3 Ekim 2024 Perşembe

HDP: Üretenlerin yöneteceği bir dünya kurabiliriz

HDP Milletvekilleri Meclis'te asgari ücrete ilişkin açıklama yaptı. "Bütçe bir hesaplama meselesi değil, tercih meselesidir" diyen Hatimoğulları, işçi temsilcilerinin olmadığı bir masada işçilerin değil, sermayenin tercih edildiğini söyledi. Hatimoğulları, insanca yaşanabilir bir ücret ve emeğin özgür olduğu bir dünya için mücadeleden başka yol olmadığını vurguladı.

HDP Meclis Grubu adına milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Şevin Coşkun, Murat Çepni, Ali Kenanoğlu, Musa Piroğlu ve Kemal Bülbül Meclis'te asgari ücrete ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Açıklama yapan Hatimoğlulları, 2021 bütçe görüşmeleri ve asgari ücret görüşmelerinin sürdüğünü hatırlattı. İktidarın bir kez daha sermayenin ihtiyaçlarına çare üretmenin derdinde olduğunu kaydeden Hatimoğulları, "Halkın ve doğanın lehine tek bir madde içermeyen, şirketlerin bütçesi görüşülürken; başka bir masada da milyonlarca emekçiyi doğrudan ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri sürdürülüyor" dedi. 

'ASGARİ ÜCRETİN BELİRLENMESİ İŞİ, MİLYONLARCA İŞÇİNİN EMEĞİNE NE KADAR EL KONULACAĞI İŞİDİR'
Dünyada günde 25 bin insanın açlıktan öldüğünü, en zengin 26 kişinin toplam servetinin ise 3.8 milyar insanın toplam gelirine eşit olduğunu söyleyen Hatimoğlulları, Türkiye'deki eşitsizlik çok daha vahim olduğunu, toplam gelir içinde emekçilerin payının 29.9'a gerilerken, sermayenin gelirleri ise 50.5'den, 55.3'e yükseldiğine dikkat çekti.

16 milyon insanın açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini vurgulayan Hatimoğlulları, 10 milyon civarında insanın da  asgari ücretle geçinmeye çalıştığını, ailelerin de eklenmesiyle bu rakamın on milyonlarca insanı ifade ettiğini söyledi.

'KADIN İŞÇİLERİN DURUMU DAHA VAHİM'
Korona sürecinde 5 milyona yakın emekçinin, 1.168 TL ile, kısa çalışma ödeneğine mahkum edildiğini ifade eden Hatimoğulları, bu tabloda kadın işçilerin durumunun daha vahim olduğunu, asgari ücret ve daha düşük ücret alanların oranı genelde yüzde 38 iken, bu oranın kadınlarda yüzde 49'a ulaştığını söyledi. Özel sektörde ise kadın işçilerin yüzde 32.5'inin asgari ücretin altında çalıştırıldığını ifade etti.

'16 MİLYON İNSAN AÇLIK SINIRI ALTINDA YAŞIYOR'
"Asgari ücret, sömürü ve soygun düzeninin emek düşmanı politikaları altında her yıl istikrarlı olarak erimektedir" diyen Hatimoğlulları, şunları söyledi: "2003 yılında ortalama 25 adet Cumhuriyet altını alabiliyorken, 2020' de ise sadece 10 adet Cumhuriyet altını alınabilmektedir. Türkiye'de açlık sınırı 2.431 TL. Yoksulluk sınırı ise 7.918 TL. 16 milyon insan açlık sınırı altında yaşıyor. 16 milyon insana, sadece ölmeyecek kadar yiyebilirsiniz denmiş oluyor. Oysa aynı koşullarda ülkedeki milyoner sayısı ve onların toplam bütçeden aldığı pay her yıl artıyor."

'KRİZİN KAYNAĞI OLANLAR, YÜKÜ HALKA YÜKLEYEREK ÇIKMAYA ÇALIŞIYOR'
Türkiye sermayesinin krizde olduğunu ve bunun halktan alıp yandaş şirketlere hortumlayanların krizi olduğunu ifade eden Hatimoğlulları, krizin kaynağı olanların, tüm yükü emekçilere, halka yükleyerek krizden çıkmaya çalıştığını söyledi.

Hatimoğlulları, "Kendilerine saraylar, ballı ihaleler, şatafat milyonlara ise açlık, dua, şükür, itaat. İşte krizin gerçeği budur. Sadece sarayın bir günlük harcaması, 4 bin asgari ücretlinin 1 aylık maaşına eşittir. Üretenler, alın teri dökenler, iş cinayetlerinde ölenler kemer sıkmaya, acı reçete içmeye devam edecek ama kendi cebinin bekasından başka bir derdi olmayanlar semirmeye, zenginleşmeye devam edecek.

Bu düzen zenginin daha çok zenginleştiği, yoksulun ise daha çok yoksullaştığı bir düzendir. Aynı gemide olduğumuzu söyleyenler yalan söylüyorlar. Batan, sermaye düzeninin gemisidir, ama milyonlarca yoksul emekçi o gemide değildir" dedi.

"Sistem bu olduktan sonra belirlenen rakam ne olursa olsun, kriz derinleştikçe, işsizlik, enflasyon, zam, vergi basıncı altında kısa zamanda eriyip gidecektir" diyen Hatimoğlulları, komisyonun çoğunluğunu sermaye çevrelerinden ve devlet yetkililerinden oluştuğuna dikkat çekti.

'BÜTÇE HESAPLAMA MESELESİ DEĞİL, TERCİH MESELESİDİR'
HDP olarak asgari ücretin 4 bin TL olması yönünde öneri yaptıklarını anımsatan  Hatimoğlulları, "Ancak bütçe bir hesaplama meselesi değil, tercih meselesidir" dedi.

Hatimoğulları, açıklamasını şöyle sürdürdü: "İşçi sınıfının sermayeye karşı en büyük silahı örgütlenme ve grev hakkıdır. Grev yoksa hak da yoktur. Grev yoksa masa da yoktur.

İnsanca yaşam koşullarının sağlanması ancak, emeğin sömürüsü koşullarının ortadan kaldırılması ile mümkündür. Sermaye ancak söz konusu eşitsizlikler üzerinde kendini büyütebiliyorsa, asgari ücret de ancak bu eşitsizlikleri hedef alarak belirlenmek durumundadır. Telebi asgari ücret diye tanımlanmaktan ziyade; söz, eylem, örgütlenme, grev ve toplu sözleşme hakkı olarak ele alıyoruz.

İnsanca yaşanabilir bir ücret ve emeğin özgür olduğu bir dünya için mücadele etmekten başka yolumuz yoktur. Ekonomik, demokratik talepler için kararlılıkla yürüteceğimiz bu mücadeleyi sermaye düzenine karşı direnişin de bir parçası haline getirmeliyiz.

Güçlü olan emeğiyle üretenlerdir. Güçlü olan şalterleri indirdiklerinde dünyayı durdurabilecek olanlardır. Sermayenin sömürü ve talan düzenine karşı emeğin dünyasını kurabilir, demokrasi ve özgürlüğü kazanabiliriz. Üretenlerin yöneteceği bir dünya kurabiliriz."