2 Ekim 2024 Çarşamba

'Muharrem Aksem'in faili devlettir'

Muharrem Aksem'in ölümüne ilişkin Bayraklı Adliyesi önünde açıklama yapan hak ve hukuk örgütleri  "'Devletin bekası adına' hukukun işletilmediği bilinen bir olgudur. Devlet bölgede yasasız ve hukuksuz olarak egemenlik sürdürmek istemekte" diyerek sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti. 
 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD)  İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Urfa'nın Eyyübiye İlçesinde  özel harekat polislerinin atış talimi yaptığı yerde vücut bütünlüğü bozulmuş şekilde katledilmiş halde bulunan 16 yaşındaki Muharrem Aksem'ın ölümüne dair açıklama yaptı. Bayraklı Adliyesi C Kapısı önünde yapılan açıklamada "Ellerinizi çocukların üzerinden çekin, yaşam hakkı kutsaldır" yazılı pankart açılırken avukatlar "Katil devlet hesap verecek" sloganları attı. Basın açıklamasını Avukat Erdoğan Akdoğan okudu.
 
'SORUŞTURMA MAKAMLARI KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMEK ZORUNDA'
Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesine bağlı Çalışkan köyünde Muharrem Aksem isimli çocuğun katledilişine ilişkin olayın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen öldürülüş biçimi hakkında ilgililer tarafından bilgi verilmediği belirtilen Akdoğan, "Atış talimi sırasında öldürüldüğü veya oraya bırakılan bir mühimmatın patlamış olması sonucu hayatını kaybettiği" şeklindeki iddiaların bulunduğuna dikkat çekti. Akdoğan "Öldürücü mermiler yahut mühimmat parçaları Muharrem Aksem'in vücuduna ne şekilde girerse girsin bu bir olay değil cinayettir. Soruşturma makamlarının diğer cinayet vakalarında olduğu gibi burada da kamuoyunu bilgilendirmemesi, soruşturmanın hukuka aykırı şekilde yürütüldüğüne işarettir. Nitekim soruşturmalar hukuka uygun yürütülse dahi bilgiler gerçeğe uygun olarak kamuoyu ile paylaşmamaktadır" dedi. 
 
FAİL DOĞRUDAN DEVLETTİR
Çocuğun katledildiği bölgenin uzun süredir özel harekat polisleri tarafından atış talim alanı olarak kullanıldığını belirtilen Akdoğan, katliamın failinin doğrudan devlet olduğuna dikkat çekti. Devletin onlarca yıldır bölgeyi "sıcak savaş" alanı olarak tuttuğunu belirten Akdoğan, "Sıcak savaş alanlarında 'devletin bekası adına' hukukun işletilmediği bilinen bir olgudur. Devlet bölgede yasasız ve hukuksuz olarak egemenlik sürdürmek istemekte; durumun, zamanın ve yönetici kişilerin arzularına göre hukuku çiğnemekte, kanunları uygulamamakta veya bütünüyle rafa kaldırmaktadır. Devlet ve kamu görevlileri kendilerini yasalara bağlı görmemekte, devletin bekası ve çıkarı adı altında hiçbir hukuki ve yasal sınır tanımamaktadır. Eğer kendilerini hukuka ve yasalara bağlı saysalardı ister ağır ihmalle ister bilerek böyle bir cinayetin işlenmesi baştan önlenmiş olurdu. Devlet, Karadeniz'de yüzen Ukrayna mayınına gösterilen duyarlılığın daha azını kendi vatandaşından esirgemeseydi; sınırı belirli olmayan ve hiçbir önlem alınmayan atış talim alanlarında kasten ya da ihmalle bırakılan patlayıcılar çocukları öldürmezdi" şeklinde konuştu. 
 
'GÖREVLİLERİN AĞIR KUSUR VEYA KAST DURUMU SORUŞTURULMALI'
Bölgede bulunan devlet yöneticilerinin kendilerini ülkenin ve kanunların efendisi olarak gördüğünü ve başta Anayasa olmak üzere pozitif hukuk kurallarını yok sayıldığı belirten Av. Akdoğan, şöyle devam etti: "Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'nce resmi atış ve eğitim alanı olarak kullanılan cinayet alanında eğitim sırasında ve eğitim dışında güvenliğin sağlanmadığı açıkça ortadadır. Eğer gerçekten mühimmat patlaması sonucu cinayet işlenmişse atış alanı ve çevresinin kullanıldıktan sonra güvenlik amacıyla temizliğini yapmayan görevlilerin ihmali ağır kusuru ya da kastlarının olup olmadığı soruşturulmalıdır.  Görevlilerin ihmalle ya da kasten köylülerin yaşam alanına bıraktığı patlayıcılar şimdi, hemen temizlenmeli ve bunları bırakanlar hakkında derhal soruşturma açılmalıdır. Devlet bölgeyi savaş alanı olarak görme, kanunları, hukuku askıya alma politikasından ve pratiğinden vazgeçmelidir."
 
Akdoğan, hukuk örgütleri olarak sürecin takipçisi olunacağı belirterek, "Cinayetin faillerini teşhir edeceğimizi ve cezalandırılmaları için çaba göstermeye devam edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz" dedi. 
 
Açıklama sloganlarla son buldu.