Koçyiğit: DEM Parti olarak 1 Mayıs'ta Taksim Meydanında olacağız
1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşırken Taksim'e dönük yasaklamanın yok hükmünde olduğunu belirten DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bizler de DEM Parti olarak 1 Mayıs'ta Taksim Meydanında olacağız. İşçi ve emekçi halkımızla birlikte yan yana duracağız" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Mecliste düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'HALKIN CANINI KORUMAK YERİNE SERMAYEYİ KORUMAYI ÖNCELEDİLER'
Çorlu tren katliamında karar duruşması görüldüğüne dikkat çeken Koçyiğit, "Eğer gerçekten gerekli tedbirler alınsaydı, bakım onarım için gerekli bütçe ayrılmış olsaydı, 138 km'lik yola tek bir yol bekçisi yerine birden fazla görevlendirme yapılsaydı, kilometreye bölünmüş olsaydı belki de bu kaza olmayacaktı. Ama ne yazık ki bunların hiçbiri yapılmadı. Menfezlerin bakımına para ayırmak yerine iktidar lüks ve şatafata para ayırmayı tercih etti. Halkın canını korumak yerine sermayeyi korumayı önceledi ve göz göre göre gelen bir kazayı biz hep beraber izledik" dedi.
Ailelerin adalet talebini bütün kamuoyunun duyduğunu ancak bir tek AKP iktidarının duymadığını ifade eden Koçyiğit, "Yargılamanın burada bittiğini sananlar, bu defterin kapandığını sananlar, Çorlu tren kazası başta olmak üzere diğer bütün kaza ve katliamlarda yaşamlarını yitirenleri sadece sayılarla ifade edenler, yurttaşların en temel hakkı olan yaşam hakkının ihlal edilmesinde hiç payları olmadığını düşünenler elbette bir gün gerçek bir hukuk önünde bütün bunların hesabını verecektir. Bunun için bizler elimizden gelen bütün mücadeleyi yürüteceğiz" ifadelerini kullandı.
'ADALET BAKANI DEM PARTİ ÜZERİNDEN ALGI YARATIYOR'
Ülkede yargının her zaman iktidarı, sermayeyi ve muktedirleri koruduğunu ama toplumu koruyan bir sistem olmadığını kaydeden Koçyiğit, ülkede adalet ve yargı yerlerdeyken Adalet Bakanı'nın DEM Parti üzerinden algı yaratmaya devam ettiğini söyledi.
"Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mübaşiri MHP olan HDP kapatma davasının hakimliğine soyunmuş durumda. Bu kapatma davası kendilerine yetmemiş olacak ki DEM Parti'ye kapatma davası açması için yargıya talimat veriyorlar, yargıyı yönlendirmeye çalışıyorlar" diyen Koçyiğit, Adalet Bakanının ağzından hukuk adına tek bir cümle çıkmadığını söyledi.
Koçyiğit, şöyle devam etti: "Halkın sinir uçlarını zıplattığımızı söylemişler. Biz söyleyelim; halkın sinir uçlarını zıplatmadığımız seçim sonuçlarıyla açık ve nettir. Ama seçimde kazandığımız başarının birilerinin sinir uçlarını zıplattığını, AKP ve MHP'yi korkuttuğunu çok açık ve net bir şekilde bir kez daha söyleyelim. Ne HDP ne de DEM Parti birilerinin ağzına meze olacak, birilerinin yöneleceği bir parti değildir. Onun için de partimizi yargılamak için yargıya talimat vermekten, Anayasa Mahkemesine emir vermekten derhal vazgeçin."
'DEM PARTİ TALİMATLA KAPATILAMAYACAK BİR PARTİDİR'
DEM Parti'nin talimatla kapatılamayacak bir parti olduğunu vurgulayan Koçyiğit, "Bizim partimiz aslında bir siyasi parti olmanın çok çok ötesindedir; halkın partisidir, halkın evinde kurulmuş bir partidir, bir fikriyattır, bir felsefedir. Partimiz, yeni yaşamı örgütleyen ve inşa eden temel güçtür. Bu gücü kapatmaya hiçbir yargısal karar, hiçbir talimat tabii ki yetmeyecektir" dedi.
'MEHMET ŞİMŞEK MİLYONLARCA YOKSULUN AKLIYLA DALGA GEÇİYOR'
Mehmet Şimşek'in Türkiye'nin borcuyla ilgili "ortada abartılacak bir şey yok" açıklamasına tepki gösteren Koçyiğit, "Bu lakaytlığa, Türkiye'deki milyonlarca işçinin, emekçinin, yoksulun, emeklinin, kadının aklıyla dalga geçen bu açıklamaya ne diyelim? Sayın Mehmet Şimşek rasyonel politikalara geçtiğini ifade eden bir bakan olarak ortada duruyor ama Türkiye'nin kocaman büyüyen borç yüküne 'abartılacak bir şey yok' diyor. Buradan bir iki rakam vermek itiyorum ve kendisine sormak istiyorum. Bütün bu tablo abartılacak bir tablo değil midir? Bu ülkede her çocuk yaklaşık 2 milyon TL borçla doğuyor. Birey kredi kartı borçları 1 trilyon 407 milyar TL'ye ulaşmış. Bireysel borçluluk 1 trilyon 610 milyar TL'ye ulaşmış. 2023'te toplam 111 bin 576 esnaf kepenk kapatmış" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de gıda enflasyonunun sürekli arttığını ve rekor üzerine rekor kırdığını belirten Koçyiğit, "Yine Türkiye enflasyonda 4'üncü ülke ama sanırım Bakan Bey açısından bu da abartılacak bir durum değil. Soralım bütün bunlar kimin eseri? Bütün bunlar AKP hükümetinin en büyük ekonomi duayeni olan Erdoğan'ın eseri değil mi?" dedi.
'BU BİLANÇONUN SEBEBİNİN SAVAŞ HARCAMALARI OLDUĞUNU BİLİYORUZ'
Mehmet Şimşek'in sıcak para bulabilmek için ülke ülke gezdiğine dikkat çeken Koçyiğit, "Çünkü Türkiye'nin ciddi bir likidite sorunu var ve bu parayı aramak için kah IMF'nin kapısına gidiyor, kah Londra'da sermaye gruplarıyla toplantılar alıyor, kah Katar'a ve Suudi Arabistan'a gidiyor. Neden, çünkü para arıyor" dedi.
2024 bütçesinin bütçe açığının 2,6 trilyon lira olduğunu söyleyen Koçyiğit, "Bu bilançonun sorumlusunun, Türkiye'nin bu kadar ciddi enflasyonla baş başa kalmasının sebebinin, yoksulluğun bu kadar artmasının sebebinin Kürt düşmanlığı nedeniyle artan savaş harcamaları ve sermayenin çıkarları için yapılan düzenlemeler olduğunu çok iyi biliyoruz" dedi.
'DEPREMİ BAHANE ETMEKTEN VAZGEÇİN'
Ekonomiyle ilgili her sorunda depremin bahane edildiğini belirten Koçyiğit, "Buradan söyleyelim; depremin bütçesi elinizdeydi, deprem vergileri nereye gitti? 99 depreminde topladığınız paraları nereye, kimlere harcadınız? Deprem gerekçesine sığınmak yerine bu soruların cevabını verin. Deprem olduktan sonra canlı yayında topladığınız paraları şu anda faizde tutuyorsunuz. Deprem bölgesinde insanlar konteynerde yaşıyor, temel gereksinimlerinden yoksunlar ama siz parayı kasada, faizde tutuyorsunuz" ifadelerini kullandı.
'İŞÇİ VE EMEKÇİLERE KEMER SIKMA POLİTİKALARI DAYATILIYOR'
1 Mayıs'a giderken işsizliğin arttığına, iş cinayetlerinin katliama dönüştüğüne işaret eden Koçyiğit, bütün bu tablonun içerisinde işçi ve emekçilere bir kez daha kemer sıkma politikaları dayatıldığını söyledi. Hak ve özgürlüklerin tırpanlandığı, savaş siyasetinin hayata geçirildiği bu dönemde işçi ve emekçilerin genel gidişe dur dediğini belirten Koçyiğit, "Kadınların, gençlerin, ezilenlerin, yoksulların yan yana geldiği ve birlikte mücadele ettiği yeni bir dönemin kapısı aralanmıştır. Bu dönemin kapısını aralayan halklarımız, işçi ve emekçi sınıfı tabii ki 1 Mayıs İşçi Bayramını meydanlarda kutlayacaktır" dedi. Taksim Meydanının 1 Mayıs açısından tarihsel önemine dikkat çeken Koçyiğit, Taksim Meydanının bu yıl yine yasaklanmasına tepki gösterdi.
'1 MAYIS'TA TAKSİM MEYDANINDA OLACAĞIZ'
Bu yasaklama kararlarının yok hükmünde olduğunu belirten Koçyiğit, şöyle devam etti: "Bizler de DEM Parti olarak 1 Mayıs'ta Taksim Meydanında olacağız. İşçi ve emekçi halkımızla birlikte yan yana duracağız. Güvenlik gerekçesiyle sürekli yasaklanan Taksim'de 2010 yılında 1 Mayıs kutlamasına izin verilmişti ve o zaman tek bir işçinin burnu kanamamıştı, hiçbir sorun çıkmamıştı. Onun için güvenlik gerekçesinin sadece bir bahane olduğunu biliyoruz. Güvenlik önlemi alması gerekenlere, güvenliği gerekçe yaparak alanları ve meydanları kadınlara, halklara, işçi ve emekçi sınıfına kapatma tutumundan bir an önce vazgeçmeleri çağrısını yapmak istiyoruz. Tüm emekçi kardeşlerimizi de 1 Mayıs meydanlarında omuz omuza bu işçi sınıfı düşmanı, sermaye yanlısı iktidara karşı gücümüzü göstermeye, işçi ve emekçi örgütlülüğünü bir kez daha büyütmeye davet ediyoruz."