GÜNCEL
SS'e karşı #EldenElePaylaşalım
Bir reklam filmini #EldenElePaylaşalım etiketiyle paylaşmak belki geçmişte bir anlam ifade etmiyordu ancak faşizmin mutlak sessizlik arzuladığı bir dönemde bu paylaşımın bile büyük bir anlamı var.
Türk egemen medyası, boyalı basın, sermaye medyası ya da bir zamanlar ki adıyla İkitelli basını... Adına ne dersek diyelim, yönetenlere ait "medya” sistemin “ideolojik aygıtı” oldu ve ezilenlerden, emekçilerden yana yayın politikasına hiçbir zaman sahip olmadı. Medyanın "tetikçiliği" yeni bir durum değil. Ancak bu gazete ve televizyonların içinde gazetecilik mesleğinin ilkelerine bağlı gazeteciler vardı ve onların çabaları ile elbette ezilenlere ait kimi konular gündeme taşınabiliyordu. Bu da toplumsal mücadelenin gücü ile bağlantılı olarak değişiyordu. AKP iktidarı ile birlikte bir medya kuruluşunun tüm bileşenlerinin -patronundan muhabirine- iktidarla ilişkisinin temel karakteri "biat" oldu. Ve şimdi kadın cinayetlerinden Cizre bodrumlarına, DAİŞ katliamlarına kadar halka karşı işlenen her suça ortak olmuş bir Saray medyası var.
Ruhları o kadar köleleşti ki, tam bir vicdan ve akıl tutulması içindeler. Her türlü yalanı "haber" diye ekranlara taşıyorlar. “A Haber” denilen Saray tetikçisi bu konuda başı çekiyor. Ekranlardan evlere konuk olarak halkın beynini ve vicdanını zehirlemekle kalmadılar, şimdi de otobana kurdukları ekranla tetikçilik yapıyorlar, HDP’yi, CHP’yi hedef gösteriyorlar.
Yaptıkları diğer suç ortaklıklarını sıralamak istemiyorum, herşey ortada.
Mesele şu; AKP/Saray iktidarı, halkların gerçeğinin karşısına yalanla "kendi gerçeği"ni inşa etmek istiyor. Ezilenlerden yana yayın yapan onlarca basın kuruluşu kapatıldı. Hatırlayın, artık Özgür Radyo yok, IMC Tv, Hayat Tv, Gün Tv ve diğerleri yok. Haber ajansları kaç kere kapatıldı? İnternet sitesine erişimi engellenenlerin artık sayısı bile tutulamıyor. Türkiye hapsedilen gazeteciler bakımından dünya listesinde.
Bir yandan sosyalist, yurtsever ve muhalif basın üzerindeki baskısını, şiddetini artırıp, yalan propagandayı her dakika halkın zihnine ve vicdanına zerk ederken, hiçbir boşluk kalsın istemiyor. Saray’ın “bekaa sorunu” olarak gördüğü 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. Ekranlarda her gün Erdoğan var, başka bir şey yok. Tek bir HDP’linin olmadığı programlarda saatlerce HDP’yi “tartışanlar” şimdi de reklam filmini yayınlamama kararı aldı. HDP, hem radyo ve televizyonda hem de sosyal medyada çok ciddi bir ambargo ve sansür ile karşı karşıya.
Facebook ve Instagram bir yıldır iki yönlü bir ambargo uyguluyor. Birincisi; herhangi bir gerekçe gösterilmeden, milletvekillerine ve il örgütlerine ait facebook ve instagram hesapları kapatılıyor. HDP Kadın'ın hesabı hiçbir gerekçe gösterilmeden "ortadan kaldırıldı.”
Bağcılar Belediyesi Eşbaşkan Adayı Hüda Kaya şöyle bir açıklama yapmıştı: "Geçtiğimiz gün hacklenen Facebook hesabımın, instagram hesabımı hiçbir gerekçe göstermeden kapatan ve açılması için yapılan yazışmalarda da son derece sorumsuz bir üslup kullanan İnstagram Türkiye birimi tarafından hacklandiğine dair kanaatimiz güçlenmiştir."
Hüda Kaya'nın dışında HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Ayşe Acar Başaran'ın instagram hesapları da kapatılmıştı.
Yaşanan ikinci bir sorun da şu: HDP ya da kurumsal temsiliyeti olan kişiler adına açılan sahte hesaplar, HDP'nin başvurusuna rağmen kapatılmıyor. Bu hesapların işlevini tahmin etmek zor değil. HDP'yi kriminalize edecek paylaşımlar yapılıyor. Geçmişte bu tarz sahte hesaplardan yapılan paylaşımlar gösterilerek linç kampanyaları örgütlenmişti.
AKP/Saray rejimi, her türlü şiddet aracıyla ezilenler üzerinde bir hegemonya kurmaya çalışıyor. Sadece 5 Haziran 2015'den bu yana yaşananları aklınızdan bir geçirin; 20 Temmuz Suruç katliamı, 24 Temmuz Saray darbesi, DAİŞ'in diğer katliamları, Cizre bodrumları, 15 Temmuz darbe girişimi, OHAL vs.
Bu açık Saray terörüne, medyanın terörü eşlik ediyor. Buna teslim olmayan ajanslar, gazeteler, dergiler, gazeteciler var. Umudumuz da her şeye rağmen hakikatin yolundan gidenlerde zaten.
Sansür aşmanın, ambargoyu delmenin çeşitli yolları deneniyor. Örneğin HDP, reklam filminin hiçbir televizyon kanalında yayınlanmaması üzerine bu kez filmi halkla buluşturmak için sosyal medyada #EldenElePaylaşalım kampanyası başlattı.
Bir reklam filmini #EldenElePaylaşalım etiketiyle paylaşmak belki geçmişte bir anlam ifade etmiyordu ancak faşizmin mutlak sessizlik arzuladığı bir dönemde bu paylaşımın bile büyük bir anlamı var.
Sadece reklam filmi de değil, HDP'nin seçim çalışmalarını ya da ezilenlerin gündemine dair gerçekleri daha geniş kesime ulaştırmanın yollarını bulmak zorundayız.
HDP’nin kampanyası da bu yollardan biri. Öyle ise; Saray'ın yalanlarına, sansürün karanlığına karşı gerçeğin kazanması için #EldenElePaylaşalım.