2 Ekim 2024 Çarşamba

HDP: Öcalan üzerindeki tecridi derhal kaldırın

15 Şubat'ın yıldönümüne ilişkin HDP MYK'sı yaptığı açıklamada PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin derhal kaldırılmasını istedi. Açıklamada, "Artan ekonomik kriz ve yoksullaşmadan, tecrit ve savaş politikalarından bağımsız olmadığı" kaydedildi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütmek Kurulu, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplonun 23. yılında yaptığı açıklamada, Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesi için İmralı tecridinin derhal kaldırılması gerektiği kaydedildi.

Çözüm Sürecini sonlandıran AKP-MHP iktidarının, 2015 yılından bu yana şiddete dayalı yöntemleri önce bölgede Kürtler üzerine sonra tüm Türkiye'ye yaydığı belirtilen açıklamada, büyük bir toplumsal kuşatma, görünmez kılma ve baskı devreye konularak tecridin İmralı üzerinden tüm Türkiye'ye yayıldığı ifade edildi.

'EKONOMİK KRİZ TECRİT VE SAVAŞ POLİTİKALARINDAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR'
Tecrit ve Kürt meselesinin çözümsüzlüğünde ısrar eden güvenlikçi politikaların yıllar içerisinde tüm halklara ödettiği sosyal ve ekonomik bedelin gittikçe ağırlaştığı belirtilen açıklamada son günlerde artan ekonomik kriz ve yoksullaşma da tecrit ve savaş politikalarından bağımsız olmadığı kaydedildi. 

Açıklama şöyle devam etti: "Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin derhal kaldırılması gerekmektedir. Öcalan tecrit altında tutuluyorken, AKP Genel Başkanı'nın çıkar, oy ve sandığa endeksli ucuz hesaplarla meseleye yaklaşması kabul edilemez. Vakit kaybetmeksizin İmralı'daki mutlak tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun çözümü için Sayın Öcalan'ın kendi fikirlerini kamuoyuyla paylaşmasının önünün açılması gerekmektedir. Öcalan konuştukça müzakere ve demokratik çözüm imkanı güçlenecektir.

'ÖCALAN'IN SAĞLIK VE GÜVENLİĞİNDEN ENDİŞELİYİZ'
İmralı hapishanesi, Öcalan'ın kaçırılma biçiminden İmralı'da tutulma koşullarına kadar yasaların hükmünün geçmediği bir uluslararası hukuk kara deliğidir. Özellikle son yıllarda Sayın Öcalan'a sürekli disiplin cezalarının verilmesi 'ceza içinde ceza' olarak tanımlanabilecek sistematik bir işkence ve düşmanlık zeminine işaret etmektedir. Bu ağır tecrit koşullarında ve hukukun askıya alındığı bir mekânda Öcalan'ın sağlık ve güvenlik koşullarından endişeliyiz.

Tecride karşı mücadele, demokratik siyasetin onurunu ve barış umudunu korumaya yönelik de bir mücadeledir. Halklarımızın ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi İmralı'daki hukuksuzluğu ortadan kaldıracaktır.

Türkiye'de demokrasi ve siyasetin gücünü korumak isteyen bütün siyaset kurumları, insan hakları örgütleri ve sivil toplum örgütlerini de tecride karşı mücadeleye çağırıyoruz."