24 Kasım 2024 Pazar

Kadınlar devrime sahip çıkarak özgürlüklerini savunuyor - Şevin Raperin

Rojava kadın devriminin kazanımlarını dünya emekçi kadınlarının kazanımları ile birleştirmek içinden geçtiğimiz süreçte daha elzem hale gelmektedir. Bu nedenle elimizdeki tek kadın devrimine karşı emperyalizmin, kapitalizmin, cinsiyetçi, faşist saldırılarının sürdüğü koşullarda, özgür kadınların yüzlerini Rojava kadın devriminin sahiplenilmesine, korunmasına dönmesi, burayla mücadele ortaklığını büyütmesi hem doğru siyaset hem de dayanışma örneği olacaktır.
Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye'de devrimin öncülüğünü yapan kadınlar, bu yılki 8 Mart'ta dünya kadınlarına gerici, barbar IŞİD çetelerinin yenilgisinin müjdesini vermeye hazırlanıyor.
 
Bütün Ortadoğu coğrafyası ve dünyada kadınlar 2019 yılının 8 Mart'ını açlığa, yoksulluğa, savaşa, işsizliğe, erkek egemen şiddete, taciz, tecavüz ve kadın katliamlarına karşı "kadınlar birlikte güçlü", "bir kişi daha eksilmeyeceğiz", "kadına yönelik şiddete karşı isyan" sloganlarıyla karşılamaya hazırlanıyor, bunun için büyük kadın grevini örgütlemeye çalışıyor. Aynı dönem içinde, Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınlar ise devrimin kadın kazanımlarını ve özgürlüklerini koruma, elde edilmiş mevzilerine sahip çıkma vurgusu ile 8 Mart'ı karşılıyor. Kadını köleleştiren, erkek egemenlikçi IŞİD barbarlarının yenilgisini tüm dünya kadınlarına armağan ediyor.
 
EMPERYALİSTLER VE GERİCİ BÖLGE DEVLETLERİNİN SEÇENEKSİZLİĞİ
 
Bölgedeki siyasi dengelere baktığımızda, kaotik durumlar devam ediyor. ABD, Rusya gibi emperyalist ülkelerin başını çektiği klikler arası kriz yeni formlar ve içeriklerle derinleşiyor. Yine başta Türk devleti olmak üzere işgalci, sömürgeci gerici bölge devletleri kendilerine bağlı IŞİD, ÖSO gibi çete örgütleriyle geliştirdikleri kirli ittifaklarla Rojava devrimini boğma yarışı içerisindeler. Kürt düşmanlığı histerisi ile Rojava devrimine yönelik her türlü saldırı planlarını devreye sokan saray rejiminin şefi Erdoğan, aynı zamanda Osmanlıcı hayalleri ile uluslararası emperyalist güçlerin de desteğini alarak Rojava ve Kuzey Suriye'nin tamamını işgal etme hesapları yapıyor. Fakat her zaman evdeki hesap çarşıya uymayabiliyor. Savaş ve işgalle aşmaya çalıştıkları kriz hali, kendi ayaklarına dolanıyor. Emperyalistler ve gerici bölge devletleri seçeneksiz ve krizli pozisyonlarını sürdürüyorlar.
 
8 MART'A GİRERKEN ROJAVA KADIN DEVRİMİ YOL GÖSTERİYOR
 
Rojava devrimi kadınların öncülüğünde toplumsal yaşamın inşasından, ekonomiye, askeri alandan siyasete kadar kadınların kazanımları Kuzey Suriye'den, Doğu Suriye'ye kadar genişleyerek büyüyor. Kadınlar bu devrime dönük saldırılar karşısında en temel dinamik direnişçi özneyi oluşturuyor. Çünkü Rojava devrimine yönelik geliştirilen her saldırı aynı zamanda kadın devriminin iradesini boğmayı amaçlamaktadır. Bunun somut örneği Şengal'den Efrîn'e kadar IŞİD ve faşist erkek egemen Türk devleti ve çetelerinin kadın bedenine yönelik saldırıları, köleleştirme politikası ile çok açık olarak görüldü. Bundan dolayı bu gün kadınlar başta Türk devletinin işgal saldırılarına karşı her alanda daha güçlü örgütleniyorlar. 
 
8 yıllık süreçte YPJ öncülüğünde tüm saldırılara karşı öz savunma mekanizmalarını kuran kadınlar buradan aldıkları güçle bu gün devrim topraklarında örgütleniyor. Cins eşitlikçi-özgürlükçü toplumsal yaşam projesinde Kürt, Arap, Süryaniler başta gelmek üzere, farklı uluslardan, inançlardan halklar ve bütün bileşenlerden kadınların öncülüğünde Ortadoğu'nun gerici erkek egemen yüzüne karşı özgürlükçü kadın iradesini geliştiriyorlar. Kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü, her türden gerici, faşist, cinsiyetçi tüm saldırılar karşısında devrimin savunmasının teminatının öznesi oldukları bilinciyle savaş ve işgal tehditleri altında karşılıyor. Özellikle Rojava devrimi içerisinde 8 Mart'ın politik, siyasal ve ideolojik anlamı bu süreçte daha da büyüyor.
 
Günümüzün erkek egemenlikçi kaotik ortamında dünya ezilen kadınlarının ortak mücadele zemini büyüyerek güçleniyor. Dünya ezilen kadınları, emperyalist savaş ve işgallere, her türlü gerici erkek egemen zihniyete, cinsiyetçi politikalara, kadın emeğinin sömürüsüne karşı kadın grevine hazırlanırken Rojava ve Kuzey Suriye'de kadınlar, insanlık düşmanı IŞİD çetelerini ezmenin, yenilgiye uğratmanın başarısı, mutluluğuyla yürüyorlar. Kadınlar bu zaferleriyle gerici, faşist erkek egemenlikçi düzenlere karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğini gösteriyorlar. Rojava ve Kuzey-Doğu Suriyeli tüm kadınların gerici erkek egemen zihniyete karşı savaşımı ve zaferi bu 8 Mart'ta tüm dünya kadınlarına armağan edilecektir.
 
DEVRİMCİ KADINLAR DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYOR
 
Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye'de Kongre Star öncülüğünde gerçekleştirilen 8 Mart programlarında kadınlar Minbic'tan Kobanê'ye, Serêkaniyê'den Qamişlo'ya, Rakka'dan Deyr ez Zor'a "Kadın yaşam özgürlük" sloganı ile 8 Mart'a hazırlanıyor. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve buna karşı DTK eşbaşkanı ve HDP milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevleri temel gündemlerden biri. Kadınlar "Asıl 8 Mart'ı Leyla'nın zaferi ile kutlayacağız" şiarı ile her günü ve her alanı 8 Mart alanı yapacaklarını direniş ve duruşlarıyla ilan etti.
 
Diğer temel gündemlerden biri kadın devriminin kazanımlarını hedef alan, kadın iradesini kırarak devrimi boğmayı hedefleyen saldırılara karşı özgürlüğüne sahip çıkma ve devrimi büyütme çağrısıdır. Kantonlardan, kentlere, illerden, ilçelere örgütlenen seminerler, şölenler, YPG-YPJ mevzilerine ziyaretlerden, Leyla Güven'nin direnişi etrafında örgütlenen kitlesel eylem ve etkinliklere vb yapılan tüm etkinliklerde kadınlara özgürlüklerine ve devrimlerine sahip çıkmanın zorunluluğu çağrısı yapılıyor.
 
Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye'de Arap halkından kadınlar için öne çıkan temel gündemlerden biri çocuk yaşta evlilikler ve kumalık sorunu oldu. Bölge kadınları bakımından en eski toplumsal sorunlardan biri olan ve âdeta tüm Suriye bölgesinde de kadınların kaderiymiş gibi kabul ettirilen kumalık sistemi artık bir mücadele konusu. Kadınların, erkek egemenliğinin, ataerkil toplumsal ilişkilerin baskın olduğu Arap toplumu içinde kadını hiçleştiren bu cinsiyetçi, erkek egemenlikçi toplumsal soruna karşı geliştirdiği mücadele gücünü kuşkusuz ki Rojava devriminden alıyor. Devrimin yasal kazanımları, kadınların toplumsal yaşamda ki örgütlü duruş ve eylemsellikleri Arap kadınların mücadele gücünü açığa çıkardı.
 
JAS'TAN JKŞ'YE KOMÜNİST DEVRİMCİ KADINLAR
 
Rojava kadın devriminin gerek askeri gerekse toplumsal yaşam inşasının bir bileşeni olan Komünist Devrimci Kadınlar ise "Devrim kadın özgürlüğüdür, özgürlüğünü savun", "Dünya kadın grevini selamlıyoruz" ve "Tecridi kadın öncülüğünde kıracağız" şiarları ile 8 Mart'a hazırlanıyor. Çalışmalarının temeline kadın devriminin savunmasını yerleştiren Komünist kadınlar aynı zamanda yürüttükleri propaganda çalışması ile dünya kadın grevinin sesini Rojava'lı kadınlara ulaştırıyor. Komünist kadınlar 2 yıllık süreçten bu yana Özgür Sosyalist Kadınlar (JAS) kimliği ile yürüttükleri devrimin komünist bileşeni olma iradesini temsil eden yeni bir isimle, Komünist Devrimci kadınlar (JKŞ) kimliği ile 8 Mart alanlarına çıkmaya hazırlanıyor. Ev ev, sokak sokak, örgütsüz kadın kitlelerini örgütleme, bilinçlerini kadın devrimi çizgisine ait hale getirme hedefli çalışmalar yürüten JKŞ, 8 Mart meydanlarının özgün rengi olmaya aday.
 
KADINLAR BİRLİKTE VE DEVRİMLE GÜÇLÜ
 
Rojava kadın devriminin kazanımlarını dünya emekçi kadınlarının kazanımları ile birleştirmek içinden geçtiğimiz süreçte daha elzem hale gelmektedir. Bu nedenle elimizdeki tek kadın devrimine karşı emperyalizmin, kapitalizmin, cinsiyetçi, faşist saldırılarının sürdüğü koşullarda, özgür kadınların yüzlerini Rojava kadın devriminin sahiplenilmesine, korunmasına dönmesi, burayla mücadele ortaklığını büyütmesi hem doğru siyaset hem de dayanışma örneği olacaktır. Kadınlar, hem 8 martta hem de sonrasında, kendi devrimlerine ve kazanımlarına örnek bir mücadele yoldaşlığı ile sahip çıkabildikleri ölçüde, güçlenecek ve erkek egemenlikçi sistemlere karşı dövüşebilecektir. Bu bakımdan 8 Mart bunun zemini olarak değerlendirmeli ve ezilen kadınların birleşik, enternasyonalist mücadele ortaklığını büyütülmelidir. Bu mücadelenin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününden sonra da devam etmesi, birlikteliklerin kalıcılaştırılmasının da imkanı olacaktır.