4 Ekim 2024 Cuma

İki aile daha Adalet Nöbeti'ne katıldı: Cezaevlerinden tabut çıkmasın

Tutsak yakınlarının Diyarbakır ve Van'da Adalet Nöbetleri devam ediyor. İki aile daha Van'daki nöbete katılırken, tutsakların durumuna dikkat çekildi ve "Cezaevlerinden tabut çıksın istemiyoruz" diye vurgulandı. 

Diyarbakır ve Van'da hasta ve infazı yakılan tutsakların durumuna dikkat çekmek için tutsak yakınlarının başlattığı Adalet Nöbeti sürüyor. 

Diyarbakır Barosu hizmet binasında Adalet Nöbetinin 37. gününde Halkların Demokratik Partisi ( HDP) İl Eşbakanları Gülistan Atasoy ve Zeyyat Ceylan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Rosa Kadın Derneği, Kürt Edebiyatçılar Derneği ve çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi aileleri ziyaret etti.

Tutuklu yakını Hasine Güler, yakınlarının sağlık durumlarının kötüleştiğini belirtti. Güler, "Her gün cezaevinden tabut çıkıyor. Bütün hasta tutukluların serbest bırakılmasını istiyoruz. Adalet için oturduk burada ama adalet yok" ifadelerini kullandı.

DBP İl Eşbakanı Seval Gülmez, hapishanelerdeki ihlallerin her geçen gün arttığını söyledi. Tüm Kürtlerin benzer ihlallere maruz kaldığına dikkati çeken Gülmez, "Cezaevlerinde insanlar ölüme mahkum ediliyor. AKP'nin de bu yaşananlara karşı duruşu ortadır. Bunlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Diğer ülkelere de sesleniyoruz; Kulaklarını kapatmasınlar. Bu demokrasi mücadelesi tüm insanlık için gereklidir" diye belirtti.

DBP İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun, annelerin mücadelesine işaret ederek, "Annelerimiz çok onurlu bir eylem sergiliyor. Biz de her zaman onların yanındayız. Hakikat için birçok insan yaşamını yitirdi. Şimdi cezaevlerinde de bu durum söz konusu. Hepsi 30 yıldır cezaevlerinde direniyor, anneler dışarıda direniyor. Hakikat amacına ulaşıncaya dek annelerin yanındayız. Elimizden geleni yapmaya hazırız. Bir adım geri atmayacağız" ifadelerini kullandı.

Tutuklu yakını Reşahat Ada, hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Ada, "Bırakın biz tedavi edelim. Çocuklarımız onurlu bir duruş sergiledi. Biz de onlarla gurur duyuyoruz. Herkes için adalet istiyoruz. Yeter artık, cezaevinden tabut çıkmasın" diye belirtti.

Yetkililerin sessizliğine tepki gösteren tutuklu yakını İnci Güler, eyleme destek çağrısı yaptı. Güler, "İnfazları yakıyorlar, serbest bırakmıyorlar. İçeri hiçbir şey götürmemize izin vermiyorlar. Ama sonra 'intihar etti' diyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Tek hücrelerde tutuyorlar. Bu kabul edilemez. Çocuklarımıza sahip çıkalım" dedi.

VAN
Hasta ve infazı yakılan tutsakların ailelerinin Van Barosu'nda başlattığı "Adalet Nöbeti", 14'üncü gününde devam ederken, ailelerin bugünkü ziyaretçisi kent ve bağlı ilçelerinde kadına yönelik şiddetle mücadele alanında faaliyet yürüten STAR Kadın Derneği oldu. İki ailenin daha katıldığı nöbet eylemini ziyaret eden STAR Kadın Derneği Başkanı Avukat Dilan Kunt Ayan, tutsak yakınlarının taleplerinin temel hak ve özgürlükler anlamında insani talepler olduğu vurgusunu yaptı.

STAR Kadın Derneği Üyesi Rojbin Bor, annelerin başlattıkları nöbet eylemini desteklediklerini belirterek, "Dört parça Kürdistan'da temel hak ve özgürlükler ayaklar altına alınmış. Garibe Gezer'in şüpheli şekilde ölümünü gördük. Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesi sırasında maruz kaldığı ırkçı saldırıyı gördük. Kürtlerin ölüsünün dahi dini vecibeleri engelleniyor. Annelerin, Kürt halkının direnişini biliyoruz. Bu direniş kazanacak. Annelerin yanındayız" dedi.

Nöbet eylemine katılan tutsak Nejdet Abi'nin annesi Meryem Abi, "Oğlum bir ihbar sonucu tutuklandı, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde kalıyor. 45 yıl ceza aldı. Oğlum rahatsız midesinde problem var. Bir anne olarak ben de buradayım artık. Cezaevlerinde cenazelerin çıkmasını istemiyoruz. Bize yapılan zulümdür. Adalet ve eşitlik istiyoruz. Çocuklarımızı serbest bıraksınlar" diye konuştu.

Tutsak Hişyar Abi'nin annesi Zehra Abi de şunları söyledi: "Oğlum 9 aydır Malatya'da cezaevinde. Ben bir anne olarak herkese sesleniyorum. Bize destek çıksınlar. Bütün tutsak ailelerini buraya davet ediyorum. Onlar da gelsinler. Cezaevlerinin kapılarını açsınlar. Artık hiçbir annenin ağlamasını istemiyoruz."