3 Ekim 2024 Perşembe

Piroğlu: İktidar politikalarıyla engellileri kendine bağımlı kılıyor

Engellilerin, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne çözülmeyen bir çok sorunla, yalnızlaştırılarak girdiğini kaydeden HDP Milletvekili Piroğlu, iktidarın, övündüğü politikalarla aslında engellileri kendine bağımlı hale getirdiğine dikkat çekti. Piroğlu, engellilerin mücadelesinin "ricacı" konumdan, mücadeleci konuma gelmesi gerektiğini vurgulayarak ve ekledi: "Engelliler sadece kendi hakları için değil bu hakların önündeki temel engel olan iktidarın politikalarına karşı toplumsal muhalefetin diğer katmanlarıyla bir araya gelmeli." 

Birleşmiş Milletler, 38 yıl önce 3 Aralık'ı Dünya Engelliler Günü olarak ilan etti. 

Toplumsal, sanatsal ve sınıfsal olarak ötekileştirilen, ayrımcılığa maruz kalan engelliler, iktidarın politikaları nedeniyle bağımlı bir yaşam sürmek zorunda kalıyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu ile Türkiye'de engellilerin yaşadığı sorunları, yürüttükleri mücadeleyi ve iktidarın engelliler üzerinde sürdürdüğü kendisine bağımlı kılma politikalarını ilişkin ETHA'ya konuştu.

3 Aralık'ta ülke çapında bir dizi eylem ve "kutlamalar" yapılacağını söyleyen Piroğlu, "Bu kutlamalar Meclis'te söz alan vekiller ve engellilere ne yazık ki sadece trajik durumlar ya da olağanüstü başarı hikayeleri sırasında yer veren basın tarafından yapılacak" dedi.

'İKTİDARIN POLİTİKASININ AMACI, ENGELLİLERİ KENDİNE BAĞIMLI KILMAK'
Engellilerin, trajik olaylar ya da büyük başarı öyküleri ile gündeme geldiğine dikkat çeken Piroğlu, "Oysa ülke nüfusunun on milyona yakınını oluşturan bir toplumsal gruptan söz ediyoruz. Engellilik meselesenin en önemli temel direği erişim meselesinin aşılamaması. İktidar bir dizi kanun çıkarmakla ve bir dizi ödenek yapmakla övünüyor. Aslında izlediği politika basit bir şekilde kendine bağımlı devlet yaptırımlarıyla ayakta kalan, devlet yardımıyla geçinen ve bu nedenle iktidara göbekten bağlı hale gelmiş bir toplumsal grup yaratmaktır" diye konuştu.

'ENGELLİLERİN HAYATA KATILMASININ EN TEMEL YOLU, GELİRLERİNİN OLMASI'
Engellilerin çözülmeyen ve çözümsüzlükle bırakılmış bir çok sorunla baş başa olduğunu dile getiren Piroğlu, "Engeller, fiziksel ya da zihinsel bir durum değil; fiziksel ve zihinsel yeti kaybının topluma, yaşama katılmaya mani olma durumudur. Bunu yaratansa toplumsal hayatın engelli bireyin onun içine girmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmamasındandır. Bu yüzden de engellilik sorunu kişisel değil toplumsaldır. Devlet ve üretim yapısını temel almak zorundayız. Kapitalist üretim ranta ve kara dayalı olarak şekillendiği için engelli emeği ne yazık ki değersiz ve değer üretmeyen bir emek olarak görülmekte, engellerin istihdama katılımı çok düşük düzeyde kalmakta. Katıldığı her yerde de birikim ve yetenekleri ile paralel olmayan yan işlerle yürütülmektedir. Engellilerin hayata katılmasının en temel yolu, kendi hayatlarını sürdürecek bir gelire sahip olmasıdır. Burayı boş bırakırsanız engelliler bağımlı hale gelir" dedi.

Özel sektörün engelli istihdamına odaklanmadığına dikkat çeken Piroğlu, kamu istihdamında ise kotaların dolduğunu söylendiğini aktardı ve devam etti: "Yüzde 3 kota. Engelli örgütleri uzun süredir kotanın yükseltilmesi için uğraşıyorlar. Aslında kota doldu gibi gösteriliyor. MEB'ten Sağlık Bakanlığı'na engelli istihdamı yapılmalı."

'ENGELLİLERİN İSTİHDAMA KATILMAMASININ NEDENİ EKONOMİK VE AYRIMCILIK'
Engellilere yönelik istihdamın olmamasının nedenlerini sıralayan Piroğlu, şöyle devam etti: "Birinci sebep ekonomik; engelli çalışanı verimli görmemekle birlikte kendilerine yük olarak görmekteler. İkinci ise ciddi kötü bir ayrımcılık. Engelli bireye dair ötekileştirme bu politikalarda kendini ciddi şekilde hissettirmektedir. Bizim yürüttüğümüz çabanın ana hatlarından biri engellilerin toplumsal, sanatsal ve siyasal hayata katılımını sağlamak. İkincisi ise engellilere yönelik yürütülen ayrımcı siyasetin durdurulması. Engellilerin siyasal, toplumsal hayata katılması ana erişim meselesidir. Erişim engellinin bu toplumsal hayata katılmasının önündeki mimari, sosyal, toplumsal, yasal bütün engellerin kaldırılması anlamına gelir. Bu yeterince sağlanmadığı gibi iktidar bu konuda çıkarılmış kanunları bile sürekli öteleyerek işin içerisinden çıkmaya çalışmakta."

'ENGELİ YARATAN TOPLUMSAL ENGELDİR'
Engellilerin yaşadığı bir diğer sorunun ise toplumun bakış açısıyla ilgili olduğuna işaret eden Piroğlu, "sevgiyle engellerin aşılabileceği" söylemlerine dikkat çekti. Bu söylemin toplumsal muhalefet tarafında da yaygın kullanıldığını belirten Piroğlu, oysa bu bilinci yaratanın da yine toplumun kendisi olduğunu söyledi. "Engeli yaratan toplumsal engelin kendisi somut bir durumdur" diyen Piroğlu, bu sorunla mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti. Engellilerin, istihdam, ilaç ve yardımcı destek ünitelerine ulaşım, ekonomik gibi somut sorunları olduğunu dile getiren Piroğlu, şöyle devam etti: "Engellilik ciddi bir sınıfsal meseledir. Çünkü bunların hepsi maddi güç isteyen durumlar. Bu maddi güç yoksul kitlelerde büyük sorun. Yoksullaşmanın giderek arttığı düşünüldüğünde engellilerin sorunlarının çok çok daha ağırlaştığını görmemiz gerekir. İşsizliğin tavan yaptığı ülkede engelli işsizliği iki katı."

'ENGELLİ MÜCADELESİ RİCACI KONUMDAN MÜCADELECİ KONUMA GEÇMLİ'
Öte yandan engelli mücadelesinin "ricacı" bir konumda olduğunu söyleyen Piroğlu, bundan vazgeçilerek mücadeleci konuma geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Piroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devletin ekonomik, siyasi baskısı uzun yılların mücadelesinin geleceğinde ciddi hasarlara neden oluyor. Engelli camiasının kendi içinde tartışması gereken noktalardan birisi de bu. Hem engelli sorunlarının aşılabilmesi hem de örgütlülüğünün geliştirilmesi, mücadeleci bir geleneğe girilmesi gerek. Bu mücadeleci gelenek de toplumsal mücadelenin diğer katmanlarıyla yürütülmeli. Yani engelliler sadece kendi engelleri için kendi hakları için değil bu hakların önündeki temel engel olan iktidarın politikalarına karşı toplumsal muhalefetin diğer katmanlarıyla bir araya gelmeli.

'TOPLUMSAL ÖRGÜTLERDE DE ENGELLİLER HAK ETTİKLERİ YERDE DEĞİL'
Toplumsal muhalefetin de ciddi şekilde kendisini engelliler meselesinde sorgulamaya ihtiyacı var. Çünkü muhalefet eden siyasal partilerden, odalara, sendikalara, örgütlere ve platformlara kadar hepsinde temel nokta engellilik meselesinde vurdum duymaz ya da görmez bir yerde durmalarıdır. Engelliler buralarda da söz hakkı kullanamamakta. Bu örgütler engelli sorunlarını görmezden geldikleri gibi kendi içinde organları içinde temsiliyetleri konusunda ciddi eksiklikleri barındırıyor. Erişim sadece binalara girmek ulaşım sağlamak değil, siyasal toplumsal hayatın her alanında kendini ifade edebilme meselesidir. Toplumsal örgütler ne yazık ki neredeyse devlet kadar atıl durumda. Engellilerin sorunları engellilere bırakılmış. Toplumsal örgütlerde de engelliler hak ettikleri yerde değil.

Bir yanda devlet ve kamu alanında mücadele, bir yanda bu mücadeleyi yürüten muhalefet örgütleri içinde mücadele öte yandan da zihinsel ve politik duruşlarını değiştiren bir yerde duruyor. Bunun için de yoğun bir çalışma içindeyiz. HDP Engelliler Komisyonu olarak elimizden geleni yapıyoruz. Diğer engelli örgütleri de bu çaba içinde. Önümüzdeki dönemde bir araya gelme çabasında içinde olacağız."