25 Kasım 2024 Pazartesi

Koruculuk dayatılan Eroğlu'ndan 29 yıldır haber alınamadı

İHD İzmir Şubesi, sık sık koruculuk dayatılan Şeyhmus Eroğlu'nun 21 Eylül 1995'te gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamadığını belirterek, akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak için Konak eski Sümerbank önünde yan yana geldi. Eylemde, "Kayıplar belli failler nerede", "Kayıplar vicdanındır sahip çık" pankartları açıldı.

Basın açıklamasını okuyan Caner Canlı, 21 Eylül 1995'te Batman'daki evine düzenlenen baskında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Şeyhmus Eroğlu'nun hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

KORUCU OLMAYA ZORLANDI
1930'da Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Bardakçı köyünde doğan Şeyhmus Eroğlu'nun evli ve yedi çocuk babası olduğunu söyleyen Canlı, "Yaşadığı köye sık sık baskın yapan askerler ve korucular tarafından korucu olmaya zorlanıyordu. Köye yapılan baskınların birinde, kardeşiyle birlikte gözaltına alındı ve daha sonra serbest bırakıldı. Eroğlu ailesi baskılar sonucu köyden ayrıldı. Şeyhmus Eroğlu, ailesiyle birlikte Batman merkezine taşındı" dedi.

Birkaç yıl sonra, 21 Eylül 1995'te köy korucularıyla askerlerin evine yaptığı baskınla Eroğlu'nun gözaltına alınarak Mardin'e getirildiğini ifade eden Canlı, ailesinin onu bulmak için yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını söyledi.

YETKİLİLER GÖZALTINA ALINDIĞINI KABUL ETMEDİ
Yetkililerin Eroğlu'nun gözaltına alındığını kabul etmediğini belirten Canlı, şöyle devam etti: "Onunla aynı zamanda gözaltında kaldığını belirten kimi görgü tanıkları ise Şeyhmus Eroğlu'nun gözaltında tutulduğunu, ağır işkenceler gördüğünü, daha sonra da serbest bırakıldığını söyledi. Yine Midyat'taki kimi görgü tanıklarının ifade ettiğine göre serbest bırakıldığının söylendiği tarihte, özel timlerin olduğu bir arabanın içinde görüldü. Şeyhmus Eroğlu'ndan gözaltına alındığı tarihten itibaren bir daha haber alınamadı."

Canlı, şu ifadeleri kullandı: "Bizler; amasız, fakatsız demokrasi ve yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz. İnsan hakları savunucuları olarak bir kez daha, görmek istemeyen gözlere, duymak istemeyen kulaklara sesleniyoruz. Kayıplar bulunsun, failler yargılansın."