'Mehabad Kürt Cumhuriyeti'
Aydın Akyüz'ün "Mehabad Kürt Cumhuriyeti" kitabı çıktı. Mehabad Kürt Cumhuriyeti'ne giden tarihsel, kültürel ve ekonomik sürecin bütününü, İran gericiliği ile birlikte emperyalizmin ve Sovyetler Birliği'nin rolünü de eleştirel aklın süzgecinden geçiren yazar, konunun güncelliğine de işaret ediyor.
Politik tutsak Aydın Akyüz, hapishane koşullarında yazınsal üretimine devam ediyor. Daha önce "Gecikmiş Bir Yüzleşme: Ermeni Soykırımı" ve "Şeyh Said İsyanı" kitaplarını kaleme alan Akyüz, yine bir tarih çalışmasını kitaplaştırdı. Akyüz'ün "1945/46 Rojhilat Devrimi ve Kürt Cumhuriyeti: Mehabad Kürt Cumhuriyeti" kitabı, Ceylan Yayınları tarafından yayımlandı.
Kitap, 1945/46'da ilan edilen Mehabad Kürt Cumhuriyeti'nin tarihsel arka planı kadar, ekonomik, kültürel ve diplomatik ilişkilerdeki rolü ve önemi üzerinde incelemelere odaklandı. Yazar, konu üzerinde daha önce yayımlanmış literatürlerden yararlanmakla birlikte, Mehabad Kürt Cumhuriyeti gerçekliğine marksist bakış açıyla yaklaşarak, aynı zamanda eleştirel bir içerik de katmaktadır. Mehabad Kürt Cumhuriyeti'ne giden tarihsel, kültürel ve ekonomik sürecin bütününü, İran gericiliği ile birlikte emperyalizmin ve Sovyetler Birliği'nin rolünü de eleştirel aklın süzgecinden geçirmektedir.
Yazar, "Mehabad Kürt Cumhuriyeti'ni tarih çalışmasının konusu yapmak ve bu deneyimden öğrenmek aynı zamanda bir yöntem sorunudur. Bu konuda onlarca çalışma mevcut. İddiamız 1945/46 Rojhilat Devrim sürecini marksist yöntemle ele almaktı. Dolayısıyla bu yöntemden hareketle liberal ve dar ulusalcı yaklaşımları aşarak (Aşmayla toptan bir reddiyeyi değil, ileri yanlarını alıp geri yanlarını aşıp yeni bir sentez kurmayı anlıyoruz) bu tarihten onların kavram ve kategorilerini temizleyerek gerçekliği yerli yerine oturtmaktı amacımız. 1945/46 devrim sürecini uluslararası kamuoyu ağırlıkla Amerikan, İngiliz ve Fransız gazetecilerin ve diplomatların kaleminden çıkan haberler, yazılar ve röportajlardan takip edilebildi. W. Aegleton ve Roosevelt Jr. adlı Amerikalı diplomat ve yazarların bu tarihin literatürü üzerinde burjuva liberal bakış açısı, kavram ve kategorilerin baskın olmasına yol açmıştır. Bu konuda zamanında gazetelere ve dergilere düzenli yazan ve sonradan kitaplaştırılmış bu iki diplomat ve yazarın birkaç istisna dışında konuyla ilgili literatürün şekillenmesinde belirleyici olduğunu söyleyebiliriz" diyerek, kitabın yazılış ihtiyacına açıklık getiriyor.
Kitap yazımına başlandığı süreçte İran'da gerçekleşen halk ayaklanmaları da yazar için hen motivasyon kaynağı, hem de konunun güncelliği açısından kayda değer bir gelişme oldu.
2022 yılındaki İran halk ayaklanmasının fitilinin ateşlendiği yer olması, ayaklanmaya daha örgütlü ve nitelikli katılım göstermesi yönleriyle Rojhilat yeniden dünya gündemine girdi. "Jin, jîyan, azadî" parolası İran genelinde ortak şiarı haline geldi. Devlet saldırılarına karşı özsavunmaya geçmesi, birkaç günlüğüne devrimci otoritenin hakim kılınmasıyla sonucu Mehabat ismi yeniden uluslararası ajansların bültenlerinde yerini aldı. Çelik aldığı suyu hatırlattı…
Elbette ki Rojava Devrimi'nin varlığı ve ulaştığı düzey de, Rojhilat tarihinin bu önemli kesitini, yeniden ve yeniden okumayı ve anlamayı zorunlu kılıyor.