GÜNCEL
'İnşaatla büyümenin sonuna gelindi, kriz derinleşecek'
TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nın Sanayinin Sorunları ve Analizleri Bülteni'nin 43. sayısında inşaatla büyümenin sorunları incelendi.
MMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez'in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin 43'üncüsünü, inşaatla büyümenin sorunlarına ayırdı. Araştırmada AKP döneminde inşaata dayalı büyümenin yükselişi ve krize girişi ele alındı ve sektördeki daralmanın ileri-geri bağlantıları nedeniyle sanayi ve hizmet sektörünü de olumsuz etkilediğine dikkat çekildi.
TÜİK, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı, IMF verileri kullanılarak yapılan analizde, inşaatın konut ve ofis ayağındaki satışlarında hızlı bir daralma görüldüğü, kentsel yatırımlar ve kamu-özel işbirliği projelerinde de sorunların hızla büyüdüğü vurgulandı.
Araştırmadaki önemli bulgular şöyle özetlendi:
-2018'in ilk dokuz ayındaki toplam konut satışı 2017'nin ilk 9 ayının satışlarından yüzde 2,7 geriye gitti. Yeni konut satışlarında ise 2018'in ilk 9 ayındaki satışlar 466 binde kaldı ve önceki yılın satışlarının yüzde 2,2 gerisine düştü.
-Satışlarda azalma, kredili yani ipotekli satışlarda daha belirgin gözlendi. 2018'in 3. çeyreğindeki ipotekli satışların 112 binden 54 bine gerilediği ve önceki çeyreğe göre yüzde 52'ye yakın azaldığı görülüyor.
-Konut satışlarının üçte birinden fazlasını oluşturan ipotekli satışlardaki gerileme, daha çok konut kredisi faizlerinin artışı ile ilgili. 2018 Temmuz ayında konut kredisi faizi yüzde 13,5 düzeyindeydi. Temmuz'dan itibaren artışa geçen faizler, 2018 Kasım başında yüzde 29'un üzerine çıktı.
-Konut fiyatlarında hissedilir düşüşler yaşanıyor. Konut fiyatlarında yıllık artışlar, tüketici, özellikle de üretici (sanayici) fiyatlarının çok gerisinde. Merkez Bankası verilerine göre, Ağustos itibariyle son 12 ayda İstanbul'da (hedonik) konut fiyatları ancak yüzde 3,7 artabildi. Artış, Ankara'da yüzde 5,9, İzmir'de yüzde 13,3 olarak gerçekleşti. Ağustos itibariyle 12 ayda üretici fiyat artışı ise yüzde 32'yi buldu. Bu, konut fiyatlarındaki artışın, enflasyonun neredeyse dörtte biri boyutunda kaldığını gösteren çarpıcı bir sonuç.
-Sanayici (üretici) fiyatları Ağustos itibariyle yıllık yüzde 32 artış gösterirken inşaat malzemesi fiyatlarındaki artış yüzde 41'i aştı.
-AVM, ofis, otel, depo ve hastane yatırımlarında da krizin bütün izleri görülmeye başlandı. AVM'lerde boşluk oranı hızla artıyor.
-İnşaat maliyetlerinde meydana gelen artışlar ve yatırımcı finansman sıkıntıları sebebiyle 18 AVM'nin açılışı gerçekleştirilemiyor.
-Ofislerde boşluk oranı özellikle belli bölgelerde sert bir biçimde yükselirken genelde kiralar da aşağı çekiliyor. Merkezi İş Alanı'daki (MİA) A sınıfı ofislerde 2018'in 3. çeyreğinde boşluk oranı yüzde 30'un üzerinde. Bu oran Zincirlikuyu, Esentepe'de yüzde 41'e çıkarken Maslak'ta yüzde 33, Levent'te ise yüzde 25 olarak gözleniyor.
-İstanbul'daki ofis stokunun yüzde 34'ünü oluşturan MİA A sınıfı binalardaki kiralarda önemli düşüşler yaşanıyor. 2017 sonunda metrekare başına aylık kira 24,8 dolar iken 2018 3. çeyreğinde 21,8 dolara inmiş durumda.
-Krizle beraber en hızlı istihdam kaybı gösteren sektör inşaat oldu. 2018 Mayıs ayında 2 milyon 28 bin olan inşaat istihdamı 2018 Ağustos ayında ise 1 milyon 972 bine kadar indi. İnşaatta işçilik maliyetlerinin de tüketici fiyatlarının çok altında kaldığı gözleniyor. Temmuz ayı itibariyle son 12 ayda inşaat işçilik maliyetleri yüzde 17 artarken aynı sürede tüketici fiyatlarının yüzde 20'ye yakın artış göstermesi, inşaat çalışanlarının reel gelirlerinde hızlı bir erime yaşandığı gerçeğini de sergiliyor.
-Sektörde yeniden hızlanma, ancak yeniden bir iç talep canlanmasına, o da enflasyonun yeniden tek hanelere düşürülmesine, kredi faizlerinin makul oranlara çekilmesine, yabancı sermayenin Türkiye'ye yeniden güven duyup giriş yapmasına, herkesin önünü görebilecek kadar bulutların dağılmasına, kısaca, kriz tünelinin ucunda bir ışık görülmesine bağlı. Bu ise birkaç mevsimi bulacak gibi, ama her şeyden önce AKP rejiminin bir yol haritası bulması ve dibe vurarak kuyudan çıkmaya koyulması gerek. Bu dibe dokunma,"En kötüsü geride kaldı" iddiasına karşın, henüz yaşanmış değil.