İzmir'de Adalet Nöbeti'ne iki aile daha katıldı

İzmir'de iki gün önce başlatılan Adalet Nöbeti'ne iki kişi daha katıldı. Tutsak yakınları hapishanelerde tecridin kaldırılması ve hasta tutsakların bir an önce tahliye edilmesini talep etti.

Hasta tutsak yakınlarının İzmir Barosu önünde başlattıkları Adalet Nöbeti ikinci gününde devam ederken, bugün ki nöbete tutsak yakınları Hanife Gümüş ve Türkan Yıldırım katıldı. Nöbete katılan Hanife ve Türkan tutsak yakınlarının taleplerini yineleyerek hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Balıkesir Bandırma Kapalı Hapishanesi'nde 24 yıldır tutsak oğlu için nöbete katıldığını ifade eden Hanife Gümüş, oğlu uzakta olduğu için 2 yıldır görüşüne gidemediğini dile getirdi. Gümüş oğlunun İzmir'e sevk edilmesi için yetkili mercilere başvurduğunu belirterek "Tutuklular üzerinde zulüm ve baskı var. Ben cezaevindeki bütün tutuklular için nöbetteyim. Onlara gazete ve dergi vermiyorlar. Diğer birçok aktiviteleri engelleniyor. Birçoğu tek kişilik hücrelerde kalıyor ve arkadaşlarını göremiyor. Tek isteğimiz çocuklarımız ve tutuklularımız için barışın sağlanmasıdır. Tutuklu anneleri olarak barış istiyoruz. Çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Hasta tutukluların bir an önce bırakılmasını istiyoruz" dedi.

İki yakını Şakran Kapalı Hapishanesi'nde tutsak bulunan Türkan Yıldırım da ikisinin de 29 yıldır tutsak ve hasta olduğunu belirterek sonuç alana kadar eylemlerini devam ettireceklerini ifade etti. Yıldırım, "Başta Aysel Tuğluk olmak üzere binlerce hasta tutsak var. Her hafta görüşlerine gidip, döndüğümüzde gözümüze uyku girmiyor. Her gün bir ölümle karşı karşıyayız. Artık bu ölümlere ‘son' demek istiyoruz. Tutukluların sesi olalım ve yakınlarımız ölmesin. Cezaevlerinden tabut çıkmasın. Şu an cezaevi koşulları ağırlaştırılmış durumda. Zindan içinde zindan yaratılmış. Hiçbir hakları verilmiyor. 20 dakikalık telefon hakkımız vardı, 10 dakikaya düşürdüler. 45 dakika görüşme hakkımız vardı ve 30 dakikaya düşürdüler" diye konuştu.

Son olarak kamuoyuna çağrıda bulunan Yıldırım, "Tüm insani değerlere değer veren insanlara ve Adalet Bakanlığı'na sesleniyorum; bizim sesimizi duysun, artık insanlar ölmesin. Kendilerini bizim yerimize koysunlar. Sesimizi duyurana kadar her kapıyı çalacağız" dedi.