3 Ekim 2024 Perşembe

Oluç: Sağlık Bakanı pandemiyi yönetemiyor neden hala koltukta?

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, korona salgının vahim boyutlarda olduğunu belirtti, "Hazine ve Maliye Bakanı o koltuktan ayrıldı, Sağlık Bakanı da pandemiyi yönetemiyor. Neden hala o koltukta oturuyor?" diye sordu. 
 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısı ile gündemdeki konulara ilişkin değerlendirme yaptı.

'ŞİRKETLER İSTİYOR DİYE KANUN ÇIKARILAMAZ'
Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek olan "Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ni değerlendiren Oluç, tüm itirazlara ve önerilere rağmen teklifin komisyondan geçtiğini belirtti. Teklifin 6. maddesinin madenci şirketlerinin ruhsat alanının dışında tesis kurmasının önünü açtığını kaydeden Oluç, şirketlerin ruhsat alanları dışında faaliyet yürütebilme maddesiyle birlikte başta ormanlar olmak üzere tarım alanlarının, meraların, içme suyu alanlarının ve kıyıların  madenciliğe açılacağına dikkat çekti.

Oluç, "Bu son derece vahim bir madde. Ruhsat alanı dışında faaliyet yapacaksa o zaman ruhsata ne gerek var. O zaman ruhsat almasın ya da ÇED raporlarına niye ihtiyaç var. ÇED raporları olmadan, ruhsat olmadan şirketler istedikleri yerde istedikleri çalışmayı yapsınlar. Bu madde mutlaka geri çekilmelidir. Şirketlere geçici tesis adı altında faaliyet yapma hakkı tanıyor, bu oralarda kalıcı hasarların oluşmasına yol açmak demek. Tesisler geçici olabilir ama çevreyi, ekolojik dengeyi tahrip eden adımla kalıcı hale gelir. Maden şirketleri istiyor diye kanun çıkarılamaz" dedi.

'ÇEVRE KİRLİLİĞİNİ ATTIRACAK ADIM'
Söz konusu maddenin denetimsizliği de getirdiğine dikkat çeken Oluç, iktidarın en istediği şeyin de bu olduğunu söyledi. Teklifin 12. maddeyle araba lastiğinin biokütle tanımı içine alınmaya çalışıldığını belirterek şunları söyledi: "Bu sayede araba lastiği yakan şirketlere devlet teşviki verilmek isteniyor. Diyeceksiniz ki araba lastiğinin yakılmasında ne sakınca var, yenilenebilir enerji kapsamına alınmak isteniyor. Böyle bir şey mümkün mü, çevreyi tahrip edecek, zehirli gaz çıkımına yol açacak bir konu ile ilgili konuşuyoruz. Bunun yenilenebilir enerjiye dahil edilmesi akıllara ziyan bir durumdur. Çevre kirliğini arttıracak bir adımdır, kabul edilemez bir madde de budur."

'MADEN İŞÇİLERİNE VERİLEN SÖZÜN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
Soma ve Ermenekli maden işçilerinin yıllardır alamadıkları hakları için direndiklerini hatırlatan Oluç, dün İçişleri Bakanı Soylu ile yapılan görüşmede taleplerin kabul edileceği yönünde söz verildiği söyledi. İşçilerin, direnişçileri ile önemli bir kazanım elde ettiğini ifade eden Oluç, "Dün itibariyle hükümetin çeşitli temsilcileri madencilerle görüştüler. Madenciler bugün yaptıkları açıklamada bunu açıkladılar. 15 Ocak'a kadar taleplerinin yerine getirileceğine dair yetkililer tarafından söz verildiğini ifade ettiler. Yani madenciler yürüdüler, direndiler, mücadele ettiler ve bu sözü kazandılar. Biz bu sözün takipçisi olacağız. 15 Ocak'a kadar madencilerin taleplerini yerine getirilmesi mücadele edeceğiz" diye belirtti.

'SAĞLIK BAKANI NEDEN HALA O KOLTUKTA OTURUYOR?'
Korano salgınında gidişatın vahim olduğunu, Meclis'e verdikleri genel görüşme talebinin reddedildiğini anımsatan Oluç, "Önlemlerin gevşetilmesi ve yanlış kararlar nedeniyle Türkiye'nin her yerinde salgında çok ciddi bir sıçrama yaşanıyor. Neden bu duruma geldi, bunu tartışmak istiyoruz. Mecliste genel görüşme vasıtasıyla bu konuyu enine boyuna değerlendirmek istiyoruz. Veriler gerçekleri yansıtmıyor. Sağlık Bakanlığı'nın hiçbir sözünün inandırıcılığı ve güvenilirliği kalmamıştır. Böyle iradesiz bir sağlık bakanı olabilir mi? Ekonomiyi yönetemeyen Hazine ve Maliye Bakanı o koltuktan ayrıldı, Sağlık Bakanı da pandemiyi yönetemiyor. Neden hala o koltukta oturuyor?" dedi.

'ALBAYRAK TVF BAŞKANVEKİLLİĞİNDEN DE İSTİFA ETTİ Mİ?'
Damat Berat Albayrak'ın istifasına ilişkin de konuşan Oluç, şunları söyledi: "Hazinenin borcunu iki katına çıkardı, Merkez Bankası'nın içi boşaltıldı, yedek akçe bitirildi ve ekonomi dip yaptı. Berat Albayrak'ın bütün öngörüleri yanlış çıktı ve Berat Albayrak istifa etti. Şimdi bakın TVF yönetim kurulu başkanı Recep Tayyip Erdoğan. Yönetim kurulu başkan vekili Doktor Berat Albayrak, aynı Berat Albayrak. Varlık fonu yönetim kurulundan istifa etmemiş mi Berat Albayrak?  Yani ekonomiyi bu hale getirmiş kişi hala TVF'de başkan vekili olarak duruyor mu? Bu bir şaka mı? Bu konuda eğer bir adım atılmıyorsa; Hazine ve Maliye Bakanlığından istifa etmenin bir anlamı yoktur."

'DEMOKRASİ AYARI BİR REFORM YAPILMALI'
Toplumun her gün acı bir reçete ile yaşadığını belirten Oluç, iktidar kanadından yapılan "reform" açıklamalarına değindi. Oluç, "Yandaş şirketlere vergi afları ve teşvikler sağlamaktan vazgeçin, acı reçeteyi bir kere siz ve yandaşlarınız için. Ama emin olun bu halk size bir acı reçete hazırladı. İlk seçimde o acı reçetedeki acı ilaçları bu iktidar birer birer yutacak. Bundan en ufak şüphemiz yok. Bu acı reçeteyi konuşurken ekonomide, hukukta ve yargıda reform sözleri edildi. Bu reform sözlerinin edilmiş olması ilginç tabi. Ekonomik ve sosyal krizden kaynaklı bir reformu doğru bulmuyoruz. Olması gereken demokrasi ayarlı bir reformdur. Adalet bakanına soruyorum: Mevzuata takılmayın diyen bakanları ve kamu yöneticilerini ne yapacaksınız? Talimatla hareket eden taraflı ve bağımlı yargıyı ne yapacaksınız? Bunlar ele alınmadan yargıda reform yapılabilir mi?" diye sordu.

'SİZİN GELECEĞİNİZ TÜRKİYE'NİN GELECEKSİZLİĞİ'
Reform sözlerinin inandırıcı olmadığını belirten Oluç, "Kendisini ve iktidarın geleceğini Türkiye'nin geleceği diye tarif edenler yanlış yapıyor. Bu kabul edilemez bir tariftir. Siz Türkiye değilsiniz. Sizin geleceğiniz bu yanlış politikalarınızla Türkiye'nin geleceksizliği anlamına geliyor" dedi.

'O ZAMAN BİNLERCE HDP'Lİ NEDEN TUTUKLU?'
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün "reform" açıklamalarını değerlendiren Oluç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anayasa Mahkemesi'nin, AİHM'İn kararlarını uygulamayan yargıçlar kime bakarak bu kararları alıyorlar. Yıllardır bağımlı ve taraflı yargı diyoruz. İşte bu nedenle yargıçlar yasalar, uluslararası demokratik sözleşmelere ve Anayasa bakıp karar vermiyorlar, başka yerlere bakıp karar veriyorlar. Yargı içindeki çeşitli şer odaklarına bakarak karar veriyorlar. Sorun zaten bu. Ortada maalesef hukuk kalmadığı için, reform kalmadığı için reformu hangi alanda yapacaklarını da göremiyoruz. 'Asıl olan tutuksuz yargılamadır' diyor Adalet Bakanı. Peki binlerce HDP'li seçilmiş, HDP'li yönetici, HDP'li milletvekili, eş genel başkanlarımız, geçmiş dönem milletvekilleri neden tutuklu yargılanıyorlar? Bu sorunun da cevabını merak ediyoruz" dedi.