2 Ekim 2024 Çarşamba

İHD: Ölüm orucundaki Osman Çeken serbest bırakılsın

İHD İzmir Şubesi, Menemen T Tipi Hapishanesinde Wernicke Korsakof hastası olan ve 4 Temmuz 2020'den beri ölüm orucunda bulunan Osman Çeken'in serbest bırakılmasını istedi.

İHD İzmir Şubesi, "Hasta mahpuslara özgürlük" şiarıyla dernek binasında düzenledği basın açıklamasında 4 Temmuz 2020'den beri ölüm orucunda Osman Çeken'in durumuna dikkat çekti.

Bu haftaki basın açıklamasını okuyan İHD İzmir Şube Sekreteri Ahmet Çiçek, Kırıkkale F Tipi Hapishanesi'nde bir ay önce gardiyanlar tarafından darp edilmesi sonucu yaşamını yitiren Serkan Tumay'ın ailesine baş sağlığı diledi.

Menemen T Tipi Hapishanesinde Wernicke Korsakof hastası olan adli hükümlü Osman Çeken'in yaklaşık 8 aydır hapishanede olduğunu söyleyen Çiçek, Çeken'in 4 Temmuz 2020'den beri de ölüm orucunda olduğunu belirtti.

Çiçek, "2003-2004 yıllarında kendisinin haksız yere tutuklandığını söyleyerek 1 yıla yakın ölüm orucu tutmuş bilincini yitirince eşinin onayıyla hastanede tedavi altına alınmış, bilinci yerine gelince serumları koparıp attığı için tedavisi yarım kalmış ve wernicke korsakof hastası olmuştur. 10 Kasım 2004 yılında tahliye olmuştur" dedi.

Osman Çeken'in 27 Şubat 2020'de hasta haliyle tekrar tutuklandığını ifade eden Çiçek, "Hukuksuz bir şekilde hapishaneye girdiğini ileri sürerek 4 Temmuz 2020'de tekrar ölüm orucuna başlamıştır. Kendisine limon, şekerli su ve B1, B12 ilacı verilmektedir. Osman Çeken'in Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden verilen 'yüzde yüz engelli ve engelliliğin sürekli olduğu'na dair ve 'Hapishane şartlarında yaşamını sürdüremez, bakım ve gözetim hastasıdır' raporları bulunmaktadır" diye kaydetti.

Çiçek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eşinin bildirdiğine göre, Osman Çeken, öz bakımını karşılayamamaktadır. Başka mahkûmun yardımıyla tekerlekli sandalyeyle görüşe getirilmektedir. Sol tarafında felç ve güçsüzlük yaşamakta, aşırı halsizdir ve 25–30 kilo kaybetmiştir. Altına bez bağlanmakta, ayakta duramamakta, ayağa kalkınca düşmekte ve yoğun ağrılar yaşamaktadır. Hapishaneye girdikten sonra pandemi nedeniyle alması gereken ilaçlar verilmemiş, durumu kötüleşmiştir.

"Eşinden aldığımız bilgiye göre raporunu güncellemek için Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülmüş tüm tahlil ve tetkikler yapılmış, doktor, 3 gün gözetim altında tutulmasını istemiş ama ölüm orucunda olduğu için işlemler yapılmamış, yarım kalmış ve hapishaneye geri götürülmüştür. 10 Ekim 2020 ve 22 Ekim 2020'de fenalaşınca Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirmişler, oruca devam ettiği için tekrar hapishaneye götürmüştür. 22 Ekim 2020 Perşembe günü fenalaştığı için, önce Menemen'e hastaneye, orada yer olmadığı için Bergama'ya hastaneye götürmüşlerdir. Yoğun bakımda bilinci olmadığı esnada, serum, vitamin verilmiş, bilinci yerine gelince serumları kopartarak ölüm orucuna devam edeceğini söylemiştir. Durumunun tekrar stabil olmasıyla hapishaneye götürülmüştür.

"Eşi, Osman'la son konuştuğunda, dilinde bir şeyler olduğunu, konuşamadığını, beyan etmiştir. Eşinin ölüm orucunu bırakmadığını, ölüm orucuna, kendisine yapılan hukuksuzluk ve haksızlık giderilinceye kadar devam edeceğini söylemektedir.

"Eşi, Hapishane koşullarının sağlıksız olmasından kaynaklı Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde izlenmesini talep etmektedir.

"Biz insan hakları savunucuları, 'böyle ağır bir sağlık sorunu yaşayan bir hasta mahpusun pandemi sürecinde hapishanede kalması ne kadar doğrudur?' Sorusunu soruyor ve hasta mahpusların, pandeminin iyice ağırlaştığı ve yaygınlaştığı bu süreçte, serbest bırakılmasını istiyoruz."