'Kobanê davasında yarın karar çıkmayacak'
Kobanê davasında yarın karar çıkmayacağını belirten DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüleri Özbingöl ve Türkdoğan ile dava avukatları sayısız hukuksuzluğu barındıran davada derhal beraat çıkması ve tutsak siyasetçilerin tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eş Sözcüleri Sevda Çelik Özbingöl, Öztürk Türkdoğan ile Kobanê davası avukatları partinin genel merkezinde çarşamba günü görülecek Kobanê davasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
'KÖTÜ MUAMELEYE VARAN SÜRECE TANIKLIK ETTİK'
İlk söz alan Özbingöl, sekiz yıldır devam eden davada 18 siyasetçinin hala tutsak olduğunu hatırlattı. Kobanê davası üzerinden siyasi süreçlere hizmet eden bir siyasi dizaynın amaçlandığını ve yargının siyasi amaçlara hizmet eder şekilde davanın araçsallaştırıldığını belirten Özbingöl, haberi olmayan onlarca insanın dosyaya müdahil edildiğini kaydetti. Özbingöl, farklı şehirlerden farklı olayların bu dosya ile ilişkilendirildiğini çok ciddi ve vahim bir suç dosyasını görüntüsü oluşturulmaya çalışıldığını belirtti. Duruşmaların siyasi iktidarın gölgesinde yürütüldüğüne dikkat çeken Özbingöl, müvekkillerinin defalarca mikrofonlarının kapatıldığını, mahkeme tarafından söz kurmalarının engellendiği, söz kurma taleplerinin reddedildiğini, iki hafta periyotlarla duruşmalar sürerken sonrasında kesintisiz hale getirilerek yargılama sürecinde müvekkillerine doğrudan duruşma salonu içerisinde kötü muameleye varan bir sürece tanıklık ettiklerini dile getirdi.
'HÜKÜM VE İLKELER HEPİMİZİN GÖZÜ ÖNÜNDE İHLAL EDİLDİ'
Özbingöl, "Demirtaş AİHM ve Yüksekdağ kararları ile dosya yargılamasındaki siyasi saik ifşa olmasına rağmen tutukluluk için öngörülen yasal üst sınırlar aşıldığı halde halde tutuklu bir şekilde yargılama da devam etmektedir. Yani dosyamızda siyasi etki ve baskı, dosyamızın üzerindeki gücünü halen en başından bugüne kadar muhafaza etmektedir. Yaklaşık 8 yıldır devam eden Kobanê Kumpas Davası'nda çok farklı siyasi süreçlere biz dosyayı yürüten avukatlar tanıklık ettik yargılama sürecinin parçası olarak. Yargılamanın en başından beri ceza yargılamasın ülke mevzuatını yok sayan savunma hakkı adil yargılanma hakkı silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri da dahil olmak üzere ceza yargılamasının bütün amir hüküm ve ilkeleri hepimizin gözleri önünde ihlal edilmiştir" dedi.
Toplumsal barışa katkı sunacak bir yargılama süreci için Sincan'da olacaklarının altını çizen Özbingöl, dayanışma çağrısı yaptı.
'HDP'LİLERLE DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
Dava avukatlarından Cahit Kırkazak davanın kumpas olduğunun altını çizdi. Bu davada meselenin ülkenin demokrasisi ve hukuk düzeni ile birlikte yaşama iradesini sahiplenme olacağını ve Kürtler açısından yeni bir duygusal kopuklluk için yeni hafızayı beraberinde getireceğini kaydeden Kırkazak, "Ülkedeki demokrasinin tabutuna bir çivi çakmaya katkı sunmuş olurlar. Kürtlere seslenmek istiyoruz. Bu davada maalesef AKP MHP'de somutlaşan devlet aklı bazen Kürtlerin de kurumlarını Kürtlerin de örgütlerini partilerini araçsal olarak kullanıyorlar. Çıksınlar en az bugün ve yarın açıktan devletin oyunlarına alet olmadıklarını ve bu davada müşteki olmadıklarını açıklasınlar. Çünkü Kürtlerin birlikte yaşama, Kürtlerin ittifakı gerçekleşmediği sürece temel hak ve hürriyetlerine kavuşması zor olmuş olacak" ifadelerini kullandı.
Kobanê'de Kürtlerin onurunu koruyan dayanışmayı hep beraber sahiplenmeye çağıran Kırkazak, "Bütün demokratik sivil kitle örgütlerini ve kamuoyunu Kobanî Davasında yargılanan HDP'lileri ve Kürt Siyasetçilerle dayanışmaya çağırıyoruz" dedi.
'BU DAVA BERAATLE BİTMELİ'
Öztürk Türkdoğan ise şöyle konuştu: "Bugün bu basın toplantısını davanın avukatları ve partimizin hukuk ve insanları komisyonu ve hukukçular ortak gerçekleştiriyoruz. Öncelikle şu bilgiyi sizinle paylaşayım. Mahkeme kalemi bize bir haber iletti yarın mahkeme heyetinin incelemesine devam ettiğini ve karar için zamana ihtiyaçları olduğunu yarın bir karar çıkmayacağını ifade ettiler. Dolayısıyla yarınki duruşmada tutuk incelemesi gerçekleştirilecek. Kanunen zorunlu bir inceleme. Biz bütün hazırlıklarımızı yapmıştık yarın karar çıkacakmış gibi orada olmaya devam edeceğiz. Kamuoyuna yaptığımız çağrı halen geçerlidir. Yarın saat 10:00'da Sincan Kampus Duruşma Salonunun önünde partimiz dost kurumlar ve bileşenlerimizle demokratik kamuoyu ile oradaki açıklamamızı gerçekleştireceğiz. Bu dava ile ilgili hukuksuzluklar çok çok fazla. Bunu davada yargılanan arkadaşlarımız ve avukat meslektaşlarımız uzun uzun anlattılar. 2014 yılında suç olmayan bir şey daha sonra 2020 suç olarak nitelendirilemez. Burada Türkiye'de yargı yoluyla baskı politikası oluşturmaya yönelik geldiği noktayı gösteriyor. Bu davada yargılanan arkadaşlarımız bir suç işlememişlerdir. Herhangi bir suçlama konusununun muhatabı değildirler. Politik kimlikleri nedeniyle yargılanmaktadırlar. Bu davada hem CMK'nın usul hükümlerinin neredeyse tamamı ihlal edilmiştir. Bu dava ileride hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak bir davadır. Yine kovuşturma aşamasında bütün kovuşturma hükümleri de ihlal edilmiştir. Ortada bir suç yoktur. Bunların tamamını sizlere aşama aşama ifade edebiliriz ama merak edenler bakımından en son Sayın Demirtaş'ın savunması da biliyorsunuz internet ortamında yayınlandı. Orada sadece maddi olgularla ilgili savunmalar değil, hukuka aykırılıklara da değinildiğini de belirtmek isterim. Şunu ifade edeyim; bakın bu politik dava gelinen aşama itibariyle Türkiye halkının 31 Mart'ta ortaya koyduğu iradeye saygı temelinde sonuçlandırılıp beraatle bitmesi gereken bir dava halini almıştır."
'ARKADAŞLARIMIZ BİR AN ÖNCE TAHLİYE EDİLSİN'
Tüm tutsakların tahliye edilmesini beklediklerini dile getiren Türkdoğan, "Hele hele bazı arkadaşlarımız var ki onlar kanunen 7 yıldan fazla tutuklu yargılanamayacağına dair hükmü ihlal edilen arkadaşlarımızdır. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel kanuna aykırı olarak tam bir siyasi rehine olarak tutulmaktadırlar. Çünkü bu dava kapsamında 7 yıllık tutukluluk süreci çoktan aşılmıştır. Sevgili Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer arkadaşlar 7 buçuk 8 yıla yakındır yargılanmaktadırlar. Tahliye edilmeleri gerekir. Hele hele bazı arkadaşlarımız var ki ciddi sağlık problemleri vardır, sevgili Ali Ürküt arkadaşımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz, kendisi tedavi altındadır. Yine Nazmi Gür arkadaşımızın sağlık sorunları var. Dilek arkadaşımızın, Ayla arkadaşımızın da sağlık sorunları mevcut. Arkadaşlarımızın mutlaka ama mutlaka tahliye edilmeleri gerek. Yarın siyasi rehine pozisyonunun sona ermesi gerekir. Yarın saat 10'da yine orada olacağız. Açıklamamızı gerçekleştireceğiz ve arkadaşlarımızın tahliye edilmelerini bekleyeceğiz. Mahkemeden de siyasi iktidardan beklentimiz Türkiye artık hukuka dönsün. Türkiye hukukun üstünlüğü ilkesine giden yola yeniden geri dönsün. Türkiye AİHM'nin Demirtaş Büyük Daire kararı ve Figen Yüksekdağ ve diğerleri kararında belirtilen ihlal kararlarına uygun olarak bu davayı bitirsin ve arkadaşlarımızı bir an önce tahliye etsin" dedi.