20 Eylül 2024 Cuma

HDP'nin 'torba yasa' şerhinin gerekçeleri

HDP, OHAL'i kalıcılaştıracak olan Torba Yasa'daki maddeler ile ilgili şerhini açıkladı. İlgili maddelerin öz yönetim direnişlerinde yaşanan hak ihlallerinden darbe girişimine kadar neden olduğu mağduriyetlerin artacağını belirtti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Meclise sunulan 25 maddelik kanun teklifi ile OHAL'in yürürlükten kalkacağı tarihten itibaren OHAL uygulamalarını 3 yıl daha uzatmayı hedefleyen Torba yasa ile ilgili şerhini açıkladı.
 
Açıklamada şerhin gerekçesi olarak, "Esasen kısıtlayıcı ve zapt edici hükümleri ile insan hak ve özgürlüklerine; usulen de farklı yorum ve okumalara mahal verebilecek türden ucu açık, üstü kapalı ve muğlak ifadeleri ile kanun yapma mantığına aykırı düzenlemeler bu anlamda 24 Haziran 2018 erken seçiminin getirdiği rejim değişikliğinin adını koymaktadır: Olağan bir durum olarak sürekli OHAL. Böylelikle normal koşullarda istisna olması gerekirken kalıcılaştırılan olağanüstü güvenlik önlemleri, erk karşısında birey güvencesizliğini kaide haline getirmektedir" denildi.
 
"24 aydır epilasyon merkezlerinden, kış lastiği uygulamalarına, ilçe taşımadan, dalgıçlık ve kurbağa adam hizmeti düzenlemelerine, otomobil cam filmine kadar her konuda değişikliği KHK'ler ile yapmaktan geri durmamış olan iktidarın, yerleşik OHAL düzenlemesini TBMM eli ile yaptırıyor olması" ise muhalafeti susturmaya yöneliktir denildi.
 
TASARI MADDELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
 
- Valilere; il sınırları içinde kamu düzeni ve güvenliğini bozacağı ya da bozacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hâllerde on beş günü geçmemek üzere giriş çıkış sınırlama yetkisi ile ilgili 2015 ve 2016 yıllarında ilgili madde dayanak gösterilerek valilere tanınan geniş yetkilerle sokağa çıkma yasakları ilan edildiği hatırlatıldı.
 
"Birçok il ve ilçede ayları, yılları bulan sokağa çıkma yasakları ilan edildi; valiler, hukuka ve kanuna aykırı şekilde yetkilerini aşmak suretiyle telafisi imkânsız can ve mal kayıplarının yaşanmasına sebebiyet veren kararlar uyguladılar" denilen açıklamada grev hakkı, toplantı ve gösteri yapmanın önünde de ciddi engel oluşturacağı ifade etti.
 
- Mahkeme kararı olmaksızın üst, eşya, araç aramasında yetkinin idari yetkiliye verilmesi "15 Temmuz Darbe Girişimi öncesinde 13/7/2016'da çıkarılan askerlere dokunulmazlığın getirildiği tasarıya ilişkin de muhalefet partilerinin askere verilen bu yetkilerin ve dokunulmazlık zırhının kötüye kullanılma olasılığına ilişkin uyarısı iktidar tarafından dikkate alınmamış ve iki gün sonra darbe girişimi yaşandığı" hatırlatılarak "Özel evraklar ve eşya aramasının kim tarafından yapılacağı, kimin bulunabileceği ve askerî mercinin alacağı kararın kimin tarafından denetleneceği dahi belli değildir" denildi.
 
- Yargı kararı olmaksızın kim olursa olsun üst ve eşya araması yapılması ile "erbaş ve erlerin üst ve eşyalarının aranması siyasi iktidar açısından 'korku'ya işaret etmektedir. Söz konusu korku, bütün topluma yayılarak güvenlikçi anlayış tüm topluma yayılmak istenmektedir" diye ifade edildi.
 
- Şehirlerde valilere toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklama yetkisi veren bu düzenlemenin "makbul vatandaş" ve "makbul olmayan vatandaş" ayrımının yasalara da sirayet ettirilmek istendiği belirtildi.
 
- MİT'in, hukuk uyuşmazlıklarında uygulanan arabuluculuk usulünden muaf tutularak hukuki denetim olanaklarının azaltılması "istihbari konularda hiçbir soruya cevap verme yükümlülüğü olmayan MİT'in idari veya mali konularda da şeffaflıktan muaf tutulduğu belirtilerek "Paris'te üç Kürt kadın siyasetçiye düzenlenen suikastın arkasında, 2014 yılında MGK kararı ile hazırlanan Çöktürme Planı'nı Kamu Güvenlik Müsteşarlığı ile birlikte MİT'in hazırladığı, Ceylanpınar'da polis memurlarının öldürülmesi gibi pek çok kamu oyunu ilgilendiren olayda MİT bağlantısı iddiası gündemde yer aldığı" hatırlatıldı.
 
"AKP, iktidarı döneminde 10 farklı şehirde 27 bombalı saldırı gerçekleşmiş ve bu saldırılarda 456 kişi hayatını kaybederken, 2500'ün üzerinde vatandaş da yaralanmıştır. Bu saldırıların önlenmemesi, darbenin önüne geçilmemesi, çeşitli uluslararası müdahalelerle ülkelerin egemenlik haklarını ihlal edip suç teşkil edecek çalışmalar içerisinde olması nedeniyle her zaman soru işaretlerinin odağında olan kurum yeni düzenleme ile artık hiçbir anlamda sorgulanamaz, hakkında soru sorulamaz bir kurum olarak kurgulanmaktadır" denildi.
 
- Bireysel gözaltılarda sürenin 2+2+2 şeklinde 6 güne, toplu gözaltılarda ise 4+4+4 şeklinde 12 güne çıkarılması "teknolojik gelişmeler bilgi ve belgelere ulaşma olanağı bu sürenin Anayasa'ya aykırı bir biçimde uzatılmasını kesinlikle haklı göstermediği gibi kötü muameleye yol açabilecek ve kolluk güçlerinin de işlemleri sürüncemede bırakmalarına sebebiyet vereceği" vurgulanıyor.
 
- Şüphelinin kullandığı bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına ve bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesine  Cumhuriyet Savcılarının karar vermesi ile uygulamada yetkinin kötüye kullanımının yaygın olacağı ve denge mekanizması ya da yaptırım olmadığı sürece kötüye kullanımın önüne geçilemeyeceği ifade ediliyor.
 
- OHAL KHK'lerine eklenen listelerle ihraç edilenler için OHAL komisyonundan iade kararı çıkması sonrasında ilgilinin Anayasa'da var olan bazı haklarını kullanmana izin verilmemesi düzenlenmesinin Anayasa'da yer alan, idarenin vereceği her türlü zarara uğrayanların tazminat isteme hakkı engellenmeyeceği belirtildi.