3 Ekim 2024 Perşembe

Paylan: Varlık Vergisi nedeniyle oluşan hak ihlalleri araştırılsın

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Varlık Vergisi Kanunu nedeniyle oluşan hak ihlallerinin araştırılması ve adaletin sağlanarak Türkiye halklarının birlikte, adilce yaşama iradesinin ve umudunun tekrar canlanabilmesi için Meclis Araştırması açılmasını telebiyle Meclis'e önerge verdi.

Türkiye'deki azınlık toplumlarının büyük bir yıkım daha yaşamasına neden olan Varlık Vergisi yasası 11 Kasım 1942 tarihinde TBMM'de oybirliğiyle kabul edildi. Hristiyan ve Museviler üzerinde yıkıcı etkileri olan Varlık Vergisi Kanunu ile mağdur edilen, bütün malını ve hatta yaşamını kaybeden kişilerin kayıplarının belirlenmesi için TBMM bugüne kadar adım atmadı.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, bu nedenle Varlık Vergisi yasasını hazırlayan ve uygulayan kamu görevlilerinin belirlenmesi, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi, bu sayede geçmişle yüzleşmenin sağlanması ve geç de olsa adaletin yerini bulması için Meclis Araştırması açılması için önerge verdi.

Önergenin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:

"Vatandaşlarımızdan servet vergisi alınmasını düzenleyen Varlık Vergisi Kanunu, 11 Kasım 1942 tarihinde TBMM'de 350 milletvekilin oybirliğiyle kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Milli Korunma Kanunu'nun yerini alacak Varlık Vergisi Kanunu, Başbakan Şükrü Saraçoğlu hükümetinin Türk burjuvazisi oluşturma yolundaki bir icraatı ve devletin Türkiye halklarını Türkleştirme politikalarının bir basamağıydı.

"Varlık Vergisi mükelleflerinin yüzde 87'si, nüfusun yüzde 3'ünü oluşturan Hristiyan ve Musevi azınlıklardan oluşmaktaydı. Bu yurttaşlardan Müslümanlardan misliyle farklı olarak, yüzde 50 oranında vergi alınmaktaydı. Varlık Vergisi kapsamında 315.000.000 TL vergi toplandığı, toplanan verginin 280.000.000 TL'sinin ise Hristiyan ve Musevi yurttaşlara ödetildiği bilinmektedir.

"İkinci Dünya Savaşı'nın yokluk yıllarında Varlık Vergisi'yle, Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımız bir yıkım daha yaşadı. Yıkıcı vergiyi ödeyemeyen vatandaşlar arasında; Türkiye'yi terk etmek zorunda kalanlar, vergiyi ödemek için mallarını yok pahasına haraç-mezat satanlar, işlerini, tüm varlıklarını, hatta hayatlarını kaybedenler oldu. Vergiyi ödeyebilecek güce sahip olmayan Hristiyanlar ve Museviler, 27 Ocak 1943 tarihinden itibaren Eskişehir'in Sivrihisar ve Erzurum'un Aşkale ilçelerindeki çalışma kamplarına gönderilmek üzere bazı merkezlerde toplandılar. Dedem dahil binlerce vatandaşımız Aşkale'deki kamplara gönderilerek, mükellef tutuldukları Varlık Vergisi'ni ağır iklim şartlarında ve büyük baskılar altında bedenen çalışarak ödemek zorunda bırakıldı. Çalışmak için gönderilenler arasından 21 kişi yaşamını kaybetti. Sorumlu tutuldukları vergiyi çalışarak ödeme kuralı ise sadece Hristiyan ve Museviler için getirilmişti.

"Vergilendirilen gruplar arasında en fazla vergi yükünün azınlıklara yüklenmiş olması, onların Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman 'eşit yurttaş' olarak görülmediğinin en büyük işaretlerinden biridir. Bu acı ve adaletsiz durum, kendisini 13 yıl sonra 6-7 Eylül 1955 tarihinde tekrar göstermiştir. Türkiye'de tutunmaya çalışan son azınlıklar da, bu iki vahim olay ile yaşadıkları topraklarda eşit yurttaş olma umudunu yitirmiştir. 1927 yılında Hristiyan ve Musevi azınlıkların oranı, toplam nüfus içinde yüzde 2,78 iken, günümüzde yaklaşık yüzde 0,8 seviyesine inmiştir.

"Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımıza büyük bir yıkım yaşatan Varlık Vergisi'nin adaletini sağlamak için TBMM sorumluluk almalıdır. Azınlıkların bu uygulama sonucunda yaşadığı mağduriyetler ve ortaya çıkan adaletsizlikle yüzleşilmelidir. 

"Bu bağlamda, Varlık Vergisi nedeniyle oluşan hak ihlallerinin araştırılması ve adaletin sağlanarak Türkiye halklarının birlikte, adilce yaşama iradesinin ve umudunun tekrar canlanabilmesi için bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz."