Senem Nur Pektaş yazdı | Çocuk sömürüsünde Ahlatçı Holding'in MESEM'i
Sömürü koşullarının en denetim dışı olduğu, kapitalizmin tarihi boyunca aşina olduğumuz çocuk işçiliğe en yakın mesleki eğitimin ilk verilmeye başlandığı yerin Ahlatçı Holding olması tesadüfi değil. Ahlatçı Şirketler Grubu, sadece Çorum'daki altın rafinerisi ile ülkenin toplam ihracatının yüzde 3'ünü yapıyor. 6 ayrı sektörde 43 şirketleri bulunuyor. Şirketlerin tamamının AKP iktidarının yöneldiği enerji başta olmak üzere alanlarda oluşu da tesadüfi değil.
Mesleki Eğitim Politika Belgesi'nin yayınlanmasının ardından mesleki eğitim sömürü takvimini uygulamakta adımlarını hızlandıran Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kasım ayının ilk yarısında bir dizi uygulamayı hayata geçirdi. Bu adımlarını hızlandırma tabirini belki de tam gaz olarak ifade etmek gerek. Çünkü dört koldan mesleki eğitimi gündemine alan MEB'in sosyal medya hesabına girdiğimizde, bir sermaye grubunun duyuru sayfasına tıkladığınızı zannedersiniz. Hatalı bir tahminde bulunmuş da sayılmazsınız.
Ayın ilk gününde, Mesleki Eğitim Politika Belgesi uyarınca 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda MESEM'lere yer ayrıldı. Bu programda mesleki eğitimde "özel sektör" diye tanımladıkları sermayedarların ağırlığının artılması, müfredatın yanı sıra okul yönetimlerinde de bu sermayedarların etkin rol alması, 2025'te yapılacak MESEM ve meslek liseleri için organize sanayi bölgelerinin (OSB) öncelikli tutulması hedefi belirlendi. Hemen ardından "Beceri Geliştirme Programı" kapsamında 2023-2024 eğitim-öğretim yılı sonunda yaz tatili döneminde, 18 ilde 270 pilot ortaokulda başlatılan "Zanaat Atölyeleri"nin artık pilot uygulamadan çıkarılarak 81 ilde uygulanacağı ilan edildi. Ortaokul 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin katılacağı atölyelerin içerikleri ve uygulanacağı okullar iller tarafından belirlenecek. Aynı hafta içinde 6 kentte 15 adet "Sektörel Mükemmeliyet Merkezi" kuruldu. Mesleki eğitimde teknik kaliteyi artırmanın adımı olarak duyurulan merkezlerde mesleki eğitim öğretmenlerinin sektörün yeni ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda eğitim almaları ve bu merkezlerden okullara doğru bir akış sağlanması amaçlanıyor. Bununla yalnızca öğrencilerin değil, öğretmenlerin de sermayenin ihtiyaçlarına tam entegrasyonu hedefleniyor.
Sömürü takviminde henüz bir haftayı bitiremedik! Aynı günlerde daha önce turizm, tarım, denizcilik ve ticaret olmak üzere 4 alana dönük açılmış 494 meslek lisesi "ihtisaslaşmış okullar" kapsamına alındı. Bu okullar, bölgesel olarak daha çok da yerel sermayedarların işçi ihtiyacını karşılamak için açılan, yalnız tek bir alan eğitimi için öğrenci alan okullar. Bu kapsam doğrultusunda bölgesel ihtiyacı karşılama amacı da bir programa kavuşturuldu.
2 Kasım'da ise MEB'e bağlı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Ahlatçı Holding arasında 6 yıllık bir işbirliği protokolü hazırlandı. Bu protokolün ilk adımı olarak Ahlatçı Holding Mesleki Eğitim Merkezi açılacak. Bu MESEM'in özelliği MEB tarafından ilan edilen Mesleki Eğitim Politika Belgesi'nde belirlenen; ihtisas, bölge, sektöre entegre ve sektör içi olarak dörde ayrılan MESEM modelindeki iç sektör içi merkez oluşu. Sektör içi MESEM oluşu, bu MESEM'in MEB tarafından denetlenen ve tahsis edilen bir binada değil Ahlatçı Metal Rafineri içerisinde olacağı anlamına geliyor. Öğrenciler 4 gün boyunca tesisin içinde "eğitim" adı altında çalıştırılarak, sömürülecekler. Öğrenci seçimi ve kaydında yine MEB'in hiçbir rolü olmayacak. Öğrenci alım ilanları, şartları, çalışma koşulları ve öğrencinin uyumluluğunun tüm sorumluluğu Ahlatçı Holding'e ait. Öyle ki kayıt kabul ve başvuru tarihi de MEB'in akademik takvimi dışında işleyecek.
Kasım ayında MEB sayfasında duyurulmuş olmasına karşın bu işbirliği esasen yeni değil. 27 Ağustos'ta Ahlatçı Holding sosyal medya hesaplarından MESEM'in kuruluşuna dair duyuru yapmış, kayıt için son tarihi bile belirlemişti! 5 Eylül'de son kayıt tarihi veren MESEM'de çalışmak isteyenlerin ulaşması için Çorum'da bir AVM'nin içindeki büronun numarası dahi duyurulmuştu.
Devlet bakımından binlerce çocuk işçinin sermayedarlara peşkeş çekilmesi resmiyete kavuşturmaya tenezzül bile edilmeyecek bir gündemdi! Ahlatçı Holding kendi kendine öğrenci alımı yaptıktan sonra Çorum Valiliği'nde basına açık özel bir protokol toplantısında yan yana geldi. Holdingin bir fabrikası olarak tanımlanan MESEM'in çalışmalarına daha protokol imzalanmadan başlandığını Çorum Valisi, "Hazırlık aylardır sürüyordu, şimdi masada resmileştirmiştik olduk" sözleriyle itiraf etti. Çorum Valisi ve Ahlatçı Holding Yönetim Kurulu üyelerinin yan yana geldiği bu buluşma, giriş anından sonuna kadar özel kayıt altına alındı ve ardından aksiyon filmlerini aratmayacak bir arka plan müziğiyle video olarak paylaşıldı.
Protokol süreci ve maddeleri de MESEM sömürüsünün geldiği çukuru göstermede özel bir örnek. Valilik tarafından yapılan konuşmada, bunun bütün şirketler tarafından örnek alınması gereken özel bir adım olduğuna dair vurgular yapılırken, holding yönetimi coşku ve minnet ile kutlandı. Bu yıl 100 erkek, 50 kadın öğrenci ile başlayan MESEM'in teşviki için ise Ahlatçıların inisiyatifine kalmış bir teşvik kampanyası yürütülüyor. 9,10 ve 11. sınıfta asgari ücretin üçte biri, 12. sınıfta ise asgari ücretin yarısı kadar maaş veriliyor. Mezun olarak çalışmaya başlayan erkek öğrencilere Ahlatçı Metal Rafineri'de, genç kadın öğrencilere ise Ahlatçı Altın Rafineri'de iş garantisi veriliyor. Erkek öğrencilerin holdingte çalışmaya devam etmesi durumunda bedelli askerlik ücretleri karşılanıyor. Genç kadın öğrencilere ise MESEM eğitimi ardından asgari ücretin 11 katı çeyiz desteği veriliyor. Çeyiz desteği her ay güncelleniyor. AKP döneminde türeyen sermaye patronu Ahlatçılar, çocuk yaşta başlayan köleler arıyor kendisine. Bunun için de 12-13 yaşındaki çocuklara uzun vadeli ve tutulup tutulmayacağı meçhul vaatlerde bulunuyor. 13 yaşından itibaren kendi rafinerisi dışında hiçbir yer görmeden, işçilere verilen sefalet ücretinin yarısını dahi almamaya alışmış bir genç işçi kuşağını, birkaç aylık askerlikle bile sömürü sistemi dışı bırakmak istemiyor.
Sömürü koşullarının en denetim dışı olduğu, kapitalizmin tarihi boyunca aşina olduğumuz çocuk işçiliğe en yakın mesleki eğitimin ilk verilmeye başlandığı yerin Ahlatçı Holding olması tesadüfi değil. Ahlatçı Şirketler Grubu, sadece Çorum'daki altın rafinerisi ile ülkenin toplam ihracatının yüzde 3'ünü yapıyor. 6 ayrı sektörde 43 şirketleri bulunuyor. Şirketlerin tamamının AKP iktidarının yöneldiği enerji başta olmak üzere alanlarda oluşu da tesadüfi değil. Enflasyonun her geçen gün yükselip TL'nin değer kaybettiği koşullarda, değeri artan altın yığınağı ile holding, Merkez Bankası ve piyasa arasındaki trafiği fiilen sürdürüyor. Ahlatçılar, Sabancı ya da Koç benzeri cumhuriyetin ilk yıllarında el koyma ve yağmalarla ortaya çıkarılan burjuvazi kanadından değil, tarihi çok daha yeni. Ahmet Ahlatçı'nın Çorum'da açtığı kuyumcu dükkanı ile başlayan serüveni, AKP'nin yükselişiyle eşgüdümlü olarak ilerliyor. Ahlatçı, Erdoğan'ın yurtdışı gezilerindeki vazgeçilmez eşlikçilerinden biri. Birleşmiş Milletler toplantılarından Venezuela ile yapılan altın transferi görüşmelerine kadar tamamında yer alıyor. Kişisel serveti 2022 yılındaki verilere göre 5 milyar doları aşmış durumda. MESEM'i bünyesinde barındıran Ahlatçı Kuyumculuk AŞ, 2024 yılı verilerine göre Türkiye'deki en büyük dördüncü şirket konumunda. Tüm bu pozisyonları göz önüne alarak Ahlatçılara, sermayeye ve AKP iktidarına yaptığı katkıların küçük bir karşılığı olarak -en azından şimdilik- sömürmesi için her yıl 150 çocuk işçi sunuluyor.
Ahlatçı Holding MESEM örneği, mesleki eğitimin, meslek liselerinden MESEM'lere, oradan da daha derinleşerek direkt olarak sermayenin içine kaydırıldığını açıkça gösteriyor. Eğitimin kendisi bir bütün olarak MESEM'leştiriliyor. Çocuk işçilik, sadece sermayenin denetlediği bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Devlet ise bu politikanın yapıcısı pozisyonuyla sermayenin devleti olduğunu bir kez daha gösteriyor.