2 Ekim 2024 Çarşamba

'Katliamı yapanlar hesap verecek'

Adalet Nöbeti'nin birinci yılında adliye önünde yapılan açıklamada, Şenyaşar Ailesi'nin mücadelesi için dayanışmanın süreceği kaydedildi. Emine Şenyaşar'ın yaktığı Kürtçe açıklamaların duygusal anlar yaşattığı eylemde, iktidardan korkanların dava açamadığının altı çizildi. 

Şenyaşar Ailesinin Adalet Nöbeti birinci yılını doldurdu. 366. gününde Urfa Adliyesi önünde nöbetini sürdüren aileyi bugün çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti temsilcileri ve insanlar hakları savunucuları ziyaret etti. 

Adliye önünde yapılan açıklamanın ardından adalet kürsüsü kuruldu.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay HDP milletvekilleri Ömer Öcalan, Feleknas Uca, Ayşe Sürücü, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, tahliyesi engellenen tutuklular için Diyarbakır Barosu'nda Adalet Nöbeti tutan aileler, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa, Malatya, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mersin ve Adıyaman şubeleri ile Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır, Antep, Mersin ve Urfa Şubeleri, tüm bölge barolarından temsilciler ve yüzlerce kişi Şenyaşar ailesine destek vermek için Urfa Adliyesi önüne geldi.

Elinde katledilen evlatlarının fotoğrafını taşıyan Emine annenin yaktığı Kürtçe ağıt eylemde yürekleri dağladı. 

GÜNAY: KAÇ YIL OLURSA OLSUN AİLEYLE MÜCADELE EDECEĞİZ
İlk sözü alan HDP Sözcüsü Ebru Günay Adalet Nöbeti'nin bir yılı geride bıraktığını hatırlattı. İktidarın katilleri koruduğunu anlatan Günay, Emine Şenyaşar'ın bir yılda bütün zorluklara karşı nöbet eylemini sürdürdüğünü ifade etti. Günay, "Bu nöbet artık milyonlarca insanın nöbeti, talepleri adalet talep eden herkesin talebi. Anne sistematik işkenceye maruz kaldı. Şenyaşar ailesi için adalet sağlandığında Türkiye'de gerçek adaletin geldiği zaman olacak. Maalesef hakim ve savcılar adaletten yana değil, katilleri koruyan bir pozisyonda. Aile ile birlikte nöbet tutacağız. Bir yıl değil kaç yıl olursa olsun gerçek adalet gelene kadar aile ile dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz" dedi.

AYDENİZ: ARKAMIZDAKİ SARAYDA OTURANLAR İKTİDAR KORKUSUNDAN DAVA AÇAMADILAR
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Emine Şenyaşar'ın herkes için Adalet Nöbeti'nde olduğunu vurguladı. Adalet Saraylarının adaletsizlik dağıttığını dile getiren Aydeniz, katliamın üzerinden yaklaşık 4 yıl geçtiğini belirtti. Aydeniz, "Hala davada bir dosya açılmamış ama anneye her gün dava açılıyor. Adalet, hukuk, eşitlik için çalışıyoruz diyenler, arkamızda bulunan sarayda oturanlar iktidar korkusundan bir dava açamadılar. Bu bize Türkiye'deki adaletsizliği açık bir şekilde gösteriyor. Anne ve Ferit'in duruşunu selamlıyoruz. Kürt sorununun demokratik yollar ile çözülmesi için biz ısrar ettikçe saldırılar ile karşılık veriliyor. Nasıl Emine anne geri adım atmadı ise bizde geri adım atmayacağız. Kürdistan ve Türkiye'ye adaleti demokrasi mücadelesi getirecek. Sonuna kadar ailenin yanında olacağız" şeklinde konuştu.

ÖZTÜRK: BU KATLİAMI YAPANLARI İYİ TANIYORUZ
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, "Büyük bir katliam yapıldı. Her zaman ailenin yanında olacağız. Bu katliamı yapanları iyi tanıyoruz, hesap verecekler. Sonuna kadar annenin arkasında olacağız" dedi. 

Eylem hak savunucularının konuşmalarıyla devam etti.

DURAN: EMİNE ANNENİN ÇIĞLIĞI BİR ADALET ÇIĞLIĞIDIR
Ailenin avukatı Bülent Duran, nasıl bir katliam ve hukuksuzluk yapıldığına tanıklık ettiklerini anlattı. Katliamı "Korkunç" olarak tanımlayan Duran, "24 Haziran'da düğmeye basıldı, iş yerinde saldırı oldu ve devlet hastanesinde devlet erkanının gözü önünde katliam yapıldı. Savcının ilk işi katliamda örgüt bağlantısını aradı. Fadıl Şenyaşar tutuklandı. Emine annenin çığlığı vahimdir. Bu ülkede iktidara yakın olanlar için yargı koruması var. Bizim çığlığımız adil ve tarafsız bir yargı yapılması içindir. Barolar bu dosyaya müdahil olabilir. Sadece ziyaret ederek aileye destek olmasınlar, direkt sürece dahil olsunlar. Emine annenin çığlığı bir adalet çığlığıdır, bu çığlığa kulak vermek herkesin görevi" diye konuştu.

'ÇOCUKLARIMIZ TUTUKLU, HERKES İÇİN ADALET İSTİYORUZ'
Barış Anneleri İnisiyatifi adına söz alan Diyarbakır Barosu'nda tutuklu çocukları için 121 gündür Adalet Nöbeti tutan Nazime Boltan, "Biz anneler olarak adalet istiyoruz. Sonuna kadar adalet istemeye devam edeceğiz. Çocuklarımız tutuklu, biz herkes için adalet istiyoruz" dedi.

'DAYANIŞMA UMUT VERİCİDİR'
Adalet kürsüsü Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'nin basın açıklaması ile devam etti. Açıklamayı dernek üyesi Serdar Tüm okudu. Ailenin bir yıldır talep ettiği adaletin henüz sağlanmadığını belirten Tüm, "Adalet arayışı olan tüm kesimler olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz. Hukuksuzluğun, adaletsizliğin yargı eliyle devam ettirildiği bu süreçte dayanışma içinde olmak çok değerli ve bir o kadar da umut vericidir" dedi.

'ADİL YARGILAMA OLMADI'
Ailenin nöbetini tüm engellemelere rağmen sürdüğünü vurgulayan Tüm, "Emine Şenyaşar'ın maruz kaldığı yargı şiddetine, fiziki ve psikolojik saldırılarına rağmen inanç kırılmadı. Adalet arayan herkese umut olup büyüyerek devam etti. Bugüne gelindiğinde ise adalet talebinin yargı makamları tarafından halen yerine gelmediğini adil yargılamanın olmadığını görüyoruz" diye konuştu.

'ADALET NÖBETLERİNE BAŞLANILDI'
Katliamın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen etkili bir soruşturma yapılmadığını dile getiren Tüm, dosyanın avukat ve ailelerden gizlendiğini kaydetti. Katliamın yapıldığı Suruç Devlet Hastanesi'nin kamera görüntülerinin çalındığını belirten Tüm, Emine Şenyaşar hakkında, adalet talep ederken 12 soruşturma açıldığını belirtti. Emine Şenyaşar'ın engellemelere karşı mücadelesini sürdürdüğünü dile getiren Tüm, şöyle devam etti: "Bütün bu baskı, gözaltı ve yargı tacizine rağmen aile yılmamış ve eylemleri birinci yılında ilk günkü kararlılıkla ve daha güçlü bir şekilde devam etmekte. Birçok kesim tarafından sahip çıkılmış, adalet, demokrasi ve barış ödüllerine layık görülmüştür. Ailenin mücadelesi hukuksuzluğa maruz kalan herkes tarafından adalet nöbetlerine başlanılmıştır. Bu adalet nöbetlerinden biri de Diyarbakır ve Van'da hasta mahpusların cezaevlerinde ölüme terk edilmeleri ve haksız infaz yakmalarına karşı adalet nöbeti başlatan mahpus anneleri de aramızda kendilerini selamlıyoruz."

'FAİLLERİN KORUNDUĞUNU FAİLİ MEÇHULLERDEN BİLİYORUZ'
Şenyaşar ailesinin davasının simge olduğunu, Türkiye'de Adalet mekanizmasının ne kadar işlemediğinin, siyasal konjonktüre göre hareket edildiğinin bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Tüm, "Bildiğiniz üzere binlerce hasta mahpus hukuka ve tıp etiğine aykırı olarak ATK eliyle tahliye edilmemekte, cezaevinde ölüme terk edilmektedir. Suruç katliamında kaybettiğimiz 33 düş yolcusu için devam eden dava tüm sorumluları yargılamaktan uzak durumdadır. Birçok meslektaşımız mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılanmaktadır. Toplumda Kobanê dosyası olarak bilinen HDP'li siyasetçilerinin yargılandığı HDP MYK davası devam etmektedir. Türkiye'de saymak ile bitmeyecek, bu hukuksuzluk atmosferinin yoğun olarak hissedildiği, yaşandığı bu süreçte Şenyaşar ailesinin adalet arayışında sonuç alınmasının, hukuka ve adalete olan güvenin sağlanması açısından önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu dava Türkiye'de yıllarca süregelen cezasızlık politikasının yansımasıdır. Türkiye'de kamu görevlilerinin kamu gücünü arkasına alarak işledikleri suçlar cezasızlık politikasıyla korunmaktadır. Kamu görevlilerinin kimliklerinden dolayı korunduğunu biz faili meçhullerden biliyoruz" dedi.

Tüm, şu talepleri sıraladı: 
🔹 “Hastane dosyasındaki hukuksuzlukların, ihmalkarlıkların son bulmasını (hastane görüntülerinin çalınması ile ilgili tüm sorumlular hakkında derhal işlem başlatılması) soruşturma dosyasındaki gizlilik kararının kaldırılmasını, Fadıl Şenyaşar'ın yargılandığı davanın adil bir şekilde devam etmesi için derhal gerekli sürecin başlatılmasını talep ediyoruz.
🔹 Şenyaşar ailesinin adalet arayışı, Türkiye'deki hukuksuzluğun, cezasızlık politikasının sembolü olduğu kadar aynı zamanda çarpık ve tıkanmış olan hukuk mekanizmasına rağmen adaletten vazgeçmemenin, direnmenin ve mücadelenin de sembolüdür. Emine annenin sesi olmaya devam edeceğiz. Hukuksuzluğa dur demek, bu zulmü sonlandırmak için buradayız."

BOZGEYİK: KORKMUYORUZ
Daha sonra söz alan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, ailenin herkes için Adalet Nöbeti'nde olduğunu dile getirdi. Yeni göreve başlayan Adalet Bakanı'nın bu davayı aydınlatması gerektiğini vurgulayan Bozgeyik, "Gerçek, evrensel hukuk normları eşliğinde bir adaletin sağlanması için mücadeleyi devam ettirenin önemli olduğunu belirtiyoruz. Bütün engellemelere rağmen nöbeti sürdüren ailenin sonuna kadar yanında olacağız. Bu adalet mücadelesini birlikte yükseltmeliyiz. Bu mücadeleyi Türkiye haklarının ortak mücadelesi olarak görüyoruz. Adalet gerçekleşen kadar mücadele edeceğiz, Korkmuyoruz" dedi.

Kürsüde İnsan Hakları Derneği (İHD), TOHAV, Türkiye İşçi Partisi (TİP), CHP, HDP, Deva Partisi Urfa İl Örgütü, Urfa, Antep, Diyarbakır, Mardin ve Mersin barolarından yetkililer söz alarak ailenin adalet talebini dile getirerek, ailenin yanında olduklarını vurguladı.

Konuşmalar boyunca sık sık "Hak hukuk adalet", "Bijî berxwedana Şenyaşar", "Katiller halka hesap verecek" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. İnsan hakları savunucuları, yapılan açıklamaların ardından, aile ile birlikte Adalet Nöbeti tuttu. Eyleme destek olmak için adliye binası önüne gelen yurttaşlar ise kürsüde söz alarak, ailenin taleplerini dillendirdi.

ŞENYAŞAR: MÜCADELEMİZ KAMUOYUNA MAL OLDU
Söz alan Ferit Şenyaşar, bir yıldır zulüm altında direndiklerini kaydetti. Bu mücadelenin kamuoyuna mal olduğunu söyleyen Şenyaşar, "Keşke bu direnişe ihtiyaç olmasa, adil bir yaşam olsa. Bu adil yaşamı haklı insanların onurlu direnişi ile geri getireceğiz. Katliam ile ilgili dava artık kamuoyuna mal oldu. Katliamın detaylarını artık anlatmayacağım, sadece bir konuya değinmek istiyorum. Rusya ve Ukrayna şuan savaş halinde. Savaş durumunda olmasına rağmen kimse her hangi bir hastaneye ve ya bir ambulansa saldırmamıştır. Bu bir insanlık suçudur ve bu suç 14 Haziran 2018'de Türkiye'de işlenmiştir. Bu katliamı yapanlar milletvekilinin koruması altıda ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar" diye konuştu.

Yaşananların insanlığa karşı suç olduğunu vurgulayan Şenyaşar, "İnsanlığa karşı ne kadar kirlilik varsa üstünlerin elinde birikmiş, Urfa Adliyesini etkisi altına almıştır. Dosyamız Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nda. Dosya savcısı ile görüşmeye gittiğimizde hukuki olarak bize verecek bir cevapları olmadıkları için bizden kaçıyorlar" dedi.

'ADALET SAĞLANANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'
Şenyaşar, "'Güvenliğimizi sağlamak' için emniyet güçleri buradalar. 'Güvenliğimizi sağlamak için haksız, hukuksuz, gerekçesiz bizi 6 defa gözaltına aldılar. 65 üstü annem ile birlikte bir gün bizi nezarette 'misafir' ettiler" dedi. Kardeşleri ile birlikte Suruç Devlet Hastanesi'nden Antep'e sevk edildikleri saldırıya uğrayan ambulansın fotoğraflarını kameraya gösteren Şenyaşar, şöyle devam etti: "Kullanılamaz hale gelen ambulansın fotoğrafını adliye binası önünde açtığımız için hakkımızda 'kamu düzenini bozmaktan' soruşturma açtılar. Faklı şehirlerden dayanışma için gelen Barış Anneleri 'tehlikeli' görülüp' bize yaklaşmalarına izin vermediler. Annemin ağıtlarından şuana kadar 14 soruşturma açtılar. Üstünlerin hukukuna karşı verdiğimiz mücadele tarihe geçiyor. Duyarlı bir yazar yaşadıklarımızı roman olarak kaleme alıyor. Annenin direnişi uluslararası festivallerde gösterilmek üzere belgesel oluyor. Ülke olarak her alanda zor bir durumdan geçiyoruz. Bu yaşananların altında hukuksuzluk, adaletsizlik yatmakta. Her şeye rağmen biz umudumuzu yitirmeyeceğiz. Biz yaşamı ve adaleti uğruna ölecek kadar seviyoruz ve istiyoruz. Bu mücadelemiz adalet sağlana kadar devam edecek."

Şenyaşar'ın konuşması "Annelerin öfkesi katilleri boğacak" sloganları eşliğinde son buldu.

Adalet Nöbeti kürsüde söz alan insan hakları savunucularının konuşmalarıyla sürdü.