25 Kasım 2024 Pazartesi

Seyit Rıza ve arkadaşları İstanbul'da anıldı

DEDEF, Seyit Rıza ve yoldaşlarının idam edilişlerinin yıl dönümünde Beyoğlu Odakule önünde anma etkinliği gerçekleştirdi.
Dersim Dernekler Federasyonu (DEDEF), Seyit Rıza ve yoldaşlarının 15 Kasım 1937'de idam edilişlerinin yıl dönümü dolayısıyla anma yaptı.
 
Galatasaray Meydanı'ndaki eylem yasağı nedeniyle Odakule'de yapılan eylemde "Hiçbir şeyi unutmadık, affetmedik" ve zazaca "Tertele Dersim 37-38 i Xo vira meke" yazılı pankartlar açıldı.
 
Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde basın açıklamasını DEDEF Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Bilir okudu. 1937/38'de Dersim'in ileri gelenlerinin Şubat 1935'de TBMM'de çıkarılan Tunceli Kanunuyla tutuklandıklarını ve sonucu önceden belli olan sözde yargılamadan sonra Elazığ Buğday Meydanında asılarak idam edildiklerini söyleyen Bilir, aynı tarihlerde kurşunlanan, süngülenen, bombalanan, uçurumlardan atılan, yakılan, zehirlenen, idam edilen, mezarları bile belli olmayan, sürgün edilen on binlerce mazlum insanın acılı hatıralarını yüreklerinin derinliğinde hissettiklerini ifade etti.
 
'SADECE DERSİM'E DEĞİL TÜM İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENDİ'
 
Başta Seyit Rıza olmak üzere halk önderlerinin hileyle katledildiklerini, sonra başsız ve çaresiz kalan Dersim halkına karşı eşine az rastlanılır bir saldırganlıkla, tartışmasız bir soykırım uygulandığına dikkat çeken Bilir, şöyle devam etti: "Ulus yaratıcı Türki iradenin en yetkin ideolojik formu olarak dönemin sistem temsilcileri ve onların faşist aygıtlarınca Dersim'in yaşam kaynaklan insanı ile birlikte 'yerinde ve sonsuza kadar' etkisiz kılınmak kaydıyla ateşe verilmiştir. Çocuklar, bilhassa da kız çocukları ailelerden kopartılarak başta subay olmak üzere çeşitli ailelere ataerkil, ganimetçi Türk geleneklerine uygun olarak pay edilmişlerdir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra köylerinden toplanan masum insanlar ayırımsız kurşuna dizilmiş veya uçurumlardan atılmışlardır. Faşizmin kin ve kanla beslenen öfkesi saldırganlıkta sınır tanımamış, sadece Dersim'e karşı değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlemiştir."
 
'YÜZLEŞME DEĞİL YÜZSÜZLEŞME POLİTİKALARI'
 
1930'lu yıllardaki faşist ırkçı geçmişinin göz önüne alınmadan, Yahudi soykırımı ile Dersim soykırımı arasındaki zamana ve uygulamaya ait paralelliğin aydınlatılmadan, Dersim 1938'in derinliğinin anlaşılamayacağını vurgulayan Bilir, "Kaldı ki sistemin siyasal temsilcileri ve suç ortakları, Dersim halkının nazarında zaten mahkum olduklarından, bunların 'yüzleşme' adı altındaki politik oyunları olsa olsa 'yüzsüzleşme' olarak adlandırılabilir. Bugün AKP o günlerden aldığı mirası bir çok araç ile devam ettirmektedir." dedi.
 
Dersim halkının, katliamı kimlerin ve ne maksatla yaptığının bilincinde olduğunu dile getiren Bilir, komisyoncu, tazminatçı, rantçı müracaat ve girişimlere şüphe ile bakılması gerektiğine işaret etti. Bugün kendilerine düşen görevin, onurlu durmak ve bu davanın tek yetkili merci olan demokratik, katılımcı halk iradesinin örgütlenmesini sağlamak olduğunu ifade eden Bilir, "Dersim 38 soykırımını her fırsatta lanetlemek acılarımıza sahip çıkmak ve Dersim'i çapraz saldırılara karşı korumaktır." dedi.
 
Bilir, "Arşivler açılsın. Dersim ismi iade edilsin. Dersim halkından özür dilensin. Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın. Coğrafyamızın, Dillerimizin ve Alevi inancımızın üzerindeki zulüm politikalarına son verilsin. Dersimde ki Baraj, HES ve Maden projeleri iptal edilsin" taleplerini sıraladı.
 
Açıklamanın ardından Dersim'de katledilenler anısına lokma dağıtıldı.