Konak: Birlikte mücadeleyi hedefliyoruz
Kobanê ve Gezi davasının faşizmin saldırılarının sonucu olduğunu kaydeden SMF Dönem Sözcüsü Evrim Konak, bu kararların "Kürt halkıyla dayanışma içinde olursanız, birlikte mücadele ederseniz cezalandırılırsınız" mesajı olduğunu kaydetti. Konak, " Mücadele etmekten, kendimize ve gücümüze inanmaktan asla vazgeçmemeliyiz. SMF olarak da demokratik kitle örgütleriyle en geniş ittifakı savunarak her alanda yan yana olmayı ve birlikte mücadeleyi hedefliyoruz" dedi.
Kobanê davasının 16 Mayıs'ta görülen karar duruşmasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu siyasetçilere ceza yağdı. Kobanê davasında çıkan cezaların ardından, 2024 1 Mayıs'ı ve Gezi davalarından rehin tutulanlar için adalet mücadelesi tartışması başladı. Bu kapsamda görüşmeler yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. 8 yıl süren Kobanê davası sürecinde ilişki kurmayan emekçi sol güçler, davanın karar duruşmasına katılarak pratik özeleştiri verdi. Kararın ardından bileşen partilerin eş genel başkanları ve sözcüleriyle toplanan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) MYK toplantısında alınan karar üzerine, 18 Mayıs'ta üç kentte düzenlenen kitlesel halk buluşmalarına da emekçi sol güçlerin başkanları, sözcüleri, temsilcileri katıldı.
'KOBANÊ VE GEZİ DAVASI FAŞİZMİN SALDIRILARININ SONUCU'
ETHA'ya konuşan Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüsü Evrim Konak Türkiye koşullarında bir yumuşama ve normalleşme sürecine girmenin mümkün olmadığını aksine faşizmin daha da derinleşeceğini, kurumsallaşacağını belirtti. Gezi ve Kobanê davası gibi davaların bir sonuç olduğunu dile getiren Konak, "Faşizmin saldırılarının bir sonucu. Her on yılda bir Türkiye koşullarında dönem aktörlerinin değişmesiyle birlikte esas itibariyle kurumsallaşmış bir faşizm gerçekliği özelinden Türkiye koşullarında darbe, cezalandırma, sürgün politikaları devlet sistemi tarafından çeşitli dönemlerde başa gelen hükümetler tarafından izleniyor" dedi.
Kobanê davasının bir kumpas davası olduğunu, yargılanan siyasetçilerin haklarındaki mesnetsiz iddiaları tek tek çürüttüğünün altını çizen Konak, verilen mesajın "Kürt halkıyla dayanışma içinde olursanız, birlikte mücadele ederseniz cezalandırılırsınız" olduğunu belirtti.
Gezi davasında da hemen hemen aynı sürecin yaşandığını hatırlatan Konak, faşizmin çeşitli araç ve yöntemlerle mücadeleye saldırdığını söyledi. Kadınların, gençlerin, işçi ve emekçilerin, Kürt halkının mücadele kazanımlarını yok etmek için devletin tüm saldırı politikalarını devreye koyduğunu ifade eden Konak, yargının iktidarın maşası haline geldiğini de ekledi. Gezi ve Kobanê'nin siyasi dava olduğunu söyleyen Konak, "Esas itibariyle halk ayaklanmasına karşı verilmiş en güçlü mesaj oradaki bireylere verilen cezadır. Yargı safsataları ile toplumu kandırmaya, suçlu göstermeye çalışıyorlar. Kobanê davasında siyasetçiler, devrimciler bütün iddiaları çürüttü. Ama AKP-MHP ittifakı, özelde de Erdoğan istediği için siyasetçi, devrimci arkadaşlarımıza ceza verdiler" ifadelerini kullandı.
'YAŞAMIN HER ALANINDA BİRLİKTE MÜCADELEYİ HEDEFLİYORUZ'
Konak, şöyle devam etti: "Faşizm kurumsallaşıyor ve giderek derinleşiyor. Buna karşı devrimci, demokrat, yurtsever hareket olarak yaşamın, mücadelenin tüm alanlarında ittifak kurmak, güç birliği oluşturmak, omuz omuza dayanışma içinde olmak zorundayız. Bu dayanışmayı şöyle tarif etmiyoruz; Suruç, Ankara anması var yan yana gelelim, Gezi'de birlikte olalım. Bunları yapmak zorundayız elbette esas itibariyle kurumsallaşmaya karşı devrimci demokratik ve yurtsever hareketin ortak bir ittifak üzerinden birleşik mücadeleyi kurumsallaştırmamız gerek. Sendikalardan sokaklara, işyerlerinden seçim süreçlerine yaşamın her alanında mücadeleyi ortaklaştırmaktan bahsediyoruz. Birincisi kazanımlarımızı korumak, ikincisi gasp edilen haklarımızı geri almak için mücadeleyi süreklileştirmeliyiz. Korkmaya gerek yok. Bu mesnetsiz iddialar tüm dünyanın, emekçilerin, halkların gözü önünde çürüdü. Mücadele etmekten, kendimize ve gücümüze inanmaktan asla vazgeçmemeliyiz. SMF olarak da demokratik kitle örgütleriyle en geniş ittifakı savunarak her alanda yan yana olmayı ve birlikte mücadeleyi hedefliyoruz."