19 Eylül 2024 Perşembe

Kaleli: Özsavunma haktır, meşrudur

Muğla Üniversitesi öğrencisi Tuğçe Kaleli, erkek arkadaşı Hüseyin Günay tarafından bıçaklandı ve mahkeme "kasten yaralama"ktan Günay'a 'iyi hal' indirimi de vererek tahliye etti. Kaleli ise soruyor ve şöyle diyor "Ben eski sevgilimi bıçaklamış olsaydım aynı 'iyi hal' indirimi bana verilir miydi ya da ben onun kadar az bir ceza alır mıydım? Hiç zannetmiyorum. Özsavunma hakkı meşru bir haktır."
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğrencisi Tuğçe Kaleli, 15 Temmuz 2018 tarihinde erkek arkadaşı tarafından bıçaklandı. 'İyi hal' indiriminden yararlanan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüseyin Güney ise 6 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Ancak tutuklu kaldığı süre gözününde bulundurularak tahliye edildi.
 
Tuğçe Kaleli, yaşadıklarını ve mahkemenin 'iyi hal' indirimini Özgür Gençlik Dergisi'ne verdiği röportajda değerlendirdi.
 
KISKANIYOR ÇÜNKÜ KENDİSİ ALDATIYOR
 
Kıskançlık yüzünden Hüseyin Günay ile sık sık tartıştıklarını, 15 Temmuz günü akşam saatlerinde arkadaşları ile dışarı çıktıklarında yine kıskançlık yüzünden Günay'ın sorun çıkardığını anlattı. Günay'ın "Bir kez soracağım, benden başkası hayatında var mı yok mu?" diye sorup sonra kendisine vurmaya başladığını ve cebinden çıkardığı bıçağı göstererek "Al bunu kendini öldür yoksa ben seni öldüreceğim." dediğini aktardı. O esnada Günay'ın kendisini bıçakladığını söyledi.
 
Kıskançlık krizlerine giren Günay'ın sık sık kendisini başka kadınlarla aldattığını ve bu nedenle ayrılıp tekrar barıştıklarını söyleyen Kaleli, "Aynısını ben sana yapsam?" diye sorduğunda "Ben erkeğim sen kadınsın, böyle bir şey yapamazsın! Seni o zaman öldürürüm" dediğini belirterek "Aslında beni tehdit ediyormuş ama ben fark etmemişim" dedi.
 
EVLEN BİZ SANA BAKALIM
 
19 Eylül'de de ilk davanın görüldüğünü ve dava açılana kadar Günay'ın hapishaneden kendisini taciz etmeye devam ettiğini dile getiren Kaleli, Günay ailesinin de baskı kurmaya başladığını anlattı. Hüseyin'in annesinin sürekli "Hüseyin'in kaderi senin iki dudağının arasında, gel şikayetini geri çek. Sizi evlendirelim. Biz sana bakarız" dediğini, Hüseyin'in kız kardeşinin ise kendisinin akrabalarını arayarak şikayetini çekmesi yönünde baskı yaptığını ifade etti. Kaleli, bir müddet sonra bu baskının "Mahkemede istenmeyen şeyler konuşulur, ailen ve sen üzülme diye uğraşıyoruz" denilerek tehdit etmeye vardığını dile getiriyor.
 
NEYİN İYİ HALİ?
 
İlk duruşmada Hüseyin Günay'ın tutukluluk halinin devamına karar verilerek mahkeme 15 Ekim'e ertelendi. Günay ailesi 'haksız tahrik'ten yararlanmaya çalıştı ama hakim, "kasten yaralama"dan 6 yıl 8 ay hapis cezasına karar verdi ve tutuklu olarak geçirilen süre göz önünde bulundurularak, "iyi hal"den dolayı Hüseyin Günay tahliye edildi.
 
"Öldürmeye teşebbüsten" Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gereken Hüseyin Günay, Tuğçe Kaleli'yi öldürmeye teşebbüs etti ama 3 ay tutuklu kaldıktan sonra şimdi dışarıda. Yargılama süreci ve tedavisi boyunca ailesi, arkadaşları ve birçok kesimin desteğini aldığını söyleyen Kaleli, "Türkiye'de duyduğumuz, duymadığımız birçok kadın öldürülüyor. Geçtiğimiz günlerde bir haberde Özgecan Aslan'dan sonra bin 369 kadın katledilmiş. Bunun içinde yaralamalar, darplar, psikolojik şiddet oranları yok. Bunlar sadece bizim duyduklarımız. İnsanlar tecavüze uğruyor, eziyet görüyorlar, fiziksel şiddete maruz kalıyorlar, öldürülüyorlar" diyor ve birçok kadının ailesi duymasın diye yaşadıklarına sessiz kalmak zorunda bırakıldığını belirtti.
 
ÖZSAVUNMA HAKTIR
 
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi'nin etkin olarak uygulanması gerektiğini vurgulayan Kaleli, özsavunma hakkının ise meşru bir hak olduğunu belirterek "Özsavunma hakkı herkes için en meşru haktır ama yasalarımız ne yazık ki bunu görmezden geliyor. Ben eski sevgilimi bıçaklamış olsaydım aynı 'iyi hal( indirimi bana verilir miydi ya da ben onun kadar az bir ceza alır mıydım? Hiç zannetmiyorum. Özsavunma hakkı meşru bir haktır. Özellikle de şiddete maruz kalan biz kadınlar için en meşru haktır. Bize yönelik saldırılarda kendimizi savunmalıyız. Meşru müdafaa yani özsavunma hakkı her zaman kullanılmalı" dedi.