3 Ekim 2024 Perşembe

Kobanê davası: Hesap vermesi gerekenler hesap soramaz

Kobanê davasında siyasetçiler, devlet kurumlarının müdahillik taleplerine karşı mahkeme heyetine, "Hesap vermeleri gerekenler hesap soramaz. Davanın varsa bir müştekisi toplumdur, halktır" diyerek itiraz etti.

Ankara'da Sincan Hapishanesi Kampüsü'nde devam eden Kobanê davasında verilen aranın ardından Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) adına avukat Hasan Ece, SEGBİS ile bağlanarak müdahillik talebinde bulundu.

'TUTANAKLAR GERÇEĞE AYKIRI'
Ardından sabahki oturumda sözü kesilen ve sözleri zapta geçmeyen avukat Ali Bozan söz aldı. Mahkeme salonunda hiç okunmadığı halde 5 klasör evrakın dosyaya geçtiğini dile getiren Bozan, "Bunların hepsi mahkemenin gerçeğe aykırı hareket ettiğinin göstergesi" değerlendirmesinde bulunarak söz hakkı istediklerinde söz verilmemesine tepki gösterdi.

Bozan, müvekkili Zeynep Ölbeci'ye evraklar ulaşmadığı halde savunma yapmasının istendiğine dikkat çekerek, "'O kişinin savunmasını almadan müşteki beyanlarına geçeceğim' diyorsunuz. Bunu kabul etmemizi, bekleyemezsiniz" dedi.

AVUKATLAR KENDİ TUTANAKLARINI TUTTU
Avukat Maviş Aydın da mahkeme heyetinin avukatlara söz vermediğine ve gerçeğe aykırı tutanak tuttuğuna dikkat çekti. Tutanağın gerçeğe aykırı olarak tutulduğunu dile getiren Aydın, "Biz de kendi aramızda bir tutanak tuttuk. Burada sözlü yargılama yapıyoruz. Bize söz hakkı vermediğinizde, 'istediğiniz aşamada itiraz edebilirsiniz' dediniz. İstediğimiz aşamalardan biri burası, burada sözlü yargılama yapıyoruz çünkü" diye aktardı.

HDP'Lİ SİYASETÇİLER: İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE POLİS MÜŞTEKİ OLAMAZ
Ardından kurumların müdahillik talebine dair HDP eski MYK üyesi Bircan Yorulmaz da sorgu aşaması bitmeden müşteki talepleri aşamasına geçilmesine itiraz etti. Yorulmaz, "Emniyet Genel Müdürlüğü, olayları engellemesi gerekirken buraya gelmiş müşteki olmak istiyor. Nerede ne yaptığımı söylemeleri lazım müdahil olabilmeleri için. Davanın gerilim halinden bir an önce çıkması gerekiyor" şeklinde konuştu.

HDP eski MYK üyesi Pervin Oduncu da İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün müşteki olmalarını kabul etmediklerini söyledi.

'MÜŞTEKİLERİN ÇOĞU EMNİYETİN MAĞDURLARI'
6-8 Ekim eylemleri sırasında polis saldırısı sonucu yaşanan ölümleri hatırlatan HDP Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, "Savunmalar tamamlanmadan alelacele müştekilere söz verdiniz. Bu olayların sebebi olan kurumlar burada müşteki olarak karşımızda duruyorlar. Dönemin İçişleri Bakanı'nın söyledikleri var. 'Kontrol edemediğimiz güçler var, gelin bunu beraber engelleyelim' diyor. Kendileri bu işin merkezinde ama önlemiyorlar ya da önlemek istemiyorlar. Müştekilerin çoğu emniyet mensuplarının mağdurları" diye belirtti.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DA MÜŞTEKİ
Müştekileri reddettiklerini dile getiren Ürküt, camiler zarar gördüğü bahanesiyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın müşteki olarak dosyaya sonradan eklenmesine tepki gösterdi.

'MAHKEMENİN TIKANMASININ SORUMLUSU HEYET'
HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, mahkemenin akışına dair konuştu. 20 Eylül'den itibaren sürekli bir gerilim yaşandığına dikkati çeken Kubilay, "Mahkemenin olağan ritminin bozulduğunu söyleyebiliriz. Mahkeme tıkanmış durumda ve bir kriz halinde. Böyle bir mahkeme süreci sürdürülemez. Bunun sorumlusu, sizin izlediğiniz duruşma periyotlarıdır. Sorumlu sizsiniz çünkü yöntemin kendisi tıkayıcı. Mahkemenin zamanı ve enerjisi dibi boş bir kuyuya akıp gidiyor. Siz kendi ara kararınızda da belirtmişsiniz, 'dosya kapsamlı ve karışık' diye. Ama oradan çıkardığınız konu, 'kapsamlı dosya var, karışık, karşımızda emri vakiler de var bir an önce sırtımızdaki yükü atalım.' Ama yürümüyor" ifadelerini kullandı.

'MÜŞTEKİ DEĞİL SANIK SANDALYESİNDE OLMALILAR'
Sanık sandalyesinde oturması gerekenlerin müşteki olarak davaya katılmasını kabul etmediklerini vurgulayan Kubilay, "Buradan adil bir karar da çıkmaz. Saraydan gelen emri vakilere değil, kendinizi bağlayan kaide ve kuralları görün. Bunların hepsi kayıtlara geçiyor Yıldıray Bey. Ama bu mahkemenin akışını normalleştirmenizi istiyoruz. Ağır koşullarda yaşıyoruz. Gece 9-10'da 8-9 gardiyan gelip yaşadığımız mekanı basıyorlar. Dışarıda olsa bunun adı, 'haneye tecavüzdür'. Ya adil bir mahkeme sürecini işleteceksiniz ya da verin cezalarımızı o zaman gösterdiğiniz AYM yoluna gidelim" şeklinde konuştu.

HDP eski MYK üyesi Ayşe Yağcı, mahkemenin adil ve eşit yaklaşmasını istediklerini dile getirdi. Yağcı, "Baskı fazla anlıyoruz, ama asıl sanık sandalyesinde oturması gerekenler dışında bizi yargılamanız kabul edilecek bir durum değil. Bizim yargılamadan kaçma gibi bir durumumuz yok. Burada hakikati açığa çıkarmak istiyoruz. Bize AİHM yolunu gösteriyorsunuz, AİHM'in size gösterdiği yolu da dikkate alabilirsiniz" diye aktardı.

HDP eski MYK üyesi Meryem Adıbelli, Kürtçe konuştu. Devlet kurumlarının müdahillik taleplerini kabul etmediğini belirten Adıbelli, "İçişleri Bakanlığı ve emniyet hesap vermeleri gerekirken hesap soramaz" dedi.

'SAVUNMA HAKKIMI GASP EDİYORSUNUZ'
Ardından yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak söz aldı. Savunma hakkının engellendiğini ifade eden Kışanak, "Ben susma hakkımı kullanmıyorum, siz benim savunma hakkımı gasp ediyorsunuz. Bir ayı daha geride bıraktık. Duruşma periyotları hayatın olağan akışına uygun mu? Hangi zamanda günlük ihtiyaçlarımı gidereceğim ve dosyayı inceleyip savunma yapmaya hazır hissedeceğim. Zamana ihtiyacım var. Ağır bir saldırı ve baskı altındayız. Biz hayatımız boyunca açık olduk, gizli kapalı bir şey yapmadık. Bu iktidar da açık sözlü olsun" dedi.

'BUNUN ADINA MAHKEME DEMEYİN'
İktidar yetkililerinin kendilerine yönelik hedef gösteren sözlerini de hatırlatan Kışanak, "Bari siz çıkın gerçekleri söyleyin. Bunun adına maddi gerçeği ortaya çıkarmak, bağımsız yargı, adalet, hukuk demeyin. Şurada çıkıp, 'Siyasi iktidar bana talimat verdi ben de onlar gibi düşünüyorum size bu kadar ceza vereceğim' deyin biz de 'eyvallah' deriz. Ama bunun adına mahkeme demeyin. Bunun adı faşizmdir, otoriterliktir" diye vurguladı.

'DAVANIN MÜŞTEKİSİ HALKTIR'
Gerçeklerin açığa çıkarılması için uğraştıklarını dile getiren Kışanak, "Karanlık eller ortaya çıkarılsın ki ülke aydınlığa çıkarılsın. Varsa bir müşteki benim ben. Davanın varsa bir müştekisi bu toplumdur, halktır. Çocukları çatışmada, savaşta öldürülen halktır. Barışın, çözümün, önünde kim engel oldu? Bunun davacısı halktır "ifadelerini kullandı.

'SİYASET YAPMA HAKKIM ELİMDEN ALINDI'
Ayla Akat Ata, "Tutuksuz yargılandığım dosyanın tape kayıtlarını bu dosyada tutuklama devam gerekçesi yaptınız. Ben adil yargılanmak istiyorum. Beni neyle yargılıyorsunuz? Siyaset yapma hakkım elimden alındı ve ben savunmamı bu yönde hazırlıyorum" diye aktardı. Akat, duruşma periyotlarının adil yargılamaya uygun düzenlenmesi talebinde bulundu.

'POYRAZ'I ÖLDÜRENLER 6-8 EKİM'DE DE DEVREDEYDİ'
Deniz Poyraz duruşmasına avukatlarının yanı sıra kendilerinin de gitmek istediğini, salonda olmak istediklerini belirten Akat, "Bir genç kadın arkadaşımız öldürüldü ve onun duruşması var. Kendisini öldüren şahsa hiçbir soru sorulmadan, arkasında başka güçler yok denilerek sadece onun adına iddianame hazırlandı. Biz doğal olarak bu dosyanın takipçisi olacağız" diye aktardı. Akat, "Deniz Poyraz'ı öldürenler 6-8 Ekim'de de devredeydiler" vurgusu yaptı.

Duruşma, tutuklu siyasetçilerin tutukluluk incelemesine dair beyanlarıyla devam ediyor.