3 Ekim 2024 Perşembe

İdlib'de savaş kızıştıkça çeteler alan kaybediyor

Faşist şef Tayyip Erdoğan, Şubat 2020'de işgal noktalarının rejim güçlerince kuşatılması üzerine, "Ya 24 saat içinde geri çekilirler. Ya da onları biz göndeririz. İdlib'den çıkmıyoruz" açıklamasını yapmıştı. Bugün sahada gelişmelerin yönü değişti. Türk askerleri ve bağlı çetelerin, işgal ettikleri kimi alanları boşaltmak zorunda kaldığı görülüyor.

Kasım ayı boyunca İdlib'de yeni gelişmelere tanık olduk. Savaş ve çatışmalar şiddetlenerek sürüyor. Rusya'nın desteğini alan Şam hükümeti, çetelere karşı saldırılarını artırıyor. Çeteler her fırsatta Suriye rejimine karşı saldırılar düzenlerken, Rusya'da uzun süre sonra hava saldırılarını yoğunlaştırmaya başladı. Sömürgeci Türk devleti, "gözlem noktası" adı altında oluşturduğu işgal alanlarından, aşama aşama çıkıyor. Faşist Türk devleti ve çeteleri her geçen gün alan kaybediyor.

DENGELER DEĞİŞİYOR
İşgalci Türk devletine bağlı çeteler, Kasım ayının ilk günlerinden itibaren rejim güçlerine yönelik saldırılarını artırdı. Özellikle İdlib'in güneyinde bulunan rejim noktalarını ağır silahlar ve top atışları ile vurdu. Şam güçleri de Zawiye bölgesine yoğunlaştı, füze ve ağır silah atışları yaptı. Bölgede çetelerin elinde bulunan onlarca köy hedef alındı. Zaman zaman çatışmalar yaşandı.

Zawiya Dağı'nda bulunan Ernebe Köyü'ndeki Türk askeri noktası rejim güçleri tarafından bombalanırken, Rusya İdlib çevresini füzeler ve savaş uçaklarıyla yoğun biçimde bombalamayı sürdürdü. Ekim ayının sonlarında, Diweyle Dağı'nda 200'e yakın çetecinin bulunduğu Feyleq El Şam kampını bombalayan Rusya'nın baskıları sonucu, işgalci Türk devleti, Halep ve Şam yolu üzerinde bulunan işgal noktalarını boşaltmaya başladı.

İdlib'de tarafların elinde tuttuğu alanlara yönelik saldırı ve çatışmalar ile geri çekilme hamleleri iç içe girmiş durumda. Faşist şef Tayyip Erdoğan, Şubat 2020'de işgal noktalarının rejim güçlerince kuşatılması üzerine, "Ya 24 saat içinde geri çekilirler. Ya da onları biz göndeririz. İdlib'den çıkmıyoruz" açıklamasını yapmıştı. Bugün sahada gelişmelerin yönü değişti. Türk askerleri ve bağlı çetelerin, işgal ettikleri kimi alanları boşaltmak zorunda kaldığı görülüyor.

İdlib bölgesinde yer alan geniş bir alanda çatışma ve bombardımansız geçen bir gün yok. İşgalci Türk devletinin himaye ettiği çetelerin saldırıları çatışmaların bir yüzünü oluşturuyor. Suriye iç savaşını körükleyen emperyalist devletler ve bölge gerici devletlerinin politikalarının çıkmaza girmiş olması ise madalyonun diğer yüzü. Savaş arenasında sürekliliği, kaos ve istikrarsızlık politikası oluşturdu.

ARTIK İŞGALCİ DEVLET İÇİN İDLİB DAHA SIKINTILI OLACAK
İşgalci Türk devletinin İdlib'te kalma koşulları ortadan kalkıyor. Rusya ve İran ile yaptığı anlaşmaların bir sonucu olarak bölgede çete hamisi olarak hareket alanı daralıyor.

Rusya ve Şam hükumetinin 2019 sonlarında başlattığı askeri harekat sonucunda, kimi yerler anlaşma ile kimi yerler çatışma yoluyla alınmıştı. Hama ile Halep ve İdlip'in arasındaki geniş bir alan çetelerden alındı. İşgalci Türk devletinin, 'gözlem noktası' adı altında Til Tokan, Serman, Enedan, Raşidi, Til is Sevan, Meer Hetat ve Serakib'de tuttuğu işgal alanları rejim güçleri tarafından kuşatıldı. Karadan ulaşım imkanları kalmadı. Havadan ise Rusya'nın onayı olmadan hareket edemez oldular. "Emevi Camii'nde namaz kılma" hedefi güden faşist şef Erdoğan, askerlerine yiyecek ekmek, içecek su götüremez oldu. Rusya'nın onayı ve koruması altında, işgal noktalarına lojistik götürdü. Güç değişimlerini Rusya onayı altında yaptı.

Türk devleti bu şartlar altında rejim güçlerinin ele geçirdiği alanlarda 'gözlem noktası' bulundurma politikasını sürdüremez hale geldi. İlk olarak Kasım başında en büyük noktası olan Morek'ten çekildi. Ardından Şeyh Egil, Kutban Cebel ve Şer Mıxar ile Maraat El Numan'da bulunan Meir Hetat Köyü'ndeki noktalarını boşalttı. Hama ve Halep kırsalında bulunan alanlardan da çıkmak zorunda kaldı. İşgalci devlet elbette bu noktalardan kendi istediği ile çekilmedi. Altına imza atmak zorunda kaldığı anlaşmalar ve çatışmaların seyri bu sonucu beraberinde getirdi. Serakip ilçesinde yaşanan hava saldırıları sonrasında, artık nelerle karşı karşıya kalacağını iyi biliyor.

Faşist şef Erdoğan'ın savaş ve saldırganlık politikası İdlib'te kazanım elde edemedi. Parça parça geri çekiliş süreciyle yüz yüze geldi. Çetelerin bir bölümü Libya ve Dağlık Karabağ savaşlarına nakledildi. Bölgede hala binlerce çete mensubu var. İdlib'te savaşın bu biçimde devam etmesi durumunda, daha şiddetli bir çatışmanın yaklaştığı söylenebilir. Türk devleti daha şimdiden İdlib'in güney hattına hareketli asker birlikleri konumlandırmaya başladı bile. Faşist şef Erdoğan, Dimyata pirince giderken elindeki bulgurdan da oluyor.