'Onlar dört duvar arasında, biz açık alanda tutsağız'
Hasta tutsakların sesi olmak isteyen tutsak yakınlarına dönük sistematik polis saldırısına tepki gösteren HDP milletvekilleri, İstanbul Adliyesi önünden yürüyüşe geçerek tüm halkı hasta tutsakların sesi olmaya çağırdı.
Hasta ve infazı yakılan tutsakların durumuna dikkat çekmek isteyen tutsak yakınları, bu hafta da Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde Adalet Nöbeti'ndeydi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Musa Piroğlu'nun da eşlik ettiği nöbeti engellemek isteyen polisler, tutsak yakınlarına saldırarak işkenceyle gözaltına aldı. Polis saldırısına zılgıtlar ve "Biji berxwedana zindana" sloganıyla direnen tutsak yakınları, polis tarafından gözaltı sırasında ve araç içerisinde darp edildi.
Duruma tepki gösteren Musa Piroğlu, tutsak yakınları haricinde herkesin adliye önünde basın açıklaması yapabildiğine dikkat çekerek, tutsak ailelerine yaptırılmayan basın açıklamasını Galatasaray Meydanı'nda yapacağını, ailelerin önü açılana kadar her hafta bu eylemi devam ettireceğini kaydetti.
Adliye önünden Galatasaray Meydanı'na yürüyüşe geçen Piroğlu'na, HDP milletvekili Dilşad Canbaz Kaya da eşlik etti. Milletvekilleri, "Hasta tutsaklara özgürlük" sloganıyla bir süre yürüyüşe devam etti. Yürüyüşte konuşan Piroğlu, "Ülkenin cehenneme döndürülmesine izin vermeyin. Bu zulüm bu halkı susturmak için, bu zulüm bu zorba iktidar devam etsin diye" dedi. Hırsızlar, katiller, tecavüzcüler ve halka karşı suç işleyenler serbest bırakılırken Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Ekim Polat gibi hasta tutsakların ölümle pençeleştiğini vurgulayan Piroğlu, iktidarın hasta tutsakları bırakmamak için elbirliği yaptığını dile getirdi. "Bu durum cinayettir. Hapishaneleri cehenneme çevrilen bir ülke özgür bir ülke değildir. Adaletin rehin alındığı bir yerde yaşıyoruz ama bu binada hukuk, adalet yok" ifadelerini kullanan Piroğlu, tüm demokratik kamuoyunu hasta tutsakların sesine ses olmaya çağırdı.
Sloganlarla yürüyüşe devam eden Kaya ve Piroğlu'nun yolu Şişli Camii'nin biraz gerisinde polisler tarafından kesildi. Milletvekillerinin 2911 sayılı Kanun'a aykırı davrandığını öne süren polisler, vekillerin trafiği kestiğini iddia ederek yürüyüşü sonlandırmasını istedi. Polisin iddialarına ve yol kesmesine tepki gösteren Kaya ve Piroğlu, yürüyüşe devam etmekte ısrar etti. "Basın mensuplarıyla yürüyemezsiniz, bu şekilde devam edemezsiniz" diyen polis, basın emekçilerinin de görüntü almasını engellemeye çalıştı ve "Ben bilerek sizin önünüzde duruyorum zaten" diyerek bu durumu itiraf etti.
Polisin tehditlerine ve engellemelerine rağmen yürümekten vazgeçmeyen vekiller, darp edilerek kaldırıma çıkarılmaya çalışıldı ve Musa Piroğlu'nun tekerlekli sandalyesini ittirdi. Milletvekillerinin darp edilmesine yoldan geçen halk da büyük tepki gösterdi. Polisler, halkı da tehditlerle alandan uzaklaştırmaya çalıştı.
Dilşad Canbaz Kaya, her hafta annelerin adliye önünde 10 dakikalık bir açıklama yapabilmek için nöbet tuttuğunu belirterek, "Nedir bu açıklama? Çocuklarımız ölmesin, cezaevlerinden tabutlar çıkmasın, hasta tutsaklar serbest bırakılsın diyerek açıklama yapmak istiyorlar. Her hafta da gözaltına alınıyorlar" dedi. Tutsak annelerinin sesini duyurmak için bu eylemi yaptıklarını dile getiren Kaya, hapishanelerde yaşanan ölümlerin son bulması çağrısında bulundu.
Kadın katilleri serbestken kadınların önüne konulan barikatla burada kendi önlerine konulan barikatın aynı zihniyetin ürünü olduğunu ifade eden Kaya, "Katiller serbest, aileler, gazeteciler, siyasetçiler, avukatlar tutsak. Bu hukuksuzluğa son verilmeli. Hasta tutsakların serbest bırakılması için her yerde onların sesi olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde tutsak yakınları dışındaki herkesin basın açıklaması yapabildiğine işaret eden Musa Piroğlu, Kağıthane Kaymakamlığı'nın yasak kararına tepki gösterdi. "Söylem şu: Bu konuda yapamazsınız. Yani hapishanelerde insanlar ölebilir ama onlar hakkında açıklama yapamazsınız. Hasta tutsaklar ölüme terk edilebilir ama onlar hakkında açıklama yapamazsınız" diyen Piroğlu, iktidarın halkın her kesimini yasaklarla kuşattığına dikkat çekti.
"Herkes aslında bir hapishanenin içinde yaşıyor. Onlar dört duvar arasında, biz açık alanda tutsağız ve bir kişinin iki dudağına sıkışmış hayatlarımız var" ifadelerini kullanan Piroğlu, yasaklara ve barikatlara karşı hasta tutsakların sesini duyurmaya devam edeceklerini ve bu mücadeleyi büyüteceklerini kaydetti.