Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi'nin ilk başkanı Necati Aydın'ın failleri soruldu
Kayıp yakınları 4 Nisan 1994'te kaybettirilen Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi'nin ilk başkanı Necati Aydın'ın failleri soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde 791'inci kez bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde 4 Nisan 1994'te kaybettirilen Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi'nin ilk başkanı Necati Aydın'ın failleri soruldu.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, seçimde yaşanan usulsüzlüklere dikkat çekildi. Şaibelerin yaşandığı yerlerde halkın iradesinin sandığa yansıması için hukuki kararlar verilmesi gerektiği çağrısında bulunan Yılmaz, "Sandığa giden oyların sandıktan çıktığı gibi verilmesi gerekir. Barışçıl bir şekilde toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını kullan yurttaşlara yönelik sert müdahale son verilmeli. Demokratik tepkilerini göstererek katılan yurttaşlara haklarında tutuklama kararı verilenler bir an önce serbest bırakılmalıdır" dedi.
'FAİLLER KARANLIKTA KALDI'
Ardından söz alan Necati Aydın'ın eşi Süheyla Aydın, "Sürgün olduğum bir ülkeden geliyorum. Eşim 5 Nisan'da adliyeden götürülerek, kaybedildi. Köylüler onu tarlalarında gömülü halde buldu. Cebinde buldukları evlilik cüzdanımızdan onu tanıyorlar. Hala failleri bulunmadı. Bize göre failler belli ancak failler karanlıkta kaldı" dedi.
4 Nisan 1994 kaybettirilen Necati Aydın'ın hikâyesini İHD Diyarbakır Şube üyesi Fırat Akdeniz okudu. Akdeniz, Aydın'ın 27 Mart 1994 tarihinde Diyarbakır ilinde bir akrabasında misafir olarak kaldığı sırada ev sahipleri ve evde bulunan 5 yaşındaki çocukla birlikte gözaltına alındığını belirtti.
SERBEST BIRAKILDI AMA GÖREN OLMADI
Gözaltına alınmalarından 4 gün sonra Aydın'ın eşi ve beraberinde gözaltına alınanların serbest bırakıldığını söyleyen Akdeniz, "Necati Aydın ise 4 Nisan 1994 günü sabah saatlerinde Devlet Güvenlik Mahkemesine (DGM) götürülür. Necati Aydın o gün duruşma salonunda gördüğü tanıdık avukatlara 'Beni mahkeme serbest bıraktı ama polisler bırakmıyor' der. Serbest bırakıldığı halde o gün adliye kapısında saatlerce bekleyen ailesi ve akrabaları dâhil hiç kimse Aydın'ın adliyeden çıktığını görmez ve o günden sonra bir daha Aydın'dan haber alınamaz" dedi.
Mahkeme sürecinde yaşananlara dair ise Akdeniz, şunları söyledi: "Aydın'ın ailesi 5 Nisan 1994 tarihinde Diyarbakır Savcılığı'na başvurarak bilgi almak istemişse de aileye 'Necati Aydın serbest bırakıldı' bilgisi veriliyordu. Akabinde ailenin avukatı savcı ile görüşme yapar ancak savcılık makamı da Necati Aydın için 'Muhtemelen örgüte katılmaya gitti' cevabını verir. Aile, 8 Nisan 1994 tarihinde savcılıkla yaptığı görüşmede ise ön kapı dışında sadece polislerin kullanabildiği tek bir arka kapı olduğu cevabı verilmiş ancak savcılık yine Necati Aydın'ın akıbetine ilişkin bilgi vermez" diye belirtti.
'VÜCUDUNDA İŞKENCE İZLERİ VARDI'
Aydın'ın cenazesinin 9 Nisan 1994 günü Farqîn yolu üzerinde, Kâğıtlı Jandarma Karakolu yakınlarında iki kişiyle birlikte bir tarlada bulunduğunu hatırlatan Akdeniz, "Necati Aydın'ın cenazesi Diyarbakır Devlet Hastanesine getirilir. Necati Aydın ile ilgili yapılan otopsi işlemi sırasında vücudunda birçok işkence ve darp izleri olduğu, ensesinden tek bir kurşunla öldürülmüş olduğu yapılan otopsi sonucu tespit edilir. Necati Aydın'ın ailesi, iç hukukta bir sonuç elde etmeyince dava dosyasını AİHM'e taşıdı. Yapılan başvuru sonucunda AİHM, 'Yaşam hakkında müdahale etmek, olguların belirlenmesinde olanakları sağlama yükümlülüğünü ihlal etmek, etkin soruşturma yürütmek ve öldürülmeden önce işkence yapmak' suçlarından Türkiye'yi mahkûm eder. Daha önemlisi ise Türkiye'nin AİHM'e yardımcı olmamasından dolayı sözleşmenin 38'inci maddesinden ayrıca mahkûm eder" ifadelerini kullandı.
Akdeniz, sözlerini "Kaç yıl geçerse geçsin, Necati Aydın için, tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz" diyerek, sonlandırdı.
Açıklama, yapılan oturma eylemi ardından sonlandı.