3 Ekim 2024 Perşembe

HDP: Mutlaka başaracağız

Sonuç bildirgesini açıklayan HDP PM Meclisi, 2022 yılında da mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi sonuç bildirgesi yayımlandı. 2022 yılının ilk toplantısında HDP, AKP-MHP ittifakının her alandaki yıkım politikalarına karşı direnişin büyüdüğü bir yılın ardından 2022 yılında da mücadelenin süreceği kaydedildi. 

Türkiye'nin ezilenleri, yoksulları, kadınları, işçileri olarak dayanışma içerisinde direnmeye ve özgür, adil, halkların yoksullukla baş başa bırakılmadığı bir düzenin hepi birlikte inşa edileceğinin altı çizilen toplantıda, "Çoklu krizler derinleşiyor, rejim krizi büyüyor" denildi. 

'KÜRT SORUNUNDA İNKARCILIK İKTİDARA KAYBETTİRECEK'
Bir yanda ısmarlama ihale çeteleri ve bürokratik saray oligarşisi diğer yanda siyasetin ve devletin idaresindeki karanlık odaklar ile kurulan ittifakın tam bir "Kartel İttifakı" olduğu belirtilen sonuç bildirgesinde, "Ekonomi, siyaset ve hukuk eksenlerinde kurulan bu Kartel İttifakı ile Türkiye'deki mali kaynaklar ve yargı-idare-bürokrasi kartelin ortakları tarafından parsellenmektedir. Türkiye halklarına ise fahiş zamlar, yeni vergiler ve yurttaşlık haklarından feragat etme dayatılmaktadır. Dış politikada art arda iflaslar yaşayan Kartel İttifakı, küresel siyaset dengelerinden hızla dışlanmaktadır. Bu ittifak, sulh yerine silah ihraç etmeyi tercih etmektedir. Bu tercih sebebiyle, Ukrayna'da, Ortadoğu'da ve küresel denklemlerin yeniden kurulduğu her bir coğrafyada ve konuda küresel siyasetten uzaklaştırılmakta, kırılgan fay hatlarının tam ortasına yerleşmektedir. İç ve dış politikada değer üretmekten uzak, siyasi pragmatizm ve çıkarı esas alan; halkları ve barışı tercih etmek yerine çatışmayı ve ihtilafı tercih eden bir iktidar bloku gerçekliği ile karşı karşıyayız. Bu sebeple, içerideki çoklu krizler ile küresel siyasetteki fay hatları AKP-MHP ittifakının rejim krizini derinleştirmektedir. Kürt Sorununda inkarcı refleksler iktidara kaybettirecek" denildi. 

'SİYASİ TUTSAKLAR ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMALI'
Hapishanelere yönelik saldırılara dikkat çekilen bildirgede şu ifadeler yer aldı: "AKP-MHP ittifakının ölüm ve cezasızlık politikalarının benzeri, hasta tutsaklar ve cezaevlerine yönelik yaklaşımda açıkça görülmektedir. Türkiye ve dünya kamuoyunun tüm çabalarına ve çağrılarına rağmen hasta tutsaklara zindanda ölümü dayatan AKP-MHP ittifakı, ölüm politikalarında gelebileceği sınırı göstermektedir. Zindanlara ölüm dağıtan iktidar, politik tercihini yaşatma değil, öldürme üzerinden belirlemiştir. Herkes bilmelidir ki, cezaevlerindeki hukuksuzluklar ve hasta tutsaklara yönelik ölüm politikalarının dayatılması, insanlığa karşı işlenen suçtur ve tüm iktidar mensupları ve bürokrasisi bu suçun ortağıdır. Kuşkusuz ki bize düşen tarih ve bağımsız yargı önünde bu suçun hesabını sormaktır. HDP haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde tutulan hasta ve siyasi tutsakların özgürlüğüne kavuşması konusunda taleplerini güçlü bir şekilde sürdürmektedir."

'KADINLAR TARİHİ BİR DİRENİŞ SERGİLİYOR'
AKP-MHP ittifakının ideolojik ve politik nedenlerle kadın kazanımlarına yönelik tarihin en kapsamlı saldırılarının gerçekleştiği kaydedilen bildirgede, "Kadın hareketinin kazanımlarına göz diken iktidar İstanbul Sözleşmesi'nden sonra, nafaka hakkına saldırmaya hazırlanıyor. Kadınları, kamusal alandan uzaklaştırıp eve hapsetmeyi ve erkek tahakkümünü derinleştirmeyi esas alan bu ittifak büyük kadın direnişiyle karşılaşmaya devam edecektir. Kazanılmış haklarımızı koruma ve yeni kazanımlarla taçlandırma çizgisinde ısrarla mücadelemizi sürdüreceğiz. AKP-MHP ittifakı, 2022 yılı ile birlikte siyasi kadınları hedef gösterme, tutuklama ve komploların merkezine koyarak baskısını arttıracağının işaretini vermiştir. Bizler de kadınlar olarak erkek egemen otoriter rejime karşı sokağı esas alan direnişimizi büyütecek ve 8 Mart'a bu ruhla hazırlanacak, mücadelemizi tüm yıla yayacağız. Kadınlarla dayanışma ve istişareyle dönemin ruhuna uygun olarak ittifak politikalarının daha çok güçlenmesi için maksimum düzeyde çaba harcayacağız" denildi. 

'İTTİFAK ÇALIŞMALARI TARİHİ ÖNEMDE'
Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'nun her köşesinde, dünyanın her yerinde HDP'li olmanın farkının görüldüğünün altı çizilen bildirgede, "Bu itibarla, seçim sandıkları dahil siyasetin tüm alanlarında belirleyici olmaya, HDP'siz yapılan hesapları bozmaya devam ediyoruz. İlkeler ve değerler partisi olarak, iktidar hesabı yapan tüm kesimlere demokratik, adil, özgürlükçü siyaseti her daim hatırlatıyor; iktidarcı anlayışların başarısız olacağını sokaktan sandığa kadar
gösteriyoruz. Türkiye halkları, iktidarı elde etmeye odaklanmış; milliyetçilik ve hamasette benzeşen iki seçeneğe mahkum değildir. Bugün, Türkiye halklarının tarihsel sorunları olan Kürt Sorunu, demokratikleşme ve ekonomik adalet sorunlarına karşı farklı reçeteleri olmayan iki seçenekle karşı karşıyayız.
HDP, bu iki seçeneğe karşı mücadele birliğini büyüterek 3. Yolu güçlendirmeye ve Türkiye halklarına gerçek bir seçenek sunmaya yönelik çalışmalarını büyüterek sürdürmektedir. Mücadele birliğini sağlayarak 3. Yolun genişletilmesinde ittifak çalışmaları tarihi önemdedir" diye belirtildi. 

'KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM ÖCALAN'DIR'
HDP Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi, şöyle devam etti: "Bizler, geldiğimiz noktada Kürt Sorununun gerektirdiği ciddiyetin farkında olan tek siyasi seçeneğiz. Bu kapsamda, Kürt Sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin derhal kaldırılması gerekmektedir. Sayın Öcalan tecrit altında tutuluyorken AKP Genel Başkanı'nın siyasi çıkar, oya ve sandığa endeksli ucuz hesaplar ile meseleye yaklaşması kabul edilemez. Sayın Öcalan yerine konuşmak kimseye fayda sağlamayacaktır. Tecrit kaldırılmalı ve Öcalan'ın kendisi konuşmalıdır. Vakit kaybetmeksizin İmralı'daki mutlak tecridin kaldırılması ve Kürt Sorununun çözümü için Sayın Öcalan'ın kendi fikirlerini kamuoyu ile paylaşmasının önünün açılması gerekmektedir.

Kürt Sorunu ve Türkiye'nin demokratikleşmesi hususlarında Sayın Öcalan gerçekliğinin iyi anlaşılması gerekiyor. Basit siyasi hesaplara veya milliyetçi hamasetlere başvurmanın sorunu derinleştirmekten başka bir şeye yaramayacağını bir kez daha belirtiyoruz. Toplum ekonomik krize ve hayat pahalılığına mahkum değil Ekonomik kriz, Saray etrafında toplanmış imtiyazlı azınlık hariç tüm toplumsal kesimleri vuruyor. Fahiş zamlar ve vergi artışları, yoksulların, işçilerin, gençlerin, kadınların sırtına yükleniyor. Yandaşlara uygulanan vergi istisnaları ve zamlardan koruyan destekler, Türkiye halkının yüzde 99'una uygulanmamaktadır. Her birimiz için markete ve pazara çıkmak hayal haline geliyor, faturaları ödemek imkansızlaşıyor.

'GENÇLERİN GELECEĞİ İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ'
Son olarak üniversite öğrencisi Enes Kara'nın intihar ederek hayatına son vermesi gençlere uygulanan sistematik şiddetin son halkası olmuştur. Gençlere dayatılan geleceksizlik, yoksulluk, işsizlik bir kader değildir. Gençlerin özgür ve eşit bir şekilde yaşayabileceği bir yaşamı inşa etmek için mücadelemizi daha da yükselteceğiz. HDP olarak tek adam rejimi ve YÖK e karşı direnen üniversite öğrencileri ve akademisyenleri destekliyoruz. Üniversite öğrencileri için nitelikli eğitim/öğretim, barınma ve beslenme sorunlarına çözüm getirilmesi talebimizi güçlü bir şekilde yineliyoruz.

'DÖNEM DAYANIŞMA DÖNEMİDİR'
HDP Sağlıklı bir toplum için özellikle yoksul halkımızın gıdaya ucuz erişimi için ülke tarım ve hayvancılık politikalarında ithalata dayalı sisteme karşıdır, çiftçilerin ve üreticilerin yanındadır. Ülkeyi yangın yerine çeviren AKP-MHP ittifakı, iktidarını sürdürebilmenin planlarını demokratik siyaseti boğmak üzerine yapıyor. Bu koşullarda bir tek kurtuluş yolu var. O da her alandan yükselen
itirazların demokratik bir zeminde ortaklaşması. Toplum bu kadar haksızlığa, hukuksuzluğa, yoksulluğa mahkum değil. Dönem dayanışma içinde mücadele etme dönemidir.

'KAPATMA VE KUMPAS DAVALARINA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ'
Ekonomik yaşamı krizlere sürükleyen AKP-MHP ittifakı, iktidarını sürdürebilmenin planlarını demokratik siyaseti boğmak üzerine yapmaktadır. Kapatma ve kumpaslarla demokratik siyaseti ve muhalif düşünceyi yasaklamayı hedeflemektedir. Oysa bizler, gençler, kadınlar, işçiler ve tüm
ezilenler, kapatma ve kumpaslara karşı demokrasi ve barış talep edenler olarak her geçen gün sesimizi daha fazla yükseltiyoruz. Umudumuz ve sesimizle, kapatma ve kumpas davalarına karşı Türkiye halkları ile beraber savunma
hattını öreceğiz.

Demokratik siyaseti ve halk iradesini hep birlikte savunacağız. Bilinmelidir ki, 2022 yılında AKP-MHP ittifakı son gücüyle kurumlarımıza, değerlerimize, aşımıza, işimize saldırmaya devam edecektir. Fakat tarihte olduğu gibi bir kez daha topluma savaş açan bir iktidarın kaybettiğine tanık olacağız. Krize, kapatmaya, kumpasa karşı hep birlikte mücadele ederek AKP-MHP ittifakından kurtulacağız.

'8 MART'IN DİRENCİ NEWROZ'UN RUHUYLA KAZANACAĞIZ'
Önümüz 8 Mart Kadınlar Günü, önümüz 21 Mart Newroz Bayramı. 2022 yılını 8 Mart ve 21 Mart'ın gücüyle bir zafer yılı haline getirmek için şimdiden çalışmalara başlayacağız. Kimsenin şüphesi olmasın ki, 8 Mart ve 21 Mart, zulmünün sınırlarına gelen AKP-MHP ittifakına karşı kadınlar öncülüğünde direnişin görkemini gösteren halkların cevabı olacaktır. 8 Mart'ta kadınların direnci, 21 Mart'ta halkların umut dolu ruhu ile 2022 yılında başaracak ve Demokratik Cumhuriyeti hep birlikte inşa etmenin mücadelesini vereceğiz. Bu topraklara huzur, halklara barış ve adalet gelene kadar mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz. Bu düzeni değiştirecek, demokratik bir cumhuriyeti inşa edeceğiz. Mutlaka başaracak, birlikte kazanacağız!"