'Irkçılık insanlık suçudur'

Mültecilere yönelik ırkçı saldırılara zemin hazırlayan tutum ve söylemlere tepki gösteren İHD İstanbul Şubesi, bu saldırıların derhal sona ermesini istedi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, mültecilere yönelik ırkçı saldırılara ilişkin açıklama yaptı. Dün akşam saatlerinde Esenyurt'ta biri mülteci iki kişi arasında çıkan tartışma sonrası, saldırıya uğrayan Filistin'li mültecinin sığındığı Suriyelilere ait iş yerini basan 30-40 kişilik faşist bir grubun, iş yerinin camlarını kırıp içeride bulunan eşyaları tahrip etmesi yoluyla gerçekleştirilen ırkçı saldırıyı hatırlatan İHD İstanbul Şubesi, bu saldırılara zemin hazırlayan tutum ve söylemleri kınadı.

İHD İstanbul Şubesi'nin açıklaması şöyle devam etti: "2 kişinin yaralandığı belirtilen saldırıda kalabalığın polisin müdahalesi ile dağılması sonrasında 7 kişinin gözaltına alınması, olayın önlenmemiş olmasını açıklamadığı gibi, doğan zararın nasıl giderileceğini de açıklamaya yetmemektedir. Olayda sadece fiilen orada bulunan saldırganlardan bazılarının gözaltına alınması ve gözaltına alınanların cezasız bırakılacağına dair hakim kanaat, ayrıca saldırganları cesaretlendirmekte, saldırıya maruz kalan kesimde gerginliği ve endişeyi artırmaktadır.

Temel insan hakları belgelerinde kabul edilen mültecilik hakkını ve hiç kimsenin can güvenliği bulunmayan bir ülkeye geri gönderilemeyeceğine dair geri gönderme yasağını yok sayan kimi siyasetçiler ve gruplar tarafından da desteklenen mültecilere yönelik ırkçı politika, söylem ve tutumlar; Esenyurt'ta yaşanan olayda olduğu gibi nefret saldırılarına yol açarak mültecilerin can ve mal güvenliği yanında, toplumsal barışı da tehdit etmektedir.

Bir arada eşit özgür bir yaşamı savunuyor, saldırıyı ve zemin hazırlayanları kınıyoruz. Ülkesinde bulunan herkesin  can ve mal güvenliğinden sorumlu devlet yetkililerini; birer suç olan ırkçılığı ve nefret saldırılarını durdurmaya, saldırıları teşvik eden cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve saldırılardan doğan zararların etkin giderimini sağlamaya çağırıyoruz."