 yılı temasının "Yeraltı Suyunu Görünür Kılmak" olduğu kaydedildi.

Açıklamada, suyun yaşamsal önemine dikkat çekilerek, "Yaşam için bu kadar önemli olan su kaynakları gerek dünyada gerekse ülkemizde küresel iklim krizi, endüstriyel kirlilik, doğaya kontrolsüz bırakılan evsel ve tehlikeli atıklar, mikro ve nano plastikler, kimyasallar-tarım kimyasalları gibi çevresel nedenlerle gitgide kirletilmekte ve tükenmektedir. Bu kirlilikten, önemli bir su kaynağımız olan yeraltı su kaynakları da payını almaktadır" ifadeleri kullanıldı.

Türkiye'de yaşanan su sıkıntısına işaret edilen açıklamada, "Ülkemizin zaten yetersiz olan yer üstü ve yeraltı su kaynakları gerektiği gibi korunmamakta, madenciliğe, endüstrileşmeye ve çarpık kentleşmeye feda edilmektedir" denildi. Su kaynaklarının imara açılarak, endüstriyelleşmeyle talan edildiği dile getirilen açıklamada, suyu koruyan ormanların ise ranta açıldığı kaydedildi.
Açıklamada, yer altı ve yer üstü kaynaklarının imara açılması sonucu yaşanan doğal afetlere dikkat çekilerek, ülkenin tüm su kaynaklarının rant uğruna saldırı altında olduğu ifade edildi.

Açıklamada, TTB olarak su, toprak ve doğa varlıklarının özelleştirilmesine ve sermayenin eline geçmesine karşı mücadeleye kararlılıkla devam edileceği belirtilerek, yaşam ve ekosistemin vazgeçilmez bir parçası olan suyun tüm canlılar için yeterli, nitelikli, erişilebilir ve ücretsiz olması gerektiği vurgulandı.

TMMOB: SU HALKIN ORTAK VARLIĞIDIR
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Dünya Su Günü'ne ilişkin bir açıklama yayınlayarak temel bir ihtiyaç ve hak olan suyun önemine vurgu yaptı. Açıklamada, kapitalizmin sanayileşme ve küreselleşme aşamalarıyla su varlıkları üzerinde büyük bir tehdit olduğu belirtilerek, tehdidin bir parçasının da çarpık kentleşme olduğu kaydedildi. 

Türkiye'deki su varlıklarının yetersizliğine işaret edilen açıklamada, "Bu değerli varlığımız ve kıt kaynaklarımızın kullanılmasında en temel sorun yönetim ve sürdürülebilirliktir" denildi.

Suyun kullanımında eko-sistem, biyolojik çeşitlilik, kentsel ve kırsal alan ihtiyacı ve gıda güvenliği gibi konuların bütüncül olarak ele alınması gerektiği vurgulanan açıklamada, suyun korunumunda bir başka önemli meselenin de ilgili tesislerin doğru planlaması olduğu ifade edildi.

Açıklamada, yanlış su politikaları sonucu kirliliğin de arttığına işaret edilerek, Türkiye'nin güvenli musluk suyuna sahip olmayan ülkeler arasında yer aldığı hatırlatıldı.

Genel ve yerel yönetimlerin üzerine düşen sorumluluklar ise şu şekilde sıralandı:
🔹 Sağlıklı, erişilebilir, iyi kalitede ve yeterli ölçüde su temin etmelidirler.
🔹 Atık suların toplanmasını, arıtılmasını ve mümkünse geri dönüşümünü sağlamalıdırlar.
🔹 Bu hizmetlerin doğru yapılabilmesi için belediyeler gider bütçelerini en az %25 buraya ayırmalıdır.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın suyu bir meta olarak gördüğü kaydedilen açıklamada, suyun halkın ortak varlığı olduğu ve her canlıya erişim hakkı sağlanması gerektiği dile getirildi.