KADIN
Samsun Kadın Dayanışması: Aşkın kanununu yazıyoruz yeniden
14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla Süleymaniye Geçidinde basın açıklaması yapan Samsun Kadın Dayanışması, "Aşkın kanununu yazıyoruz yeniden!" dedi.
Samsun Kadın Dayanışması, 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla Süleymaniye Geçidinde basın açıklaması yaptı.
"Eşitlik yoksa aşk da yok. öldüren sevgi istemiyoruz" pankartının açıldığı eylemde kadınlar "Kadınlar birlikte birlikte güçlü", "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar sokağa özgürleşmeye", "Aşkın kanunu yeniden yazıyoruz" sloganlarını attı.
Eylemde basın açıklamasını okuyan Züleyha Mangan, "Bugün 14 Şubat, 'Sevgililer Günü'. Yani en 'romantik', en gösterişli, en kırmızı kalpli, en birbiriyle yarışan evlilik tekliflerinin günü, çünkü televizyonların da altını çizdiği üzere: '14 Şubat'ta teklif başkadır'. Bugün 'hayatının teklifi'ni almayan, o teklifi etmeyen kaybeder. Öyle mi?" diye sordu.
Bugün dizilerin, reklamların, hatta ana haber bültenlerinin konusu aşk – yani aşk ve mücevherler, aşk ve pahalı yemekler, en önemlisi de aşk ve mutlu son olduğu ifade eden Mangan, "Mümkün olan tek mutlu son da alnından bir öpücükle tescillenen evlilik, ne olursa olsun, hangi şiddeti, baskıyı, sömürüyü örterse örtsün sonsuza dek 'aile' olmak... Bugün, ancak satın alınan hediyeyle değerlendiği düşünülen, aileyi kurduğu ve ailenin bütünlüğünü muhafaza ettiği ölçüde makbul sayılan aşkın ya da sevginin günü..." diye belirtti.
Mangan, "Biz ise yani 'dünyayı yerinden oynatacağız' diye yola çıkanlar - veya yoldan çıkanlar - dünyayı da hayatlarımızı da özeli de geneli de değiştirmek için: Aşkın kanununu yazıyoruz yeniden!" dedi.
Açıklamanın devamında Mangan'ın sorduğu soruları kadınlar şu yanıtları verdi:
Mangan: Aşkın kanunu "Ya benimsin ya kara toprağın" mı diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Bizim aşktan anladığımız "Uğruna ölecek kadar sevdiği için" öldürmek değil. Hayatımız bizim, hayatı seviyoruz. Öldüren sevgi istemiyoruz.
Mangan: Aşkın kanunu bir kadına hayatı dar etmeyi "kıskançlık" diye güzellemek midir?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Özgürlüğümüze gölgeyi hakaret sayıyoruz.
Mangan: Aşkın kanunu "Sevdiğine saçını süpürge et" mi diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Saçlarımızı savurur, haklarımızı savunuruz.
Mangan: Aşkın kanunu "Bunu mu giyeceksin", "oraya gidemezsin", "o saatte sokakta işin ne" mi diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Bunun adı aşk değil, dikta. Bizim aşk dediğimizde sevmeyi sahip olmak sanmak yok!
Mangan: Aşkın kanunu yalnızca bir kadın ve bir erkek arasında olanı mı makbul sayar?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Kimin kimi sevebileceğinin, hangi bedenlerin arzulanabileceğinin sınırını ‘genel ahlâk'la çizmek yok.
Mangan: Aşkın kanunu bir adam "bitti demeden bitmez" mi diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Bunun adı aşk değil, şiddet. Bizim için bittiyse, bitmiş demektir, nokta.
Mangan: Aşkın kanununda "hayır" naz yapmak mı demektir?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Hayır - ve aslında evet olmayan her şey, her zaman hayır demektir! Hangi saatte nerede olduğumuzdan, içkili olup olmadığımızdan, sabah ettiğimiz kahvaltıdan, bir fotoğraftaki gülümsememizden rıza devşirmeye kalkışmayın.
Mangan: Aşkın kanununda tüm ‘seviyorum'ların yükü paylaşılmayan ev işine dönüşmesi mi var?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Bunun adı aşk değil, sömürü. Bizim aşk dediğimizde o masada bırakılmış bardağın, kendi kendine yerinden kalkıp yıkandığının varsayıldığı bir düzen yok. Evlilik, sevgililik adı altında görünmez kılınan, doğallaştırılan emeğimizin sesini yükseltiyoruz. Olmaz olsun eşitsiz aşk!
Mangan: Aşkın kanunu: "Bir hediye her şeyi affettirir" mi diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Ne 14 Şubat'ta ne başka gün bir hediyeyle şiddeti, sömürüyü, eşitsizliği, baskıyı aklamak; paketleyip bize geri pazarlamak yok.
Mangan: Aşkın kanunu "O öyle bir adam değil, o yapmaz" mı diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Erkek şiddeti statü, meslek tanımaz; olmaz olmaz demiyoruz, çünkü biliyoruz, deneyimle sabit: tüm erkekler yapabilir.
Mangan: Aşkın kanunu: "Evli-mutlu-çocuklu" mu diyor?
Kadınlar: Yeniden yazıyoruz: Ne olursa olsun aile olma, aile kalma, aile arasında tutma, ailenin varlığına armağan olma şartı yok. Aile denilen, bizim kendimize yapılanlar karşısında sessizliğimizle bir arada kalıyorsa, varsın kalmasın.