4 Ekim 2024 Cuma

'Öncü güçler kol kola girip yürümeli'

Sosyalistlere yönelik gözaltı saldırısını değerlendiren ESP Eş Genel Başkanı Tümüklü, "Faşist saray rejiminin yenilgiye uğratılması için başta örgütlü ve öncü güçler olmak üzere herkesin bir adım öne çıkması, kol kola girmesi ve yürümesi gerekiyor" dedi. Kaldıraç Temsilcisi Dilmeç ise, "Eşitlik, kardeşlik, insanca yaşam için mücadele edenler, halkların, işçilerin, emekçilerin talepleri doğrultusunda mücadeleyi örgütlemek zorunda" diye konuştu.

Sosyalistlere yönelik gözaltı saldırısına ilişkin Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ve Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç ile konuştuk. Gözaltı saldırısına gerekçe yapılan itirafçı ifadeleri, saldırının birkaç farklı örgütsel yapıya yönelik geliştirilmesi ve operasyonun amacına ilişkin sorularımızı yanıtlayan Tümüklü ve Dilmeç, saldırının birleşik mücadeleye yönelik olduğuna dikkat çekti, örgütlülüğü büyütme ihtiyacına vurgu yaptı.

DİLMEÇ: TOPLUMSAL PATLAMADAN KORKUP ÖRGÜTLÜ GÜÇLERE SALDIRIYORLAR
Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç, kısa bir dönem çalışmalarına dahil olan bir kişinin itirafları üzerinden başlatılan operasyonun ilk olmadığını devletin bundan sonra da bu tür yönelimler içerisine gireceğini söyledi.

Ekonomik ve siyasi yönetememe krizinin üzerine salgının eklendiğini ve var olan işçi, kadın, öğrenci gençlik, Kürt halkı, ekolojistlerin direnişlerinin arttığına dikkat çeken Dilmeç, "Bu tablo sürdürülebilir bir tablo değil. Buna karşı toplumsal patlamaların olacağına dair öngörüleri var, bu noktada örgütlü güçlere saldırı geliştiriyorlar" diye konuştu.

'AJANLAŞTIRMA, İTİRAFÇILAŞTIRMAYA YANITIMIZ ALİ SERKAN'DIR'
İtirafçılaştırma, ajanlaştırma saldırılarının geçmiş dönemde de olduğunu, fakat bu dönem daha yoğun bir şekilde uygulandığını kaydeden Dilmeç, "Bunu toplumsal muhalefete, devrimci güçlere yönelik baskının aracı olarak kullanıyorlar. Saray rejimine karşı söz söyleyen herkesi 'terörist' olarak yaftalayıp sindirmeye çalışıyorlar" dedi. Dilmeç ajanlaştırma, itirafçılaştırmaya yanıtın Ali Serkan Eroğlu'nun pratiği olduğunu vurguladı: "Ajanlaştırma, itirafçılaştırmaya yanıtımız Ali Serkan Eroğlu'dur. 1997'de Ali Serkan Eroğlu ajanlaştırma faaliyetini reddettiği için katledilmişti. Ali Serkan'ın insan olma çığlığıdır bu. Bu topraklarda yöntemler çok denendi. Ama hiçbir zaman da istedikleri sonucu elde edemediler. Yine elde edemeyecekler."

'GEZİ'DEN, BİRLEŞİK MÜCADELEDEN KORKUYORLAR'
Kaldıraç ve ESP'ye yönelik operasyonun devrimcilerin birleşik mücadelesinden duyulan rahatsızlığın sonucu olduğuna belirten Kaldıraç Temsilcisi Dilmeç, "En ufak bir şeyde mesela öğrenciler protesto eylemi yaptığında akıllarına Gezi direnişi geliyor. İşçiler sokağa çıktığında, işçi eylemlerine destek verildiğinde akıllarına Gezi direnişi geliyor. Verili tablonun, yeni Gezi direnişi yaratabileceğinden, toplumun ezilenlerinin isyan edebileceğinden korkuyorlar. Bu korku nedeniyle birleşik mücadeleyi örgütleyenlere bir saldırı var. Saldırmak dışında başka bir şansları da yok zaten" değerlendirmesinde bulundu.

Dilmeç, "Eşitlik, kardeşlik, insanca yaşam için mücadele edenler, halkların, işçilerin, emekçilerin talepleri doğrultusunda mücadeleyi örgütlemek zorunda. Onlar saldırdıkça bu talepler etrafından mücadele etmeli, yol yürümeliyiz" çağrısında bulundu.

TÜMÜKLÜ: İTİRAFÇILAŞTIRMA BİRLEŞİK MÜCADELEYİ KARARSIZLAŞTIRMA AMAÇLI
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, devletin ajanlaştırma ve itirafçılaştırma saldırısını örgütlü, birleşik mücadeleyi kararsızlaştırma saldırısı olarak değerlendirdi.

Faşist saray rejiminin 2015 yılından bu yana yaşamını sürdürmek bakımından bir politik çizgi inşa etmeye çalıştığına dikkat çeken Tümüklü, saldırının örgütlü birleşik mücadele güçlerini kararsızlaştırmak, örgütlülüğünü dağıtmak, faşist saray rejiminin ekonomik-politik politikalarına karşı çıkacak güçleri engelleme amacı taşıdığına vurgu yaptı.

'OPERASYONLAR TASFİYE AMAÇLI'
14 Ocak günü yaşanan ve ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasını da bu kapsamda değerlendirdiklerini kaydeden Tümüklü, "Son dönemde özellikle İçişleri Bakanlığı merkezli ajanlaştırma ve işbirlikçilik dayatması, kaçırılan, ölümle tehdit edilen öğrenciler, gençler, sosyalistler, kadınlar var. Bu son operasyonda da benzer bir durum var. İzmir'de demokratik alanda tanıdığı bütün insanlar, sendikacılar, avukatlar, tiyatrocular, kadın örgütlerinde çalışma yürüten kadınlar üzerine ifade veren itirafçı var. Devlet artık Kürtleri, devrimcileri ya da örgütlü mücadele güçlerini değil demokrasi mücadelesi yürüten ya da en küçük bir hak mücadelesi yürütenleri bile tasfiye etmek için böyle operasyonlar yürütüyor" dedi.

Saldırıların tasfiye amacı taşıdığına da işaret eden Tümüklü, "Faşist Saray rejimi bize bir mesaj veriyor. Bugün bize yapılan, Kaldıraç'a, değişik demokratik devrimci güçlere yapılan bu saldırı tam anlamıyla birleşik mücadelenin neden ihtiyaç olduğunu da bir kez daha somutlaşmış oldu. Kimse bundan azade değil, kimse bundan kaçamaz" diyerek saldırıların birleşik mücadelenin daha acil ve önemli kıldığına dikkat çekti.

'FAŞİST SARAY REJİMİNİ YENECEĞİZ'
Tümüklü, ne yapmak gerektiği sorusuna da şu şekilde yanıt verdi: "Faşist saray rejiminin bu örgütlenme biçimi, bu politik çizgisiyle uzlaşmanın, onunla müzakere etmenin, demokratik zeminde konuşmanın mümkün olmadığını görmemiz lazım. Bu rejime son verilmesi lazım, başka şansımız yok. Bu, başta örgütlü ve öncü güçler olmak üzere herkesin bir adım öne çıkması, kol kola girmesi ve yürümesini gerektiriyor. Antifaşist mücadelenin yükseltilmesi, faşist saray rejiminin yenilgiye uğratılması ve ortadan kaldırılması temel politik eksenimiz olmalı dönem bakımından."

ESP'ye yönelik son dönemde artan gözaltı, tutuklama saldırılarını değerlendiren Şahin Tümüklü, "Faşist saray rejiminin politik çizgisine, örgütlenme tarzına, ekonomik modeline, azgın emek sömürüsüne, Kürt halkının hak ve özgürlüklerini yok saymasına, erkek egemen devlet anlayışıyla kadın cinayetlerinin üzerini örtmeye çalışmasına ve bilcümle hak ve özgürlüğe düşman olmasının karşısında gücü ve niceliğine uygun bir politika üretmeye çalışan, öncülük sorumluluğunu, örgütlü görev ve sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan bir parti gerçeğimiz var. Bizim özel bir biçimde hedef gösterilmemizin nedeni, öncü politika tarzının kırılması, sokakta iradeleşme çizgisinin kararsızlaştırılması ve bileşik mücadelenin kendi içerisinde belli bir çizgide kalmasına zemin hazırlamak amacını taşıyor" dedi.

ESP'nin bileşeni olduğu Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK ve Demokratik Toplum Kongresi'nde (DTK) gücü oranında birleşik bir hattan mücadeleyi sürdürdüğünü hatırlatan Tümüklü, "Faşist saray rejimine ve onun bütün uygulamalarına karşı birleşik mücadeledeki ısrarımız, çabamız da aynı şekilde hedef alınıyor. Biz bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Faşist saray rejiminin korkusu olmaya, sokakta bütün hak ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin yanında olmaya, onların mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz" diye konuştu.