İzmir Kadın Platformu: Eşit, özgür yaşamı birlikte kazanacağız
İzmir'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde yan yana gelen yüzlerce kadın, emek sömürüsüne, savaş politikalarına, kadın cinayetlerine, baskı, gözaltı ve tutuklama saldırılarına karşı, "Yoksulluk, şiddet, sömürü ve savaşın kadınlar üzerinde yarattığı yıkıma karşı, yaşam hakkımızı savunmak için buradayız" dedi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde İzmir'de yüzlerce kadın İzmir Kadın Platformu'nun çağrısıyla yan yana geldi. Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde bir araya gelen kadınlar, "Eşit, özgür bir yaşamı birlikte kazanacağız" pankartıyla ÖSYM binası önüne yürüdü.
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Özgür Genç Kadın (ÖGK) üyesi kadınlar da, "Özgürlük için biz varız", "Devrime adım adım, geliyor Özgür Genç Kadın", "Jin, jiyan, azadi" sloganları ve "Yaşasın kadın devrimimiz", "Kadınlar sokağa, özsavunmaya" dövizleriyle yürüyüşe katıldı.
Yürüyüş boyunca, "Kadın işçiler yalnız değildir", "Dayanışma sürüyor mücadele büyüyor" ve "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı.
Yürüyüşe, İzmir Kemalpaşa'daki Lezita fabrikasında grevde olan kadın işçiler de katıldı. Basın açıklamasını İKP adına Nuray Öztürk, Münevver Yalnız, Nil Sıla Aslan okudu.
"Yoksulluk, şiddet, sömürü ve savaşın kadınlar üzerinde yarattığı yıkıma karşı, yaşam hakkımızı savunmak için buradayız. Dünyanın dört bir yanında kazanılmış haklarını gasp etmeye çalışan iktidarlara karşı eşit, özgür bir yaşamı kazanmak için sokakları, meydanları dolduran tüm kadınlarla birlikte eşitlik ve özgürlük için buradayız. Ülkeler, kentler, sokaklar, haneler, işyerleri, fabrikalar, hastaneler, okulları kadınlara dar eden erkek egemen düzene karşı dayanışmamızla, mücadelemizle buradayız. 8 Mart devrimlere yol açan mücadele tarihinden aldığımız güçle buradayız" denilen açıklamada, tüm dünyada faşist-gerici iktidarların kadınların kazanılmış haklarını hedefe koyduğu belirtildi.
'MAKBUL KADIN YARATMAK İÇİN HAKLARIMIZ ORTADAN KALDIRILIYOR'
AKP-MHP iktidarının "kutsal aile" adı altında faşist rejimine meşruiyet sağlamak için kadınların kazanılmış haklarına pervasızca saldırdığı ifade edilen açıklamada, "Bir yanda tekelci kapitalizmin güncel çıkarları doğrultusunda sözde kadın istihdamını artırma hedefi ve iş ve aile yaşamını uyumlaştırma adı altında kısmi, uzaktan, geçici işlerle kadınlar için çalışma yaşamını daha fazla esnekleştirme planları yapıyor. Diğer yanda makbul ve itaatkar kadın yaratmak üzere kadınların eşitlik ve şiddetten koruma adına ne kadar hakları varsa ortadan kaldırmaya çalışıyor" denildi.
Kadınların eşitlik hakkına yönelik saldırıların neoliberal ve muhafazakar politikalar ekseninde sürdüğü kaydedilen açıklamada, "İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı çeken kadın düşmanı iktidar, Medeni Kanun'a el uzatıyor. 6284 sayılı yasa tasarısı kaldırılmak isteniyor. Tüm bu politikalar kadınlara şiddet olarak geri dönüyor" ifadeleri kullanıldı.
Diğer yanda LGBTİ+lara yönelik nefret politikalarının körüklendiği vurgulanan açıklamada, Diyanetin kadın düşmanı fetvalarına, MEB'in gerici, cinsiyetçi eğitim müfredatı ve tarikatlerle protokollerine, ÇEDES projesine dikkat çekildi.
'DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA DAYANIŞMAMIZ BÜYÜYOR'
Ancak kadınların bütün bunlara karşı, dünyanın dört bir yanında seslerini yükselttiği kaydedilen açıklama, şöyle devam etti: "İngiltere'de, Hindistan'da ve Bangladeş'te grevler örgütleniyor, İzlanda'da ücret eşitliği ve şiddetin önlenmesi için sokaklara çıkıyor kadınlar. Afganistanlı kadınlar Taliban'ın kız çocuklarının eğitimini yasaklamasına karşı mahallelerinde kız çocuklarını eğitmek üzere illegal sınıflar kuruyor. Emperyalist savaşların kadın ve çocuklar üzerine yıkıcı sonuçlarına karşı barış sesleri yükseliyor dünyanın dört bir tarafından. Fransa'da kürtaj hakkı kadınların mücadelesiyle anayasal güvenceye alındı. İran'dan Afganistan'a, Rojava'dan Filistine, Portekiz'den Türkiye'ye dünyanın dört bir yanında kadın özgürlük mücadelesi ve enternasyonal dayanışmamız büyüyor."
'KADIN İŞÇİLER 8 MART'I GREVLE KARŞILADI'
Türkiye'de kadınların Agrobay'dan Corning'e, Özak Tekstil'den Burda Bebek'e insanca çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret için mücadeleyi en önde yürüttüğü kaydedilen açıklamada, "İzmir'de çoğunluğu kadın işçilerden oluşan Lezita işçileri patronun sendikayı tanımaması üzerine dün greve başladı, yine çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu Gates'te işçiler toplu sözleşme masasında anlaşma sağlanamadığı için 8 Mart'ı grevle karşıladı" ifadeleri kullanıldı.
Katledilen her kadın için kadınların sokakları, meydanları doldurduğu belirtilen açıklamada, kadınların haklarına yönelik saldırılara, şiddete, doğa talanına, savaş politikalarına karşı yaşamı ve barışı savunduğu vurgulandı.
'GÜVENLİ BİR YAŞAM VE GÜVENLİ KENTLER İSTİYORUZ'
Deprem bölgesinde kadınların en temel ihtiyaçlarına ulaşamadığı dile getirilen açıklamada, "Devletin olmadığı yerde kadınlar ilmek ilmek ördü dayanışmayı, deprem bölgesindeki kadınların taleplerini görünür kılmak için bulundukları yerlerde sokaklara döküldü. Biz kadınlar güvenli bir yaşam ve güvenli kentler istiyoruz. Kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm peşinde olanlarla hesaplaşmaya devam edeceğiz" denildi.
Yaklaşan yerel seçimlere işaret edilen açıklamada, "Kadından yana bir yerel yönetim için şiddeti önleyici tedbirlerin derhal alınmasını, şiddetle karşılaşan kadınların korunma ve hayata tutunması için sığınma evi ve istihdam olanaklarının yaratılmasını istiyoruz. Bütün mahallelere ve işyerlerine ücretsiz kreşler istiyoruz" ifadeleri kullanıldı.
'TUTSAKLARLA DAYANIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'
İzmir'de Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara ve GM üyesi Meliha Kayacı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kadının yakın zamanda tutuklanmasına tepki gösterilen açıklamada, "İzmir'de yol arkadaşlarımız sosyal medya paylaşımları, siyasi tutsaklara görüşçü olması gibi uydurma gerekçelerle tutuklandı. Tutsak kadınlar çıplak aramada dahil her türlü işkenceye maruz kaldı. Kadınları baskı gözaltı ve tutuklamayla sindiremezsiniz. Katilleri değil mücadelemizi engellemeye çalışanlara karşı tutsaklarla dayanışmayı sürdürecek, ırkçı, gerici, faşist uygulamalarınıza boyun eğmeyeceğiz" denildi.
'MAKBUL KADIN OLMAYACAĞIZ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Makbul kadın olmayacağız, nafaka hakkından da, İstanbul Sözleşmesi'nden de, eşit yurttaşlık haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Yoksulluğa karşı sabretmeyecek, insanca yaşam ve güvenli, güvenceli, çalışma koşulları için mücadele edeceğiz. Sağlıklı konutlarda barınma hakkı, güvenli kentler, güvenceli yaşam için dayanışmayı da mücadeleyi de yükselteceğiz. Tarım alanlarını, sulak arazileri, ormanları maden şirketlerinin talanına açanlara karşı doğayı ve yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Emperyalist savaşlara karşı tüm dünyada barışın sesi olacağız."
Eylem boyunca, "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar artık susmayacaklar", "Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun", "Aile değil kadınız, kadınlar isyandayız", "Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son" sloganları atıldı.