GÜNCEL
PSAKD yöneticisi Erol Yeter: Tutuklanmamız Alevilere gözdağıydı
PSAKD Genel Başkan Yardımcısı Erol Yeter, on aya yakın tutsaklığını ETHA'ya değerlendirdi. Türkiye'de iktidardan yana olmayan herkese gözdağı verildiğini vurgulayan Yeter, "Sıra Alevilere gelmişti. Tutuklanmamız Alevilere gözdağıydı" dedi.
Geçtiğimiz günlerde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı Erol Yeter, tutuklu yargılandığı davada ceza verilerek tahliye edilmişti. Yeter, Erzincan PSAKD üyesi 16 kişi ile birlikte 24 Mart'ta gözaltına alınmıştı.
"Örgüte yardım etmek" iddiası ile tutuklanan Yeter, 9 aylık tutsaklığın ardından 19 Aralık tarihinde serbest bırakıldı. PSAKD Genel Başkan Yardımcısı Erol Yeter ve Murat Demiray'a 6 yıl 3 ay hapis cezası verilerek tahliye edilmişti.
Özgürlüğüne kavuşan PSAKD Genel Başkan Yardımcısı Erol Yeter, tutuklanmalarına neden olan uydurma iddiaları ve tutukluluk sürecini ETHA'ya değerlendirdi.
Yeter, tutuklanmalarını Türkiye'de adalet sisteminin içinde bulunduğu hukuksuzluğun bir kez daha ortaya çıkması olarak belirtirken diğer taraftan da "Alevilere dönük gözdağıydı" değerlendirmesi yaptı.
Dava dosyasına ilişkin "Hukuki dayanağı yoktu, itirafçının sözde beyanlarının bile farklı farklı imzalarla dosyaya konulmuş olması hukuksuzluğun kanıtıydı. Türkiye'de insanların ne kadar kolay tutuklandığını ve suçlandığını bir kez daha gördük" diyen Yeter, Alevilerin bir kez daha bu durumu gördüğünü belirtti.
Türkiye'de iktidardan yana olmayan herkese gözdağı verildiğini vurgulayan Yeter, "Sıra Alevilere gelmişti. Tutuklanmamız Alevilere gözdağıydı" dedi. "Aleviler geçmişten bugüne kadar inançlarına saygı duymayan egemenlerle karşılaşmıştır. Bu sadece AKP'nin değil tüm iktidarların Alevilere dönük politikası olmuştur" diyen Yeter, bu baskı ve inkar politikası karşısında Alevilerin inancına ve sırlarına sahip çıkarak nesilden nesile aktarmayı başardığını kaydetti.
Yüzyıllardır devam eden Alevilerin inancını ve kültürünü nesillere aktarma geleneğinin AKP tarafından önünün kesilmek istendiğini belirten Yeter, "Aleviler yolda yürürken yol erlerini oluşturmaya boşaldı. Ne AKP ne de başka bir iktidar artık Alevilerin inancını geleceğe taşımasına ve korumasına engel olamaz" dedi.
Yaşadıkları baskı ve katliamların yeni olmadığına değinen Yeter, "Geçmişte daha kötü katliam ve baskılar yaşadık ama inancımız ve kültürümüz özünü korudu. Aleviler olarak biz yolun temizliğine ve inancımıza sahip çıktık" diye konuştu.
Tutuklanmalarına neden olan dosyada polis komplosuna değinen Yeter, "Dosyada karşımıza Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanan bir itirafçı çıkarttılar. Bu kişi verdiği çeşitli zamanlardaki ifadesinde sözde bizim örgüte yardım ettiğimizi söylüyor. Dosyaya delil olarak konulan itirafçının her bir ifadesindeki imza farklı. Ayrıca o ifadelerde verdiği bilgiler kendisini yalanlar nitelikte" diyerek polisin bahsi geçen suça ilişkin başka bir delil bulamadığına dikkat çekti.
Köyüne gidişinin polis için 'örgüte yardım' anlamına geldiğini ve dosyanın bunun üzerine kurulduğunu anlatan Yeter, "Bir akşam üstü kendi köyüme ve akrabalarıma gidişim on aya yakın bir zaman tutuklanmama neden oldu" dedi.
Komplosu tutmayan polisin, uydurma suç ve delil üretmeye devam ettiğini söyleyen Yeter, 'örgüte yardım' iddiası ile açılan davanın 'örgüt üyeliğine' evriltildiğini belirterek polis komplosunun devam ettiğini vurguladı.
Tutukluluğu boyunca geliştirilen dayanışmaya değinen Yeter, PSAKD, ABF ve başkaca örgütlerin geliştirdiği dayanışma karşısında "Biz biriz, kırkız, kırklarız" duygusunu hissettiğini ifade etti.
Birçok kart, mektup, selam aldığını ve ilk mahkemenin kalabalıklığını dikkat çeken Yeter, "Alevilerin biri de bir, bini de birdir" dedi.
Yeter, "70 yıllık ömrünü dağlarda, kendi köyünde özgürce geçirmiş bir insanın dört duvara kapatıldığı bir yerdi" dediği hapishanede, tutsaklığını 70 yaşındaki insanların da olduğu bir koğuşta geçirdiğin belirtti. Yeter, bu durumun OHAL uygulamasının devamı olduğunu kaydetti.
Dayanışmada bulunan herkese teşekkür eden Yeter sözlerini şöyle sonlandırdı: "Alevileri bundan sonra daha zor koşullar ve inancına dönük daha fazla baskı bekliyor. Alevi Kızılbaşlar, kızılbaşlığını ve kimliğini asla unutmadan yolda yürümelidir."