GÜNCEL
İHD: 6 ayda 543 başvuru aldık
Son 6 ayda cezaevlerinden 543 başvuru aldıklarını belirten İHD İstanbul Hapishaneler Komisyonu, bunların 147'sinin sağlık ve tedavi hakkına yönelik engeller, 216'sının işkence, darp, tehdit ve disiplin cezaları, 115'inin iletişim hakkına yönelik ve 65'inin diğer ihlaller olduğunu belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Hapishaneler Komisyonu, Marmara Bölgesi'ndeki cezaevlerinde son 6 ayda yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu, dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Rapor, Silivri, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi, Edirne F Tipi, Bakırköy Kadın, Metris R Tipi, Kırklareli, Kandıra F Tipi, Bolu F Tipi ve Düzce-Çilimli T Tipi cezaevlerinin yanı sıra Adana Kürkçüler, Osmaniye T Tipi, Bandırma 1 Nolu, İzmir Menemen, Elazığ T Tipi, Tarsus Kadın, Rize Kalkandere L Tipi, Ermenek M Tipi, Antalya L Tipi, Gaziantep F Tipi, Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi ile Şakran T Tipi cezaevlerinden gelen başvurulardan oluşuyor.
Raporu açıklayan Komisyon üyesi Hatice Onaran, 6 ay boyunca genel olarak tutsaklara yönelik fiziki saldırıların, tehdit, darp ve işkencenin öne çıktığını söyledi.
EN FAZLA BAŞVURU MART AYINDA GELDİ
Kendilerine en çok 128 başvuruyla Mart ayında geldiğini kaydeden Onaran, "Ayakta sayım dayatması, ters kelepçe uygulaması, sayım ve telefon görüşmelerinde askeri tekmil ve askeri nizam dayatması, karşıt görüşlü mahpusların aynı ring aracıyla hastaneye götürülmesi de bunlardan bazıları. Yine keyfi disiplin cezaları, mahpusların özel alanlarını da görecek biçimde kameraların konulması, bazı hapishanelerde havalandırmanın üzerinin tel kafeslerle kapatılması yaşanan hak ihlallerinden bir kaçı. Yaşanan hak ihlalleri yaşam hakkı ihlallerine kadar gidebilmektedir" dedi.
Tutsaklara keyfi disiplin cezalarının uygulandığını aktaran Onaran, bu disiplin cezalarının birbirine eklenmek suretiyle süreklilik sağlandığının altını çizdi. Slogan atılması ve görevliyi çağırmak için hücre kapısına vurulmasının dahi disiplin cezası olarak gerekçelendirildiğini belirten Onaran, "Verilen disiplin cezaları mahpuslara yönelik tecridi derinleştiren iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içermektedir. 3 disiplin cezası mahpusun infazının yakılması için yeterli gerekçe kabul edilmektedir" diye belirtti.
Sağlık hakkına erişimin engellendiğine de değinen Onaran, bu alanda en çok ihlalin yine 99 başvuru ile Mart ayında geldiğini söyledi. Onaran, "Sağlık ve tedavi hakkına yönelik ihlallerin geçtiğimiz 6 ayda tavan yaptığını söyleyebiliriz. Bunlar revire sevk edilmeme ya da geç edilme, acil durumlarda dahi aylar sonra sevk, hastanede kontrol ve muayenelerin zamanında yapılmaması, hastane gidişlerinde hasta mahpuslara ters kelepçe dayatılması, çıplak arama zorlamasını kabul etmeyen hasta mahpusların hastanelere götürülmemeleri, doktor muayenesi sırasında askerin odadan çıkmaması, muayene sırasında kelepçelerin çıkarılmaması, kelepçe ve jandarma eşliğinde muayeneye zorlanma gibi sağlık hakkı ihlalleri devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
Onaran, yine DAİŞ-El Kaide üyesi tutuklularla, farklı görüşteki tutsakların aynı ring aracıyla götürülerek provokasyon ve nefret saldırılarına ortam yaratıldığına işaret etti.
Tutsakların bu dönemde en çok ihlal yaşadıkları konulardan birinin de iletişim yasağı olduğunu söyleyen Onaran, şunları belirtti:
"Kitap gazete, dergi gibi süreli ve süresiz yayınların verilmemesi, dışarıdan gönderilen gazete ve dergilerin alınmaması, yine mahpusların yazdığı mektupların hiçbir gerekçe gösterilmeden gönderilmemesi ve mahpuslara gönderilen mektupların verilmemesi. Ayrıca, mahpusların edebi ve sanatsal üretimlerine de el konulmaktadır. Başvurulara göre hapishanelerde; mahpuslara telefon görüşmelerinde zorunlu kılınan tekmil uygulaması (önce kendi adını sonra konuştuğu kişinin adını bağırarak söylemesi), yine bazı hapishanelerde avukatların müvekkilleri ile yaptığı görüşmelerin cihazla sesli ve/veya görüntülü olarak kaydedilmesi, görüşmeyi izlemek amacıyla bir görevlinin hazır bulunması, avukat ile mahpusun birbirine verdiği belgeleri inceleme ve el koyma, görüş gün ve saatlerinin keyfi olarak kısıtlanması söz konusudur. Yılın ilk 3 ayında hapishanelerden çok yoğun mektuplar almaktayken Nisan ayından bu yana hapishanelerden gelen mektup sayısında ciddi oranda azalma olmuştur. Mahpus yakınları ve avukatlar vasıtasıyla derneğimize ulaşan bilgiye göre; mektup sayısının azalması ihlallerin azalması anlamına gelmemekte, yaşanan sorunların bilinmesini ve kamuoyunda duyarlılık oluşmasını engellemek maksadı ile mahpus mektuplarının gönderilmesi hapishane idareleri tarafından keyfi olarak engellenmektedir."
Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin dışarıdan yükseltilecek ses ile ancak engellenebileceğine dikkat çeken Hatice, şöyle dedi:
"2018 yılının ilk 6 ayında yaşanan ihlallerle ilgili derneğimize toplam 543 başvuru yapılmıştır. Bunların 147'si sağlık ve tedavi hakkına yönelik engeller, 216'sı işkence, darp, tehdit ve disiplin cezaları, 115'i iletişim hakkına yönelik, 65'i 'diğer' başlığı altında topladığımız ihlallerdir. Bu başvuruların yoğunluğu tehdit, darp, işkence, kelepçe uygulaması, askeri nizam dayatması ve sağlık ve tedavi hakkına yönelik ihlallerdir. Bu başvuruların 33 tanesi kadın mahpuslar tarafından yapılmıştır. Marmara Bölgesi'ndeki hapishaneler dışında 12 hapishaneden başvuru almış bulunmaktayız. Yine basından çıkan haberlerden derlediğimiz ihlalleri de raporumuza ekledik. Hapishane komisyonu olarak sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla, aldığımız her bir başvuru için ayrı ayrı Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Hapishane İdaresi ve hapishanenin bulunduğu ilin İl İnsan Hakları Kurulu'na sorunun çözümü için dernek olarak yazılar yazdık.
"Yazdığımız yazı sayısı 292'dir. Bu yazıların 54 tanesi Adalet Bakanlığı'na, 83'ü Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne, 42'si TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na, 75'i hapishane idaresine, 16'sı İl İnsan Hakları Kurulu'na, 22'si ise sevk talebine ilişkin yazılardır. Gelen mektuplar ve yapılan başvurularda ağırlıklı olarak, derneğimiz tarafından sorunun yerinde tespiti için hapishanelere heyet gönderilmesi ve avukat talebi öne çıkmış bulunmaktadır. Bu taleplerin bir kısmını karşılasak da talebin yoğunluğu karşısında avukat ve heyet göndermek noktasında eksik kaldığımızın farkındayız. Sunduğumuz 6 aylık hak ihlalleri raporu bizim ulaşabildiklerimizi kapsamaktadır. Özellikle son dönemde bu hak ihlallerinde belirgin bir artış vardır. Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini tek başına bilgi sunmak için rapor haline getirmiyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak esas amacımız hak ihlallerini engellemektir."