Sosyalist aydın Kutsiye Bozoklar anıldı: Yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor
ESP ve SGDF, Karşıyaka Mezarlığı'nda sosyalist aydın yazar Kutsiye Bozoklar'ı kabristanı başında andı. Yapılan konuşmada, "Yolumuzun önüne çıkan karanlığı aydınlatmaya devam ediyor. Ona sözümüz devrim olacak" denildi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri Karşıyaka Mezarlığı'nda 16 Temmuz 2009'da ölümsüzleşen Kutsiye Bozoklar'ı kabristanı başında andı. Anmaya, ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni de katıldı.
Bozoklar'ın mezarı başında ESP adına yapılan açıklamada, devrimci hayatı aktarıldı. 1953 yılında Mersin doğumlu Kutsiye Bozoklar'ın, Köy Enstitüsü öğretmeni babasının sayesiyle devrimci düşünceyle tanıştığı belirtildi. Konuşma "68 devrimci kuşağı döneminde lisede olan Bozoklar, boykot eylemleriyle mücadeleye katılır. Artık lise biterken kararını vermiştir. Yaşamını bir devrimci olarak yaşayacaktır" şeklinde sürdü.
'KENDİSİ GİBİ DÜŞÜNENLERİ BULMAKTA ZORLANMADI'
Liseden sonra Bozoklar'ın İstanbul Üniversitesi Eczacılık bölümünü kazandığını anımsatılan açıklama, şöyle devam etti: Bu dönem 12 Mart 1971 darbesi dönemidir. Meral Yakar ve Ali Haydar Yıldız infaz edilmiştir. İbrahim Kaypakkaya yakalanmıştır. Çalışmaları yeniden düzenlemek için gittikleri evde polis baskınına uğrarlar. Ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede işkencelere rağmen 2 yıla yakın tutuklu olarak tedavi görür. 1974 affıyla tahliye olur. Annesinin de yönlendirmesiyle sıra yazmaya gelmiştir."
"Bozoklar'ın yaşamı direniştir, 'Yaşamak direnmektir' sözü bu döneme denk gelir" denilen açıklamada, "1988 yılında yayın hayatına başlayan 'Emeğin Bayrağı' dergisinde 5 yıl köşe yazarlığı yapar. Ardından Atılım Gazetesinde yazmaya başlar. Sanat ve Hayat dergisinde makaleleri ve şiirleri çıkar. Yaşamı boyunca, kaleminin gücüyle insanları yönlendirmeye çalışır" diye kaydedildi.
Kutsiye Bozoklar'ın 36 yılı tekerlekli sandalyede süren hayatı boyunca ve yeni insanın nasıl olması gerektiği üreten bir devrimci olduğunu vurgulanan açıklamada, "Bozoklar, gürül gürül akan bir ırmak, inanç dolu bir devrimci sürekli umut eken bir şairdir" diye ifade edildi.
'KAVGANIN İDEOLOJİK FENERİ'
Ardından söz alan ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, "Kendi yaşamıyla özdeşleşen 'yaşamak direnmektir' şiarının somutlaştığı ideolojik berraklıktır" dedi ve ekledi: "Yazdığı yazılarla ezilenlerin devrimcileşmesinde çok örnek bir rolü var. Kendisi aydın, militan ve devrimci olarak süreklilik ifadesi 'kavga düştü payıma" ile kendisinden sonra sürecek kavganın ideolojik feneri."
Bozoklar'ın devrimci kadın önder olmasının ayırt edici bir parantez olduğuna dikkat çeken Tümüklü, "Bu anlamıyla da tarihsel bir misyonun sürükleyicisi. Yolumuzun önüne çıkan karanlığı aydınlatmaya devam ediyor. Ona sözümüz devrim olacak, kavgayı sonuna kadar taşımak olacak" dedi.
'UMUT VE SOSYALİZME OLAN İNANÇ'
HDP Milletvekili Murat Çepni ise mücadele dendiğinde Bozoklar'ın akla geldiğini vurguladı ve "Belki de ona en çok ihtiyacımız olan dönemden geçiyoruz. Kutsiye demek, umut ve sosyalizme olan inançtır" dedi. "Bozoklar'ı ayrıcalıklı yapan, tüm mücadele edenlere ayrımsız ışık olmasaydı" diyen Çepni, onun devrimcisi çizgisini zafere taşıyacaklarını söyledi.
'RÜZGARIN KELEPÇESİNİ ÇIKARMAK...'
SGDF adına yapılan konuşmada da Bozoklar'ın yaşamının yol gösterdiği ifade edildi.
"'Yaşamak direnmektir'in nasıl ortaya çıktığı akla gelmelidir genç devrimciler için" denilen açıklamada şunlar belirtildi: "Sadece bir ezber değil, gerçek. Maddi karşılığı var. Yoldaş yaşamak direnmektedir derken kendi hayatından çıkardığı dersler sonucunda söylüyor. Devrimci, örgütlü, ilkeli yaşamak. Fedai bedeli göze alarak yaşamak. Direnmek ise yaşama sımsıkı tutunmak, kendisinin deyimiyle rüzgarın kelepçesini çıkarmak."
'HALEN SÜREN MÜCADELENİN PROTOTİPİ'
Ardından devrimci gençlik önderlerinden 12 Aralık 1997'de ölümsüzleşen Erkut Direkçi'nin mezarı ziyaret edildi.
Mezar başında SGDF adına yapılan konuşmada, şunlar ifade edildi: "Hayata tutunmayı ve hayatı devrimci kararlılıkla sürdürmüş ve sokakları kampüsleri böyle yürümüş bir yoldaş. Çoğu yoldaşın dillerinde düşmez. Öldüğü gün bitmeyen, halen süren bir mücadelenin prototipi olmuştur. Özgür, Erkut ve Şengül yoldaş bir çok genç yoldaşın tanımadığı kişiler. Ama Cebrail yoldaş, bu kuşağın devrimcisi olarak önderleşti ve köprü oldu. Uzunca bir zaman duymadığımız bir kavramı tekrar hatırlattı bize, önderlik. Güzel cümleleri yan yana getirmek değildi, tüm hayatı devrime göre örgütlemek ile ilgiliydi. Hepimiz bu iddiayı korumaya devam edeceğiz, yeni Erkutlar, Özgürler, yetiştirmeye devam edeceğiz."