'İşgal ve ihanete hayır' eylemleri
İstanbul'da Bağcılar ve Ümraniye'de, Mardin Artuklu'da ve Avustralya Sidney'de Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgal ve ilhak saldırıları protesto edildi. Bu saldırıların tek hedefinin PKK olmadığı kaydedilen eylemlerde, Misak-ı Milli hayallerine Güney Kürdistan'ın da dahil edildiği belirtildi. KDP ve Barzani ailesini ihanet ve işbirliğine dikkat çekilen eylemlerde, "Kürtler, Kürdistan özgürlük gerillasının kahramanca direnişi etrafında ulusal birlik ruhuyla birleşmeli ve ortak mücadeleyi yükseltmeli" vurgusu yapıldı.
Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgal saldırılarına ilişkin Türkiye, Kürdistan ve Avrupa'da halklar sokağa çıktı. Eylemlerde İşgal ve ihanetin derhal sonlanması istendi.
İSTANBUL
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ümraniye İlçe Örgütünün çağrısıyla yapılan eyleme, DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu da destek erdi. "Ji dagirkerî û îxanetê re na! İşgale ve ihanete hayır!" pankartı açıldı.
Basın metnini okuyan DEM Parti Ümraniye İlçe Eşbaşkanı Ayten Bingöl, Güney Kürdistan'a yönelik saldırıların genel olarak Kürdistan'a statü sorunun demokratik çözümü önündeki en büyük engel olduğunu kaydetti. Bingöl, "Bu saldırılar aynı zamanda Musul ve Kerkük'ü kapsayan neo-Osmanlıcı Misak-ı Milli hayallerin bir bütünüdür. Ama saldırıların kapsamından anlıyoruz ki Misak-ı Milli'ye büyük Güney parçası da dahil edilmiş. Bu parçadaki siyasi yönetim, bunun başat aktörüdür. Son başlatılan saldırılar ve yapılan hazırlıklar da köylerin boşaltılması, sivillerin yerinden göçertilmeleri ve Irak devlet sınırları içerisinde kimlik kontrolü yapılması izlenen politikaların kanıtı niteliğindedir" dedi.
Bingöl, işgal ve ihanete karşı mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
Bağcılar ilçesinde bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) binası önünde açıklama yapıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, "İşgale ve ihanete hayır" pankartı açılarak, "Savaş hayır barış hemen şimdi" sloganı atıldı.
DEM Parti İlçe Eşbaşkanı Nurten Varlık, Kürt halkına yönelik insanlık suçu işlendiğini söyledi. Varlık, Güney Kürdistan'a yönelik saldırıların yeni olmadığına işaret ederek, "Türkiye'nin Güney'deki askeri ve istihbari varlığının kalıcılaşmak gibi bir riske sahip olduğunu ve bunun sonuçlarının faturasının ağır olacağını bildirmiştik. Nitekim bugün içerisindeki bulunduğumuz süreç, maalesef geçmiş dönemlerdeki kaygı ve öngörülerimizi doğrulamıştır" dedi.
'TOPLUMSAL BİR KARŞILIĞI OLMAYACAK'
Türkiye saldırılarını "işgal" olarak tanımlayan Varlık, KDP'nin bunda üstlendiği role değindi. Varlık, "KDP, Kürt halkına hesabını veremeyeceği bir sürecin örgütleyici gücü olmuştur. Büyük bedellerle kazanılmış Güney Kürdistan topraklarını, küçük çıkarların uğruna heba etmiştir. Kürdün ulusal demokratik çıkarlarına aykırı olan KDP yönetiminin bu gerici siyasetinin, hiçbir vadede toplumsal bir karşılığı olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
KDP'nin tutumunun "ihanetçi ve işbirlikçi" olduğunu söyleyen Varlık, "Buradan işgalci Türkiye'ye ve politize olmuş sömürge psikolojisinden kurtulamayan KDP'ye çağrımızdır; Kürt halkının onurlu mücadelesi hiçbir zaman tekelleşmeyecektir. Kolektif, örgütlü ve politik duruşu asla gerilemeyecektir. Bu mücadele birkaç ailenin veya ana akım sistem siyasetinin güdümüne girmeyecektir. Her zaman olduğu gibi bugün de halkın çıkarları ve temel değerler üzerinden yürümeye devam edecektir. Fakat bu onurlu mücadeleyi baltalamaya, yozlaştırmaya ve engellemeye çalışanlar tarihin adaleti önünde yok olmaya mahkûmdurlar" dedi.
MARDİN
DEM Parti Mardin il Örgütünün çağrısıyla Artuklu'da bulunan Karayolları Parkında bir araya gelen halk, "İşgale ve ihanete hayır" pankartı açtı. Eyleme katılanlar polis ablukasına alınırken, DEM Parti Mardin İl Eşbaşkanı Mehdi Tunç açıklama yaptı. "Bakur, Başur, Rojava, Rojhilat biziz. Biz Kurdistanız" diye sözlerine başlayan Tunç, Türkiye'nin her gün saldırılar gerçekleştirdiğini belirtti. Tunç, "Ortadoğu'da yeteri kadar kan döküldü. Ortadoğu'da yeteri kadar savaş ve kargaşa yaşandı. Ortadoğu toprakları üzerinde, özelde de Kurdistan'ın dört parçasında askeri durumlar, hukuksuz durumlar yaşanıyor" ifadelerini kullandı. AKP-MHP iktidarının NATO'nun desteğiyle saldırılarını sürdürdüğünü dile getiren Tunç, saldırıları ve saldırılara destek veren uluslararası güçleri kınadıklarını söyledi.
KDP'YE: İNSANLIK DIŞI SALDIRILARA DESTEK OLMAYI BIRAK!
KDP'ye seslenen Tunç, "Kürtlerin tarihinde, Kürdistan'ın tarihinde bu tür bir durum kabul edilmez. Tarihimize bakalım. Dedelerimiz, babalarımız her dönem bizleri bir söz ile uyarırlar ve derlerdi ki; ‘Siz kahvaltı olursanız, sizin çocuklarınız öğlen yemeği olur. Siz öğle yemeği olursanız, kardeşleriniz akşam yemeği olur. Sizler akşam yemeği olursanız, kardeşleriniz de atıştırma olur.' İşte KDP'nin bilmesi gereken budur. KDP bunu gözden geçirmeli ve yaptıklarına son vermelidir. Bilinmelidir ki; Kürdistan'da yürütülen bu süreç hukuksuzdur, insanlık dışıdır, demokratik siyasete aykırıdır. Yanlıştır. Savaş ve yok etme halidir. Artık buna yeter diyoruz. Bunun sonlandırılmasını istiyoruz. Bilinmesini istiyoruz ki; bugün AKP-MHP'nin Ortadoğu'da yürüttüğü politikaları; bugün Efrîn'de, yarın Hewler'de, Amed'de yürüttüğü politikaları kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
'ÇÖZÜMÜN YOLU ABDULLAH ÖCALAN'DIR'
"Ortadoğu'daki savaş hali artık barış ile sonlandırılmalıdır" diyen Tunç, "Barışın yolu, huzurun yolu, çözümün yolu başta sayın Abdullah Öcalan'dan, İmralı Adası'ndan geçiyor. Demokratik siyaset dışında bir yol ve yöntem bulunmuyor. Bizler de sonuna kadar demokratik siyasette ısrar edecek, demokratik çözümü savunacağız. Bu kirli savaştan bir an önce vazgeçilmeli. Bu operasyonlar sonlandırılmalı, çözümün yolu açıktır. Demokratik siyaset için tekrar ediyoruz ki, yol bellidir. Çözüm belli, adres bellidir. Ortadoğu ve özelde de Kürt sorununun çözümü sayın Öcalan ile mümkündür" dedi.
AVUSTRALYA
Avustralya'nın Sydney kentinde Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) çağrısıyla Türk devletinin işgal ve ilhak saldırıları ile KDP ve Barzani ailesinin ihaneti protesto edildi. Sydney kent merkezinde düzenlenen eylemde konuşan Avustralya Demokratik Kürt Toplum Federasyonu Eşbaşkanı Brusk Ayveri, Türk devletinin işgal saldırılarının hedefinde sadece PKK'nin olmadığını, başta Başûrê Kurdistan statüsü olmak tüm Kürt kazanımlarının hedef olduğunu, dolayısıyla işgal ve ilhak saldırılarına karşı direnme ve mücadele etmenin sadece PKK'nin değil, tüm Kürtlerin görev ve sorumluluğu olduğunu belirtti. Ayveri, konuşmasının devamında, "Sömürgeci Türk devleti Kürdistan'da KDP ve Barzani ailesinin iş birliği ve desteğiyle, Kürt halkının on binlerce şehidin kanıyla elde ettiği kazanımların tamamını yok etmeyi hedefliyor. Kürtlerin kaderinin söz konusu olduğu böylesi tarihsel bir süreçte Barzani ailesi ve KDP şahsında ihanete ve işbirlikçiliğe karşı net ve kararlı mücadele yürütmek, ihaneti yenilgiye uğratmak olmazsa olmazdır. Çünkü dört parça Kürdistan'da sömürgeciliğin en temel ayağını ihanet ve işbirlikçilik oluşturuyor. Dolayısıyla bu ayak etkisiz kılınmadan sömürgeciliği yenilgiye uğratmak zordur. Bu anlamda tüm Kürtler, Kürdistan özgürlük gerillasının kahramanca direnişi etrafında ulusal birlik ruhuyla birleşmeli ve ortak mücadeleyi yükseltmelidir" dedi.
Eyleme katılan Greenleft Dergisi Editörü Peter Boyle de Kürt halkına yönelik soykırım saldırılarına karşı her zaman dayanışma içinde olacağını vurgulayarak, Türk devletinin Kürt halkına ve Kürdistan'a yönelik işgal ve ilhak saldırılarına karşı uluslararası toplumun sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Eylem direniş şarkıları eşliğinde tamamlandı.