21 Eylül 2024 Cumartesi

Kasım soykırıma uğrayanların faşizme karşı birlik çağrısı

Erdoğan ve AKP hükümetinin, kendisine oy vermeyen 11 bölge ilinde, düşman hukukunu uygulayıp yakıp yıktırması ve muhalif kesimlere, Alevilere dönük soykırım operasyonları, Kristal Gecesi'nde Yahudi ve muhalif kesimlere karşı Almanya'da yaşananları çağrıştırmakta.
Kader günü olarak anılan 9 Kasım Almanya'nın kaderini belirleyen bir çok önemli tarihsel olayın da yaşandığı bir tarihtir.
 
1945 Mayıs sonrasında, savaşın ve soykırımın anıldığı bir gün olan 9 Kasım, Alman emekçileri tarihinde, adeta kaderini belirleyen bir gün durumunda.
 
15 Eylül 1935'te Nürnberg'de yapılan Nazi partisi kongresinde, gerçek vatandaşların yalnızca damarlarında Alman kanı taşıyanlar olduğuna dair 'kanı koruma yasası' ile Alman ırkından olmayan herkes düşman ilan edildi.
 
Bu yasa ile sadece Almanya değil, Avrupa genelinde Yahudi ve diğer uluslardan insanların engellilerin, toplama kamplarında yakılmasının yolu açılmış oldu.
 
9 Kasım 1938 yılında, Naziler Almanya genelinde, önceden işaretledikleri Yahudi ev ve işyerlerini yağmalamış o akşam, Alman ırkına yabancı olduklarını düşündükleri ne kadar kitap varsa, meydanlarda toplayıp yakmışlardı. Almanya'nın her yerinde, yapılan işyerleri talanı ve kitap yakmaları tarihe "Kristal Gecesi" olarak geçti.
 
9 Kasım gecesi yaşananlar esas olarak Alman faşizminin, kendisinden olmayan, her şeye düşmanlığını yakarak, yıkarak gösterdiği bir gece oldu.
 
Bu günde tarih tekkerrür eder gibi, Almanya'da yeni bir ırkçı faşist hareket gelişirken, geçmişin katliamcı saldırılarına özlemle hareket eden faşist partilerin taban bulduklarını görülmekte. Almanya'da Sarazin gibi bankacı ve Sosyal Demokrat kökenli yazar ve politikacıların ırkçı söylem ve tutumları Nazilerin yeniden taban bulmasında önemli bir dayanak oluşturmakta.
 
9 Kasım 1938 yılında olduğu gibi, ezilenlerin, saldırıya uğrayanların çığlıklarının ırkçı, faşist söylem ve yönelimlerden duyulamaması, Almanya ve Avrupa genelinde faşizm tehlikesinin çokta uzak olmadığını göstermekte.
 
Almanya'da NSU davası olarak bilinen ve 11 göçmenin katledildiği saldırılarda, Alman Anayasa koruma teşkilatının olayı gizlemeye çalışan tutumu ve daha sonra ise bazı şahitlerin şaibeli ölümü, faşist tehlikenin Almanya'nın çok uzağında değil ama yanıbaşında dolandığını söylemek yanlış olmaz.
 
Erdoğan ve AKP hükümetinin, kendisine oy vermeyen 11 bölge ilinde, düşman hukukunu uygulayıp yakıp yıktırması ve muhalif kesimlere, Alevilere dönük soykırım operasyonları, Kristal Gecesi'nde Yahudi ve muhalif kesimlere karşı Almanya'da yaşananları çağrıştırmakta.
 
Kader günü olarak görülen 9 Kasım'da akla ilk gelen Kiel Donanması'ndaki askerlerin 9 Kasım 1918'de, donanma komutanlığının İngiltere donanmasına karşı aldığı savaş kararına karşı isyanıdır.
 
Almanya'da Kasım 1918'de işçi hareketi ayaklanması nedeniyle, Alman parlamentosu Berlin yerine, Weimer şehrinde toplanmış ve burada komünistlerin işçi-asker temsilciler meclisini ilan etme çabası SPD ve dönemin merkez partisi olan DDP'nin oylarıyla reddedilmişti.
 
9 Kasım aynı zamanda, 1871 yılında kurulan Meşruti Monarşinin, savaşı kazanan Müttefik Kuvvetlerin talebiyle kaldırıldığı gün.
 
Yine 9 Kasım, Hitlerin 1923'de Hitler-Ludendorff tarafından yapılan başarısız darbe girişiminin, yıl dönümü olarak tarihe geçmiştir.