3 Ekim 2024 Perşembe

Kobanê davasında AKP'li isimden mahkemeye talimat

Kobanê davasında AKP'li Vekil Muammer Cemaloğlu HDP aleyhine konuşarak, mahkeme heyetine vereceği cezayı dikte etti. Duruma itiraz eden yargılanan siyasetçilerden Nazmi Gür, "Bu yargının hükmünü kim verecek? Bu iktidarda olan bir siyasi partinin talimatı değil mi? O dönemin İçişleri Bakanı'nı getirin siz sorun tüm soruları. Efkan Ala'yı siz getirin" dedi. Öte yandan duruşmada şikayetini çekmek isteyenlere mahkeme başkanının HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın isimlerini sorarak "şikayetçi değil misin" diye sorması dikkat çekti. 

IŞİD'in Kobanê'ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim 2014'te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21'i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê davasının 8. duruşması 5. gününde Sincan Hapishanesi Kampüsü'nde görüldü.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına dava avukatlarının yanı sıra HDP'li milletvekilleri ile HDP Ankara il ve ilçe örgütü yöneticileri katıldı. Sincan Hapishanesi'nde tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşma salonunda hazır bulunurken, bir kısmı ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Yine farklı hapishanelerde tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı, bir kısmı mazeret bildirerek katılmadı.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada müşteki Serkan Yazıcı'ya söz verildi.

AV. AYDIN: HANGİ MÜŞTEKİNİN DİNLENECEĞİNİ BİLMEMİZ GEREKİYOR
Müştekiye söz verilmeden önce konuşan avukat Cihan Aydın, mahkeme başkanının önceki oturumda Ankara'da bulunan müştekilerin salonda hazır bulunmasına dair kurduğu ara kararı hatırlatarak, "Bizim hangi gün ve saatte hangi müştekinin dinleneceğini bilmemiz gerekiyor. Burada ismini okuduğunuz üç kişinin sadece ismini burada duyduk. Kim oldukları, nerede oldukları ve ne konuda şikayetçi oldukları konusunda bir bilgimiz yok. Şimdi dinleyeceksiniz müştekileri, müvekkillerimize yönelik ithamlarda bulunacaklar, bizim önümüzde dosya yok belge yok. O yüzden bu doğru bir usul ve tarz değil. Adil yargılanma ve silahların eşitliği ilkesi açısından sakıncalı bir usul. Bundan sonra böyle bir yol izleyeceksiniz, duruşma salonuna çağıracaksınız ya da SEGBİS ile dinleyecekseniz bize önceden haber vermeniz gerekiyor. Aksi halde adil yargılama yapılmış olmaz. Duruşma salonuna kimi çağıracağınızı önceden bilmemiz, savunmamız açısından da önemli. Bu isimlerin önceden bize bildirilmesini talep ediyoruz" dedi.

MAHKEME BAŞKANI AVUKATIN TALEBİNİ KARAR BAĞLAMAK İSTEMEDİ
Avukatın talebini karara bağlamadan müştekiye söz vermek isteyen mahkeme başkanını uyaran avukatlar, talebin karara bağlanmasını istedi.

Talebe ilişkin ara karar kuran mahkeme başkanı, Ankara'da ikamet eden müştekilerin dinlenmesine karar verileceğinin belirtildiğini, duruşma salonunda 5 müştekinin hazır olduğunu, bu kapsamda hazır olan müştekilerin dinlenmesine, bundan sonraki yargılama sürecinde dinlenecek olan müşteki ve tanıkların öncesinde periyodun belirlenerek taraflara bildirilmesine karar verdi.

MÜŞTEKİ KATILMA TALEBİNDE BULUNMADI
Ardından müşteki, aracının zarar gördüğü iddiasıyla şikayetçi olduğunu, ancak davaya katılma talebinin olmadığını ifade etti.

AİHM KARARI HATIRLATILDI
Avukat Mahsuni Karaman'ın, AİHM kararını hatırlatarak, "AİHM, 'HDP'nin attığı tweetin, sizin aracınızın hasar gördüğü olaylarla bir bağlantısı yoktur' dedi. Bu kararı da hatırlatarak hala şikayetiniz devam ediyor mu" şeklindeki sorusunu müşteki, "Ben o gün olaylarda olanlardan şikayetçiyim" diye yanıtladı.

MÜŞTEKİ ŞİKAYETÇİ OLMADI
Mahkeme başkanının "Bizim dosyada yargılananlardan şikayetçi misiniz" sorusuna karşı müşteki Serkan Yazıcı şikayetçi olmadığını söyledi.

KİMİN ATEŞ ETTİĞİNİ BİLMEDEN ŞİKAYETÇİ OLDU
Müşteki polis Mustafa İmal, "devletin araçlarının zarar görmesi, arkadaşlarının yaralanması ve evine ateş isabet etmesi nedeniyle şikayetçi olduğunu söyleyerek davaya katılmak istediğini" ifade etti. Avukat Cihan Aydın müştekiye "Evinize kimler tarafından ateş edildiğini biliyor musunuz" diye sordu. Müşteki ise kimin ateş ettiğini bilmediğini söyledi. 

'BU DOSYAYA NASIL DAHİL OLDULAR'
Avukat Maviş Aydın, "Bu dosyaya müşteki olarak nasıl dahil oldular, dosyadan nasıl haberdar oldular. Başka bir dosyada müşteki olarak dahil olmadıklarını söylediler. Tüm müştekilere bu dosyaya nasıl dahil olduklarının sorulmasını talep ediyorum" dedi.

Müşteki Mustafa İmal, "Ankara'da ifadem alınmadı. Tarafıma bilgilendirme yapıldıktan sonra dosyadan haberdar olarak ifade verdim" dedi. Müşteki Serkan Yazıcı ise "Adresime tebligat geldikten sonra haberim oldu. İfademi Cizre'de verdim" dedi.

'MERMİ ÇEKİRDEĞİ İNCELEME YAPILMAK ÜZERE ALINDI AMA BİLGİ VERİLMEDİ'
Avukat Maviş Aydın'ın, "Bu dosya numarası ile mi tebligat yapıldı" soruna "Evet" diyen Mustafa İmal, "Evinizde bulunan mermi çekirdeği incelemesi yapıldı mı" sorusuna ise "İnceleme yapmak üzere aldılar ancak daha sonra bir bilgilendirme yapılmadı" yanıtını verdi.

Avukat Gülşen Uzuner, emniyete bağlı kaldığı yerin zarar görmesi nedeniyle, emniyet tarafından zararın karşılanıp karşılanmadığını sordu. Müşteki zararının karşılanmadığını söyledi.

Müşteki polis Mehmet Akkuş da şikayetçi olduğunu ifade ederek, davaya katılma talebinin olmadığını söyledi. Mehmet Akkuş da, avukat Maviş Aydın'ın "Bu dosyadan nasıl haberdar oldunuz" sorusuna "Tebligat geldi o şekilde haberdar oldum" şeklinde yanıtladı.

'OLAY YERİNDEKİLER SALONDA YOK'
Avukat Mahsuni Karaman, "Salonda bulunanlar arasında sizleri yaralayanları görebiliyor musunuz" diye sordu. Müşteki, olay yerinde salonda bulunanları görmediğini belirtti.

Yargılanan siyasetçilerden Nazmi Gür'ün "Daha önce yaralama olayları yaşadı mı" sorusuna müşteki, "Hayır ben normalde toplumsal olaylarda görev almıyordum. O gün hepimiz göreve çıktık diye yaralandım. Şanlıurfa'da 2. Ağır Ceza Mahkemesinde konuyla ilgili devam eden dava var" dedi.

Yargılanan siyasetçilerden Ali Ürküt, "Asıl olayın olduğu yerde açılan davanın müştekisi olmayıp nasıl oluyor da bu davanın müştekisi olabiliyor" diye sordu.

MÜŞTEKİDEN ÇELİŞKİLİ BEYAN
Avukat Veysi Eski, "Müvekkillerimizle sizin olayınız arasında somut bir bağ var mıdır? Dosyada yargılanan kişilerin sizi zarara uğratan kişiler olduğuna dair bir delil var mı" diye sordu. Müşteki Mehmet Akkuş, "Bilmediğim, görmediğim insanlardan nasıl şikayetçi olabilirim. Buradakileri görmedim" dedi. Ardından ise sözleriyle çelişerek önce şikayetçi olmadığını ardından şikayetçi olduğunu beyan etti.

Avukatların, "İsim olarak kimden şikayetçisiniz" sorusuna müşteki, "Beni zarara uğratan ve olaylara yön veren herkesten şikayetçiyim" dedi.

Müşteki polis Zahir Demir ise olaylar esnasında Siirt'te görev yaptığı sırada yaralanmasından ötürü buna sebep olanlardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinin olmadığını söyledi. Avukat Maviş Aydın'ın, "Ankara'da ifade verdiniz mi" sorusunu, müşteki "Ankara'da ifade verdim. Siirt'teki dosyayla ilgili ve bu dosyayla ilgili Ankara'da ifade verdim" şeklinde yanıtladı. 

BİLMEDEN ŞİKAYETÇİ OLDULAR
Avukatların, "Müvekkillerimizi kastettiniz mi şikayetçi olduğunuz isimler arasında" sorusuna karşı müşteki Zahir Demir, "Eğer arkasında onlar da varsa şikayetçiyim" dedi.

SORUŞTURMADA YER ALMADI
O sırada TEM'de geçici görev yürüttüğünü söyleyen müşteki, bir soruşturmada yer almadığını söyleyerek, Siirt'teki dosyada da müşteki olduğunu beyan etti.

Müşteki polis Atalay Bostan, o dönem Aydın Güvenlik Şube'de çalıştığını belirterek saldırıya uğradığını, bu nedenle şikayetçi olduğunu ancak davaya katılma talebinin olmadığını ifade etti. Avukat Maviş Aydın'ın, "Ankara'da ifade verdiniz mi?" sorusuna müşteki, "Hayır Aydın'da ifade verdim. Orada devam eden bir dava var" yanıtını verdi.

Avukatların, "Siz sadece şikayetçiyim dediniz ama müvekkillerimizin olayla bir bağlantısı var mı" sorusuna müşteki, "Ben olayla bağı olanlardan şikayetçiyim" dedi.

HDP ALEYHİNDE SÖYLEMLER
Ardından söz alan AKP'li Vekil Muammer Cemaloğlu, HDP aleyhinde söylemlerde bulunarak katılma talebinde bulundu.

Avukat Veysi Eski, "Dosyanın bütününe baktığımız zaman müvekkillerimiz bir şekilde olayların önlenmesi için iktidar yetkilileriyle görüşme halindeydi. AKP müşteki olacaksa soru sorma hakkımızı kullanmak istiyoruz" dedi. 

'VERECEĞİNİZ CEZAYI DİKTE ETTİ'
AKP'nin katılma talebine ilişkin söz alan Nazmi Gür, şöyle konuştu: "AKP bu ülkede iktidar partisi. Az önce AKP avukatı, size vereceğiniz cezayı dikte etti. Tek güç ve iktidar sahibidir. O olayların birinci derece sorumlusu iktidar partisi AKP'dir. AKP'nin burada bulunmasının sebebi müşteki olması değil, bizzat mahkemeye baskı kurmasıdır. Bunu reddediyoruz. Bu utançtır. Hiçbir mağdurun dosyalara katılımı konusunda bir talebimiz yok ama iktidar yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı yönetiyor. Şimdi ikili hukuk sistemine mi geçtik? Ben o zaman tahliye talebimi Diyanet İşleri Başkanı'ndan isteyeyim. Şeriattan mı isteyeyim? Burası bir hukuk devleti. Bizi nasıl yargılayacaksınız, biz size nasıl güveneceğiz? Bütün kurumları, rakiplerimiz olan siyasi partilerin müşteki olmasına itiraz ediyorum. Emniyet bu davanın hazırlayıcısıdır. Müştekileri dinledik ve hiçbiri bizden şikayetçi değil. Burada iddia makamı, müştekiler ve siz aynı taraftasınız bizler de bir taraftayız. Bu yargının hükmünü kim verecek? Bu iktidarda olan bir siyasi partinin talimatı değil mi? O dönemin İçişleri Bakanı'nı getirin siz sorun tüm soruları. Efkan Ala'yı siz getirin."

Nazmi Gür'ün konuşmasının ardından duruşmaya bir buçuk saat ara verildi. 

Duruşmaya verilen aranın ardından, avukat beyanlarına geçildi.

'6-8 EKİM OLAYLARI AKP'YE AİT OLAN OLAYLARDIR'
Dava avukatlarından Aydın Erdoğan, AKP'nin davaya katılma talebini, "Bu davanın esasını oluşturan 6-8 Ekim tarihli olaylar AKP iktidarı zamanında işlenmiş, sorumluluğu AKP'ye ait olan olaylardır" sözleriyle eleştirdi. Erdoğan, "Bu olaylar süresince HDP Merkez Yürütme Kuruluna atfedilen çağrı metni, barışçıl bir çağrıdır. Bu olayların sürdüğü 3 gün boyunca HDP yetkilileri zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı ile sayısız görüşmeler yaparak olayların sonlandırılması için çaba göstermişlerdir. Bu olayların geçtiği dönem Çözüm Sürecinin yürürlükte olduğu, İmralı Adasında Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı, yine devletin talebiyle Kandil'de görüşmelerin yapıldığı bir dönemdi. Barışın sağlanması, çatışmanın sonlandırılması ve yapılacak işlerin planlanması için devam eden bir süreç vardı. Kobanî olayları, halkın IŞİD'e tepkisi olarak ortaya çıkmış ancak saptırılmıştı" dedi.

'İKTİDARIN HDP'YE YÖNELİK HUSUMETİ 7 HAZİRAN'DA BAŞLADI'
AKP iktidarının İmralı'da Öcalan ile görüşmeler yaptığına işaret eden Erdoğan, "İktidarın Öcalan ile vardığı mutabakat sonucu 28 Şubat 2015'te Dolmabahçe'de geleceğe dönük ortak metin yayımlandı. Şimdi bugün katılma talebinde bulunan AKP, HDP'nin çözüm ortağıydı" ifadelerini kullandı. İktidarın HDP'ye yönelik husumetinin 7 Haziran'da başladığını dile getiren Erdoğan, 5 Haziran'da Diyarbakır'da büyük bir katliam yapılarak seçimin ertelenmesinin hedeflendiğini dile getirdi. Erdoğan, "Bütün bu olayların faili ise AKP'nin ta kendisidir. Bugün bu suçların asıl sorumlusu olanlar burada müdahillik talebinde bulunamazlar" şeklinde konuştu.

DENİZ POYRAZ DURUŞMASI İÇİN AVUKATLARIN MAZERETİ KABUL EDİLMEDİ
Avukat Hürrem Sönmez ise duruşma periyotlarına itiraz ederek, Deniz Poyraz duruşması için avukatların sunduğu mazeretlerin kabul edilmemesini de eleştirdi. Sönmez, mahkemeye sunulan katılma ve müşteki taleplerine de tepki gösterdi.

SARIKAYA, ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKTİ
İş yerinin zarar gördüğü gerekçesiyle daha önce şikayette bulunan müşteki Sedat Sarıkaya söz aldı. "Kimin ne yaptığını bilmiyoruz, karakola başvurmuştuk. Daha öncesinde İstanbul'da yargılamalar oldu onlara da katıldım. Çok fazla vaktimi aldığı için davacı olmadığıma dair dilekçe vermiştim" diye konuşan Sarıkaya, şikayetini geri çekme talebinde bulundu. Mahkeme başkanının, Sarıkaya'nın daha önce verdiği dilekçeyi okuyarak tekrar 'Şikayetçi değil misin?' demesi üzerine Sarıkaya şikayetçi olmadığını tekrar etti.

MAHKEME, YÜKSEKDAĞ'IN DEMİRTAŞ'IN İSMİNİ KULLANARAK ŞİKAYET SORDU
Avukat Cemile Turhallı Balsak, müştekilerin çoğunlukla polis olduğuna dikkat çekerek, "Müştekilerin olayları önleme yükümlülüğü varken mağdur olarak ifade vermesi çok ironik" dedi. Balsak, "Öğleden önce görülen duruşmada bir müşteki beyanda bulunurken, meslektaşımızın soru sorması üzerine dinlenen müşteki şikayetçi olmadığını söyledi. Buna rağmen siz araya girerek şikayetçi olup olmadığını tekrardan sordunuz ve ardından gelen cevap 'şikayetçiyim' oldu. Buradaki müdahaleniz, tutanağa geçmek istediğiniz cevabı ortaya koydu. Neden Selahattin Demirtaş'ın ismini kullanarak müştekiye 'şikayetçi misin' diye sordunuz. Soru sorduğunuz kişi bir polis memuru. Bu soruya o kolluğun 'Demirtaş'tan şikayetçi değilim' deme şansı var mı? Bunu bildiğiniz için kendi hakimliğinizi ve orada bulunma amacınızı da bir şekilde gösterme ihtiyacı duydunuz. Bilinçaltınızı dışa vurdunuz" dedi.

'KATILMA TALEPLERİNİN BU AŞAMADA ALINMASI YASAL DEĞİL'
Avukat Ali Bozan, mahkemenin karşı tarafın avukatlarına söz verirken kendilerine söz sınırlaması getirdiğini hatırlatırken, Avukat Veysi Eski mahkeme heyetinin Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın isimlerini anarak müştekiye "bunlardan şikayetçi değil misin" sorusu yöneltmesini eleştirerek, "Süleyman Soylu'nun emrinde çalışan bir memurun ben Selahattin Demirtaş'tan şikayetçi değilim deme şansı yoktur. Siz bilerek bu soruyu sordunuz" dedi. Avukat İbrahim Ergün de katılma taleplerinin bu aşamada alınmasının yasal olmadığını söyledi.

Kazım Bayraktar da AİHM kararını hatırlatarak mahkemenin buna rağmen Kobanî olayları ile HDP MYK arasında illiyet bağı kurmasını eleştirdi.

Duruşma yarın görülmeye devam edecek.