3 Ekim 2024 Perşembe

İnsan hakları dedikleri, işkence, tutuklama

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısına katıldı. Sokak ortasında infaz, polis şiddeti, gözaltı, tutuklama saldırılarını görmezden gelen Bakan Gül, "İşkenceye sıfır tolerans, insan haklarını daha da güçlendiren tüm adımlar atıldı" iddiasında bulundu. Konuşma yapan HDP ve CHP milletvekilleri verdikleri örneklerle Gül'ü yalanladı.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu AKP'li Hakan Çavuşoğlu başkanlığında toplandı. Toplantıya, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de katıldı.

Komisyon üyelerinin öneri ve değerlendirmelerini dinleyen Bakan Gül, Türkiye'nin insan hakları konusunda ileri düzeyde olduğunu savundu. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve partilerinin insan haklarını geliştirme yönünde Anayasa başta olmak üzere kanunlarda çok önemli adımlar attığı, reformlar yaptığını iddia eden Adalet Bakanı, "İşkenceye sıfır tolerans, insan haklarını daha da güçlendiren tüm adımlar atıldı. Yine insan hakları çerçevesinde atılacak adımlar nelerdir, bu konu üzerinde çalışıyoruz" dedi.

2019 yılında Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni kamuoyuna açıkladıklarını hatırlatan Bakan Gül, "Oradaki hedeflerden birisi de İnsan Hakları Eylem Planı'nın güncellenmesi. İnsanın düşüncesi, fikri, etnik aidiyeti, kökeni ne olursa olsun, neye inanırsa inansın, insan onuru her şeyin üzerindedir ve idare insanın onurunu yüceltme, korumayla mükelleftir. Bizler de eylem planı çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mülkiyet hakkı, diğer ceza yargılamasıyla ilgili hususlar, idarenin bu anlamda atması gereken diğer adımlarla ilgili de bize düşen, yapılması gereken ayrıca çalışmalar var. Elbette kanun gereken konularda da yasama üyelerinin takdirleriyle yasalaşması gereken konular var" diye konuştu.

SÜNGERLİ ODAYA YANIT 'MEVZUAT'
Gül'ün konuşmasının ardından milletvekillerinin değerlendirme, görüş ve önerilerine geçildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bütçe görüşmelerinde sorduğu sorulara bakanlık tarafından verilen yazılı yanıtlara ilişkin "Ben süngerli odayı sordum, 'mevzuat demişsiniz', çıplak arama demişim, mevzuat demişsiniz" dedi.

KÖPEKLİ İŞKENCE HATIRLATILDI
Hasta tutsaklara ilişkin de konuşan Koçyiğit şunları söyledi: "Koçer Özdal Ankara'da cezaevinde mahkûmdu, yaşamını yitirdi. Ali Boçnak, Patnos Cezaevinde yaşamını yitirdi ve Takkettin Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşamını yitirdi. Bütün bunların hepsi ileri yaşta olan mahpuslardı, bunların hepsi hasta mahpustu gerçekten hasta mahpus kriterlerine dâhil olması gereken ve tahliye edilmesi gereken kişiler. Mehmet Emin Özkan, Diyarbakır'da şu anda çok ağır durumda ama tahliye edilmiyor, ATK raporu var. Mehmet Yamaç, aynı şekilde Rojbin Çetin. Dediniz ya 'İşkenceye sıfır tolerans' Sevil Rojbin Çetin, köpeklerle evi basıldı, işkence edildi, o yaralı hâlde on gün, on iki gün gözaltında kaldı, on ikinci günkü gözaltından sonra tutuklandı. Kendisi MRSA'ya ve tedavisi yapılmıyor. Onun için, bu hasta mahpus meselesinin gerçekten siyaset üstü, partilerüstü, insanlık onuruyla bağdaşır bir şekilde çözülmesi gerekiyor."

'TECRİDİN KALDIRILMASI GEREKİYOR'
Tecridin kaldırılması gerektiğini kaydeden Koçyiğit, "Biliyorsunuz, İmralı Cezaevi gerçeğini biliyorsunuz, bunu çok anlatmayacağım. Ayrıca Sayın Meral Danış Beştaş'ın başvurusu üzerine AİHM'nin aldığı bir karar. Cezaevlerindeki yaşam alanlarının kamerayla gözetlenmesi tamamen insan hakkı ihlali. Bununda ortadan kaldırılması gerekiyor diyorum. Ayrıca, detaylı olarak da size bir dosya göndereceğiz" dedi.

'İNSANLAR İÇERDE BEKLİYOR'
Hapishanelerde hak ihlallerinin devam ettiğini söyleyen HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Denetimli serbestlik ve Yargıtay'ın geç karar vermesi durumunda çok büyük sıkıntılar var. Covid ortamında insanlar denetimli serbestliğe ayrılmak durumundayken hemen cezaevi gözlem kurulu geliyor mevzuata aykırı bir şekilde denetimli serbestliğe çıkarmıyor veyahut da denetimli serbestliğe çıkacak, Yargıtay onama yapmamış insanlar içeride bekliyor. Bu, çok büyük bir yara, yüzlerce insan şu anda böyle bekliyor" şeklinde konuştu.

'CEZAEVİNDE ÇOK FAZLA ÖLÜM YAŞANIYOR'
Hapishanelerde çok fazla ölüm yaşandığına dikkat çeken Gergerlioğlu, salgından dolayı yaşamını yitiren çok sayıda tutsağın olduğunu belirtti. Gergerlioğlu, "Haziran ayından beri bir açıklama yapmıyorsunuz. Hüseyin Özen, Bursa Cezaevinde Covid'den vefat etti. Çok büyük ihlaller var. Hasta mahpuslar konusunda biz en azından bu dönemde suç grubuna göre ayırt edilmeksizin bir yıl infaz erteleme olması gerektiğini söylüyoruz" şeklinde konuştu.

3 BİN DİLEKÇE 800 ÖNERGE
Adalet Bakanlığı'na bin 800'den fazla soru önergesi verdiğini dile getiren Gergerlioğlu, "İnsan Hakları Komisyonuna 3 bine yakın dilekçe verdim ve ne ilginçtir ki bir tane bile ihlal kararı çıkmadı" dedi.

'FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNMALIYIZ'
Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık ise şunları söyledi: "AKP iktidarı döneminde önce Fettullahçı çete tarafından Ergenekoncu suçlanmak, sonra da o çetenin tasfiye edilmesi ardından o boşluğu dolduran ve kendine Pelikan diyen bir ekip tarafından FETÖ'cü olarak suçlanıp, hapse giren biri olarak bence daha sık görüşmeli, daha çok fikir alışverişinde bulunmalıyız. Reform sözlerinin bu kadar çok dolaşımda kalmasına neden olan ya da bugünlerde çok sık tartışılmasına neden olan olaylar ve kişiler bazından konuşmak iyi olacak."

ŞIK'IN SOYLU'YU ELEŞTİRİNCE MİKROFON KAPATILDI
Adalet Bakanı'nın reform konusunda konuşmasından memnun olduğunu dile getiren Şık, "Hukuki konularda dahi İçişleri Bakanı gibi işkenceci kişilere 'kırın bacaklarını ben arkanızdayım' pervasızlığını gösteren birinin konuşması yerine hukukla ilgili birinin konuşmasını tercih ediyorum" dedi.

Şık'ın sözleri komisyon başkanı tarafından kesildi. Şık, sadece "Dilimin temiz olduğundan şüphe duymayın. İfadelerim sert olabilir. Biz buna karşı konuşabilecek bir asgari medeniyete sahibiz. Süleyman Soylu için söyleyeceğim şey…"  diyebildiği, mikrofonu komisyon başkanı tarafından kapatıldı.

'HAVAYA ATEŞ AÇILDIYSA NASIL ÖLÜR 16 YAŞINDAKİ GENÇ?'
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, sistematik ve yaygın bir biçimde ihlallerin devam ettiğini vurguladı. 

Hakkari'nin Derecik ilçesinde 16 yaşındaki Özcan Erbaş'ın askerin ateş açması sonucu öldürüldüğünü hatırlatan Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Buna şimdi Vali diyor ki; 'Havaya ateş açıldı, öldü.' Yahu havaya ateş açıldıysa nasıl ölür 16 yaşındaki bir genç? Mesela, yaşam hakkı bakımından bunu söylüyorum. Yine, Ahmet Şık -çok esaslı bir gazetecilik refleksiydi aynı zamanda- Van'ın Çatak ilçesinde helikopterden itilen ve sonra linç edilen 2 yurttaşımızla ilgili olarak önemli bir rapor hazırladı, gitti görüştü ama bununla ilgili olarak mesela bu ağır yaşam hakkı ihlaliyle ilgili olarak Hükumetinizden tek bir açıklama gelmedi."

YAŞANANLAR BAKANI YALANLIYOR
Türkiye'nin "insan hakları, düşünce özgürlüğü, insan onurunu yücelten" bir ülke olduğundan bahseden Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ü, polis ve adliyelerde yaşananlar da yalanlıyor.

Sadece dün yaşanan birkaç olaya baktığımızda Türkiye'de Saray faşizminin Kürtlere, kadınlara, ezilenlere yönelik saldırılarının ne düzeyde olduğunu gösteriyor.

■ Polis, dün akşam saatlerinde Hakkari'nin Bulvar Caddesi'nde sıkışan trafikte tartıştığı iki kişiyi bacağından vurdu.

■ İstanbul'da aralarında Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Yavuz'un da bulunduğu 7 kişi, 8 günlük gözaltının ardından dün tutuklandı. Van'da da gözaltına alınan 28 kişiden 7'si tutuklandı.

■ Mardin Kızıltepe'de polis, evlerini bastığı kişilerin kafasına silah dayadı, işkence yaptı.

■ HDP'li belediyelerin birçoğuna kayyum atayan Saray faşizmi, belediye meclis üyelerini görevden almaya başladı. Son olarak Şırnak'ta dün yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alınan HDP'li 3 İl Genel Meclisi üyesi görevde uzaklaştırıldı.