22 Kasım 2024 Cuma

İstifa, kriz ve devrimci olanaklar

Faşist şef tüm saldırılarına rağmen kitleleri biat ettiremedi, onun öncü ve ilerici kuvvetlerine diz çöktürüp teslim alamadı. İçinden geçtiğimiz koşullarda devrimci sosyalistlere, devrimci demokratik harekete, emekçi soldan kesimlere, faşist şefin baskı ve zulmü altındaki halklarımıza önemli politik imkân ve olanak sunuyor. Şimdiden 1 Mayıs ajitasyonun ve çağrısının ücretli izinle genel grev genel direniş taktiğiyle birleştirilerek yükseltilmesi de önemli bir dönemsel görev olarak önümüzde durmaktadır.

Odağında politik özgürlük sorunu duran rejimin yapısal krizinin sonucu olarak gelişen yönetememe krizine, faşist devletin değişik tipte işleyiş sorunlarına bir çözüm olarak sunulan ve faşist şefte simgeleşen saray iktidarı virüs salgını karşısında da zorlanıyor. Salgın sürecinin başından bugüne değişik anlar ve duraklarda bunu çıplak bir şekilde gördük. Süreç bakımından, gerek saray sözcüleri ve bakanlarının kimi zaman yaptıkları birbiriyle çelişen açıklamaları, gerekse de değişik tipte iç gerilimlerin en belirgin dışa vurumu olan ve faşist sokağa çıkma yasağının zamanlaması etrafında gerçekleşen istifa hamlesi bu durumun en tipik verisi oldu. Faşist şef istifayı reddetti, faşist içişleri bakanı "yola devam inşallah" dedi, sular şimdilik duruldu. Son olaylar ve tablo bir kez daha gösterdi ki, saray rejimine bağlı bütün kurulların ve kişilerin alabilecekleri tek karar "tavsiye kararları" oluyor. Her konuda son karar sahibi, faşist şeftir.

Salgın sürecinin yönetilememesi ve süreç yönetiminin değişik tipteki zayıflıkları aynı zaman da Saray'da simgeleşen iktidarın iç çelişki, çatışma ve iktidar mücadelelerini de gün yüzüne çıkardı. Yönetememe kriziyle birlikte iç içe geçmiş iktidar klikleri arasındaki gerilim de dışa vurdu. Bu düzeyde tekleşen yapılarda, iç çatışmaların da, iktidar mücadelelerin de derin olduğunu tarihsel deneyim ve değişik tipte örneklerden biliyoruz. Sokağa çıkma yasağı sürecinin yönetim sorunları aynı zamanda bu iç mücadelenin de bir parçası olarak gelişti. Bunun önümüzdeki süreçte değişik sorunlar etrafında kendisini gösterecek olan bir dizi siyasi krizde daha belirgin hale geleceğini beklemek gerekiyor.

Bütün bunlardan baktığımızda yaşanan istifa olayını siyasi krizin, iç mücadelelerin ve yönetememe durumunun bir sonucu olarak değil de, 'danışıklı dövüş' ya da 'mizansen' olarak ele almak her şeyden önce politik körlük olur. Mevcut saray rejimini her şeye kadir, çelişkisiz bir yapı olarak düşünüşün sonucudur bu. İç çelişki ve gerilimleri görememe, rejimi ayakta tutan temel ittifak ilişkilerini anlamamaktır. Bu aynı zamanda sürecin siyasi olarak yönetim krizini de kavramamaktır. İstifa tüm bu tablo içinde politik bir sonuçtur ve süreç benzer tipte siyasi krizlere gebedir.

Faşist iktidar zorunlu ittifaklar üzerine kuruldu. İttifakın ruhu "Yenikapı ruhu"dur. AKP-MHP ve ulusalcı faşistlerle kontrgerillanın faşist şef etrafında toplanmasında simgeleşen bir iktidardır. Kritik bütün anlarda CHP-İYİP bu iktidarın koltuk değneğidir. Faşist saray rejiminin varlığının esası, rejim krizinin, politik özgürlüğün kazanılmasını sağlayacak devrimci bir çözüme kavuşmasını engelleme üzerine kuruludur. Çünkü tüm bu kesimler işçi sınıfı ve ezilenlerin, Kürt ve Alevi halklarımızın, kadın cinsinin özgürlük mücadelelerine karşı yekvücuttur. Mesele, onlar için sınıfsal pozisyonlarıyla çok iyi sezdikleri gibi gerçek bir beka meselesidir. Dolayısıyla iç gerilim ve çatışmaları yoğun olsa da mevcut saray rejiminin kendisini sürdürmesi hepsinin çıkarınadır. Bundandır ki sürecin yönetilememesinin değişik sorunları etrafında gelişen ya da gelişebilecek çatlakların, gerilimlerin -en azından bu süreç bakımından- bir kopuşa yol açması beklenmemelidir.

Yönetememe krizinin giderek daha fazla derinleşmesi, mevcut kırılgan siyasi zemin, her şeyden önce işçi sınıfı ve emekçilerin, Kürt halkımızın, kadın özgürlük hareketinin, gençliğin, ekoloji hareketinin politik özgürlük etrafında gelişen direniş ve mücadeleleri sayesindedir. Faşist şef tüm saldırılarına rağmen kitleleri biat ettiremedi, onun öncü ve ilerici kuvvetlerine diz çöktürüp teslim alamadı. Bu durumun giderek uzaması, direniş ve mücadelenin çapı ve gücü, bunun değişik tipte bölgesel ve uluslararası gelişmelerle birleşmesi rejimin kâbuslarını büyütüyor, iç çatışma ve mücadeleleri, çözülmeleri hızlandırıyor. Haliyle mevcut fotoğrafın birçok verisi, içinden geçtiğimiz koşullarda devrimci sosyalistlere, devrimci demokratik harekete, emekçi soldan kesimlere, faşist şefin baskı ve zulmü altındaki halklarımıza önemli politik imkân ve olanak sunuyor. Dönemsel politik görevlere işaret ediyor.

Faşist sokağa çıkma yasağına, onun salgını yaygınlaştırma tarzında ilan edilişine ve sonuçlarına dair kendiliğinden bir şekilde gelişen sınırlı bir tepki ve öfkenin bile bu siyasi krizi belirginleştirdiğini ve açığa çıkardığını gördük. Örgütlü bir kitle mücadelesi ve hareketinin, uzaması olası koronavirüs salgını koşullarında yaratacağı kriz, çatlak ve yarılmaları, tüm bunların yaratacağı değişik tipte imkanlar... Fakat bu ancak devrimci demokratik güçlerin süreçte inisiyatif alması, mevcut olanaklara gözünü dikmesi, bu tip siyasi krizlerde öne çıkması ve dönemsel politik görev olan ücretli izin ile yaşam grevi taleplerini, antifaşist içerikli çalışmaları mahalle mahalle, sokak sokak, işyeri işyeri, kent kent geliştirmesiyle mümkündür. Bu görev ve sorumluluklar yerine getirilmeden bırakalım rejim krizini, devrimci bir yoldan çözerek politik özgürlüğü kazanıp faşist şefi alaşağı etmeyi, halk sağlığını korumak bile mümkün olamayacaktır.

İstifa ve siyasi kriz devrimci sosyalistlere de önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Devrimci sosyalistlerin, sosyalist gençliğin, bir süredir giderek artan devrimci ajitasyon, propaganda ve teşhir eyleminin mutlak bir biçimde içerik olarak da saha olarak da genişlemesi ve yayılması gerekmektedir. Durumun, devrimci imkanlarının söylediği şey, bir dönemdir süregiden antikapitalist içerikli çalışmaların yanı sıra, doğrudan faşist saray rejimini ve AKP/MHP faşist iktidarını teşhir etmeyi esas alan antifaşist içerikli kitle çalışmalarının da güncel olarak önemli bir politik görev olduğudur. Mevcut yönetememe krizini derinleştirmeye odaklı, yaratıcı propagandanın, ajitasyonun ve eylemin gücünü geniş işçi ve emekçi kitlelere doğru yaymalıyız. Sokağa çıkma yasağı, faşist yasal düzenlemeleri de içeren infaz yasası ve siyasi tutsakların özgürlüğü sorunu, halk sağlığını bu kadar riske atan sorumluların hesap vermesi ve istifası taleplerinin yükseltilmesi gibi noktalar ajitasyonların ve eylemlerin konusu haline getirilmelidir. Bu konu başlıkları etrafında, dönemin politik görevleriyle uyum içerisinde basın açıklamaları, işçi düşmanı işyerleri ve devlet kuruluşları önünde siyasi teşhir ve ajitasyon çalışmalarını etkin bir şekilde gruplar halinde yapmalı, pankart, ozalit, yazılama vb. biçimleri kullanılmalıyız. Partinin politik eyleminin görünürlüğünü zayıflatmadan, yan yana gelebilecek değişik siyasi öznelerle de bu biçimler ortaklaştırılmalıdır. Keza politik olarak ileri itebildiğimiz dayanışma ağlarını da bu zemine doğru çekmeliyiz.

Önümüzde 1 Mayıs var. Sokağa çıkma yasağının 1 Mayıs'ı da kapsama ihtimali kuvvetle muhtemel görünüyor. Saray rejiminin böylesi bir fırsatı kaçırmayacağı kesin. Dolayısıyla şimdiden 1 Mayıs ajitasyonun ve çağrısının ücretli izinle genel grev genel direniş taktiğiyle birleştirilerek yükseltilmesi de önemli bir dönemsel görev olarak önümüzde durmaktadır.